Aylin Teberoğlu

Elestte biricik Rabbimiz`i (cc) tanıyıp, bilmekti işimiz, 

Bela deyip sevda ateşiyle yandı yüreğimiz, 
 
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” hitabıyla mühürlendi kalplerimiz, 
 
Bu ateşi ilelebet söndürmeden, Sevgiliyi (cc) bilip, tanıyıp, sevip, aleme binbir meşakkatle sevdirmeye gelmekti asıl bu dünyaya gelme sebebimiz... 
 
“Sevmeseydim yaratmazdım” diyor güzeller güzeli. “Ben bir kulumu seversem, buna hikmet benim zikrim olur. O kul beni yeryüzünde zikreder, ben onu göklerde anarım” buyuruyor Alemlerin Sultanı. 
 
Nefsi, sabır kafesinde tutmak ne büyük sanat... Tüm isyan çığlıklarına kulaklarımızı tıkamak, kuruyan dudaklarımıza bir inşirah nazarı ile bakmak, yüreğimizi kaseler dolusu aşk ırmaklarıyla yıkamak, Rabbimiz`in bizler için sunduğu her anı, rahmet muştularıyla aralamak ve o kapılardan besmele ile girip, Peygamberimiz`in (sas) kıymetli nazarını alıp, ilahi levhaların izine sarılmak. Rabbimiz`in (cc) razı olduğu ve bizim hayatımızda olmasını istediği her şeyin peşine düşmek. Bir ağaç misali, bizleri tepeden tırnağa işleyen Rabbimiz`in (cc) acıtsa da kırılsa da dallarımız, yeniden yeşereceğimizi bilerek ve buna iman ederek; “Kahrında hoş, lütfunda hoş” diyebilmektir aşk... 
 
Karınca misali, umman`ı arzulamakdır aşk... 
 
Onca hatalarımıza, altından kalkamayacak onca günahlarımıza, düşmelerimize, kalkmalarımıza yani kul olmamıza manâ, saffımızı belli etmektir aşk... 
 
Sevgili`nin (cc) rızasını kazanmak için hep bir gayret ve sorumluluk bilinciyle yaşayıp, çırpınıp durmaktır aşk... 
 
Burcu burcu her yerde onu koklamak, kâinatın her zerresinde O`nun isimlerini seyretmek, O`nun sabahına uyanıp, O`nun gecesinde on sekiz bin alemi gezmektir aşk... 
 
Bazen insanların bizlere ardını döndüğü, üzdüğü, kırdığı anda O`nu taaa kalbimizin başköşesinde misafir etmektir aşk... 
 
O`nu sevmek, aldığımız nefesin lezzetini arttırır, bereketlendirir; işte budur aşk... O`nu sevmek, ibadetlerimizi tatlandırır, sevdirir; işte budur aşk...
 
Onu sevmek, zikrimizi ballandırır, O`nu andıkça çığır açar mesafeler, kuşlar dans eder, rüzgâr fısıldar, çiçekler zikreder işte budur aşk... 
 
Biz kullar bu aşk ile hemhal olur isek hissiyatı yüksek, kalbi ince, sevgi ateşiyle parlayan yıldızlara dönüşürüz. Bizler dönüştükçe evlerimiz dönüşür, toplum dönüşür, dünya dönüşür. 
 
Ve bizler “Lâ” diyerek tüm ilahları ardımıza atar, “İllallah” der ve tüm kâinatı Rabbimiz`in rızası için kalbimize sığdırırız. Çünkü bizler Rahman`ın (cc) tevhid üzere yaşamamızı arzuladığı biricik kulları, Hz. Muhammed`in (sas) nazlı ümmetiyiz. Vesselâm. 

GENÇ'ın Yazısı.