Ayşe Güven
Okula başladığımızda bize her şeyi bilin dediler. Küçüktük, hâlâ küçüğüz, bundandır ki biz de her şeyi bilmeye çalıştık. Bir sürü kitap ve makale okuduk, bir sürü film seyrettik, söyleşilerde, münazaralarda, bianel ve konferanslarda bulunduk. Her şeyi bilin demek belki de bu yüzden tehlikeli. Dağılırsak toparlanması zor olmasın? Her şey muhakkak yararlı ancak önceliklerimiz de olmalı.
 
Sosyal bilim açık uçlu ve disiplinlerarası bir yaklaşımdır.
 
Ne tek başına bir ne de onsuz bir bütün olmak mümkün. Survivor`ın reytinglerini takip etmek ve enformasyon güvenilirliğinin sonuçları bağlamında iletişim alanından kaçmak. Gözlerimizi açmak. Ne kadar da ruhlarımıza hitap eden bir yaklaşım bu böyle. 
 
O zaman okuduklarımız da bu yönde evrilsin ve gelsin sosyoloji, psikoloji, siyaset, iktisat, iletişim, din, felsefe alanlarında yazılmış eserler, daha nicesi. Ancak bununla da bitmiyor, ille de sentez ille de sentez ve alan içine indirgemek, daha doğrusu her şeyi değil anlayabildiğimiz şeyi öğrenmek. Hâl böyle olunca herkes için farklı sevilecek bir konu, şahsım içinse “Siyasal İletişim’” dolayısıyla en sevdiğimiz ders Medyanın Ekonomi Politiği. Dersin içinde Chomsky’i ve Louis Althusser’i öğrenmek, ama gerçekten öğrenmek! Ardından Shannan ve Weaver`ı anlamak gerekir. İletişim temelli mülakatlarda bunu nasıl açıklayabilirdik? Belki de bazen her öğrendiğimizi anlatmamız beklenmiyordur. Söyleyeceklerimiz hep içimizde ve ders notlarının arasına iliştirilmiş bir köşede kalıvermiş. Bir bakmışız içimizdeki ormanı büyütmüş, bir bakmışız bu sene yeşil bir kalbimiz oluvermiş. 
 
Velhasıl kelam sosyal bilimler açık uçlu ve disiplinlerarası yaklaşımdır. Bundandır ki bize her şeyi bilin dediler. Bilmenin yanında öğrenme çabasını da katarsak kütüphanemize dizilmiş sıra sıra adları faklı, verdiği tat farklı ama kazandırdıkları eşit oranda paha biçilemez nitelikteki incileri baş tacımız yaparız. Ve elbette hepsinin içinde olduğunu umduğumuz bir zihin. Ne demiş Necip Fazıl, “Düşünüyorum: O`ndan evvel zaman var mıydı? / Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?” 


GENÇ'ın Yazısı.