İslam, doğduğu günden bu yana farklı coğrafyaların hanelerinde özenle ağırlanmış ve toplumların pek çok kültürel gelişiminin çıkış noktası olmuştu. Nihayetinde kıtaları aşan çeşitliliğiyle kendisine hayran bırakan, “İslam” çatısı altında toplanan bir kültür meydana geldi. İşte bu haberimizde farklı diyarlardan gelen yaklaşık 20 kültürün lezzetlerinin tek bir çadırda toplanmalarını konu edineceğiz. Zengin İslam kültürü, Ohio-Perrysburg’da (USA) Büyük Toledo İslam Merkezinde (ICGT) 18-19 Eylül arası Yirminci Yıl Yaz Sonu Uluslararası Festivalinde ziyaretçilerini ağırladı.

Türkiye, Pakistan, Mısır, Hindistan ve diğer İslam ülkeleri memleketlerinden getirdikleri lezzetleri özenle sıraya dizip ziyaretçilerine sundu. Her ziyaretçi tebessüm ile karşılandı. Bunun yanı sıra yoldan geçenler yemeklerin tadına bakmaları için davet edildi. Ve hangi yemeği deneyebilecekleri konusunda önerilerde bulunuldu. Festival gönüllüsü Ruqiyya Gill, dünya medyasının Müslümanlara karşı olumsuz tutumundan oluşan ön yargıların aksini festivaldeki barışsever tutumlarla göstermek istediğini belirtti.

Festival gönüllüsü ve İslam Merkezi konsey üyesi Nadia Ashraf-Moghal “Festival, Müslüman toplumu için kültürünün, yemeklerinin çeşitliliğini göstermesi açısından bir şans. Ve ayrıca bu, insanlara gerçekten bir Müslüman ile tanışma fırsatı veriyor.” ifadelerini kullandı. Konsey üyesi, festivalin ana mesajı olan “Ne Zaman İstersen Gel!” mesajının İslam Merkezine gelen ziyaretçiler için net ve güçlü olmasını umduğunu belirtti.

Her yıl düzenlenen festival binlerce insanı İslam Merkezine çekmekte. 22’den fazla etnik kökene sahip Müslümanı İslam çatısı altında tek bir çadırda birleştirmekte. Bu açıdan baktığımızda çeşitliliğiyle göz alıcı kültürel bir deneyim yaşatan uluslararası festivaller hızlı bir şekilde gelişerek etkisini hissettiriyor. Her ne kadar farklı coğrafyaların insanları olsak da bizi ortak bir paydada buluşturan bir anlama sahip olduğumuzu görüyoruz. Aynı geminin yolcuları olarak bir istikamete doğru giden binlerce gemiye tebessüm ediyor, el sallıyoruz.


Hakan Emin Öztürk'ın Yazısı.