Sen Bu Dünyaya Niye Geldin?
Tahir Ceyhun Yıldız
Son yıllarda gençliğin, hatta insanlığın dünyaya geliş sebeplerini arayışı, kendini arayışı gibi meseleler üzerine yığınla kitap yazılıyor. Her alandan farklı isimler, akademisyenler, sosyologlar, din âlimleri, STK’lar, yazarlar, şairler bu sorulara cevap arıyor. Aslında bu çok güzel… Çünkü zaman değişiyor, zaman değiştikçe insanlar değişiyor. Özellikle gençlerden doğan yeni sorulara yeni cevaplar gerekiyor. Mesela yeni öğretmen olan bir yakınım, öğrencileri olan gençleri anlatıyor ve anlattıkları karşısında hayrete düşüyor ve gençlerin dünyaya neden geldiklerinin ve niçin yaşadıklarının farkında olup olmadığını düşünüyorum.
Ben “dünyaya gelişimizin” niyeliğini sosyologlar, psikologlar cenahından değil, pirimiz Yunus Emre’nin bir beyitinden yola çıkarak yorumlamak istedim. İlahi formatında da sık duyduğumuz “Göçtü Kervan” şiirinde Yunus Emre’miz:
“Yunus sen bu dünyaya niye geldin?
Gece gündüz Hakk’ı zikretsin dilin.” der.
Derin manalar taşıyan bu şiirde Yunus Emre’miz, kendi nezdinde hepimizin dünyaya geliş amacını “gece-gündüz Hakk’ı zikretmek” şeklinde açıklar. Gece-gündüz ifadesi süreklilik arz eder ve hayata gelişin, hayatın idamesinin zikretmekle irtibatı kuvvetlidir. Şöyle ki bazı bölgelerde uzun hastalıklardan sonra sağlığına kavuşan yahut ölümün kıyısından dönen biri için “henüz zikri bitmemiş” denilir. Hatta nebatat ve hayvanat için de bu söz geçerli.
Hz. Allah, Kur’an-ı Kerim’de Âl-i İmran Suresi 41. ayette gece-gündüz zikirle ilgili: “Allah’ı çok zikret ve gece gündüz O’nu tesbih et.” buyurur. Ayrıca Zâriyat Suresi 56. ayette: “Ben insanları ve cinleri bana kulluk etsinler diye yarattım.” buyurur. Tefsir kaynaklarında “kulluk etsinler” kısmı “bilsinler/tanısınlar” şeklinde geçer. Tanımak ve sevmek çok anmakla yani zikirle olur.
Hülasa:
Biz dünyaya Allah’ı bilmeye, O’na kulluk etmeye ve O’nu gece-gündüz anmaya gelmişizdir. Birinci geliş amacımız budur, birdir ve değişmezdir.
GENÇ'ın Yazısı.