Rabia Türk
Dermanını aramaya koyulduğumuz, hayatımızı zorlaştıran; yalnızlığımızı, yetersizliğimizi hatırlatan dertlere düşüyoruz kimi zaman. İnsanlardan, işlerimizden bıkıyoruz. Hatta ileri gidip varlığımızdan sıkılıyoruz. Bunca yoruluşumuzun sebebini derde yükleyip düştüğümüzü umursamıyoruz. Ne yana düştüğümüzü fark etmiyoruz. Bu düşüşünün sebebini ararken uzaklaşıyoruz, dertten uzaklaşmak dermanı bulmaya engel oluyor. Asıl zorluksa dert ve dermanın aynı şey olduğunu anlayana kadar yardan ayrı düşmek.
Hepimiz gurbetteyiz. Biraz özlüyoruz başka şeyleri. Bazen Peygamberimizi. Bunca özlemle Allah`tan da uzaklaşınca fark etmiyoruz şaştığımızı. Hınçla doluyoruz, isyan ediyoruz, kızıyoruz. "Hep benim mi başıma gelecek?", "Neyin cezasını çekiyorum?" diyerek uzatıyoruz söylediklerimizi. Oysa susmalıyız. Gelin biraz susalım. Susalım ki yanıldığımızı anlayalım, susuzluğumuz geçsin.
Bakıverelim gözümüzün göreceği, özümüzün yetmediği ne varmış acaba? Her güzellikte varlığını müşahede ettiğimiz Rabb`in bize öğretmek istediği neymiş? Neyi bilip tamamlanmalıyız? O her güzelliği ayrı ayrı zannettiğimizden göremedik mi derdin güzelliğini, derdi verenin tekliğini? Oysa durup seyrederek bu zorluğun bizi nereye taşıyacağını anlasak. Daha az yorsak kendimizi.
Yoruluruz akmaktan, bazen bulanıklaşırız. Durulmamız, durulanmamız gerekir. Değişikliğin, derdin hakikate yol olduğunu anlamamız gerekir. Anlarsak ağlarız. Yardan ayrılırsak her günümüz ağlamaklı geçer.
Oysa basit bir şeydir kişisel acılarımızdan kurtulmak. Su üstünde durur gibi ferah, güneşe yol olmuş, nurdan bir namazımız var. İki İnşirah okusak, bir Neşet Ertaş dinlesek geçiverir hepsi. Tamam, bazıları çok ağır ve belimizi büküyor ama tesellimiz var. "Mümin kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle müminin günahından bir kısmını mağfiret buyurur." Allah bizi bağışlamak istemiş, kendine yaklaştırmaya sebep yaratmış, daha ne olsun?
Aşk olsun! Başımızı kaldırıp özlemle ileriye bakalım. Ahirete komşu hayaller kuralım. Kedileri besleyelim, kuşlara gökten haberler soralım. Sardunya yetiştirelim, bitki çayı içelim, güzel kitaplar okuyalım, şiirler yazalım, iyi türküler dinleyelim. Allah`ı hatırlayalım, birbirimizi çok sevelim. Sevinelim yaşadığımıza, gülümseyelim. "Biraz gül yahu! Değmez vallahi bu dünya."
GENÇ'ın Yazısı.