Esma Uzun

 
Tarihi kimlikler, kişilerin vasıflarının tecellisi olarak sonraki dönemlerde okuyuculara, araştırmacılara ve yazarlara kaynak konumundadır. Hz. Peygamber (s.a.v) döneminde yaşamış olan sahabelerin hayatları, asr-ı saadeti anlamak, anlatmak ve araştırmada bulunmak için önemli bir yere sahiptir. Hz. Peygamber’in hayatının belirli birdönemine şahitlik eden Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd b. Küleyb el-Ensârî, okuyuculara önemli bilgiler sunmakta ve çağı anlamlandırmada yardımcı olmaktadır.  
 
Allah Rasulü’nün ilk vahyi alması ile peygamberlik vazifesinin başlamış olması, sorumluluğunu da beraberinde getirmiştir. Mekke döneminde Rasulullah, nazil olan ayetleri müminlere iletirken bir taraftan Müslümanlara eziyet eden, onları boykot eden bir grup hâsıl olmuş idi. Küfre düşmüş olan bu grup, iman edenlerin yeni yurt aramasına sebep olmuştur. Rasulullah,çevre şehirlerle irtibat kurmuş, onları İslâm’a davet etmiştir. Bu şehirler arasında yer alan Medine’den altı kişi, Hz. Peygamber ile görüşmüş, sonraki iki yıl içerisinde Akabe Biatları gerçekleşmiştir. El-Ensari de ikinci Akabe Biatı’nda yer alan yetmiş kişilik grup içerisindeydi (1). Bir süre sonra Müslümanlar, Medine’ye hicret etmiştir. Medine’de “muahat” ile kardeş ilan edilen ensar ve muhacir, kardeşliğin gereğini yerine getirerek birbirlerine yardımcı olmuşlardır. el-Ensâri’nin muahat kardeşi Musab bin Umeyr idi (2).
 
El-Ensârî, soyunun dayandığı kabile itibari ile Hazrec kabilesinin Neccaroğlu kolundandır. El-Ensari’nin Müslüman oluşu Akabe Biatları’na dayanmaktadır (3). Hz. Peygamber, Medine’ye hicret ettiğinde Eyyûb el-Ensarî’nin evinde misafir olarak kalmıştır (4). Misafirperverliğinden dolayı ise kendisi “mihmandar-ı nebi” ismiyle anılmıştır (5). El-Ensâri’ nin tarih sahnesindeki yeri bununla sınırlı değildir. Pek çok savaşa katılmış, İslâm adına hem Rasulullah hem de Hulefâ-yi Râşidîn döneminde ve Emeviler devrinde savaşmıştır. 
 
O, Emeviler ile Bizans arasında yapılmış olan savaşta bulunmuş ve İstanbul’da şehit düşmüştür. Defin yeri de yine İstanbul olmuştur (6). Uzun yıllar geçmesi hasebiyle medfunun yeri belirsizleşmiş ve bulunmaya muhtaç hale gelmiş idi. 1453 yılında İstanbul’un fethinden bir süre sonra Osmanlı Devleti’ nin padişahı olan II. Mehmet döneminde (1451–1481) Akşemseddin tarafından kabri tespit edilmiş ve mezar belirli hale getirilmiştir. Burada cami inşa edilmiş ve mabed olarak yerini almıştır (7). Kabrinin çevresinde Eyüp Sultan Külliyesi şekillenmiş ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Türbesinin giriş kapısında yer alan otuz altı mısradan oluşan manzume ise Şeyhülislâm Hocazâde Esad Efendi’ye aittir (8).
 
Rasulullah’ın hayatına şahitlik eden her sahabî, iman eden her insan için çok kıymetli ve özeldir. Bazı sahabîler vardır ki isimleri yaşar ve yaşatılır. El-Ensari de onlardan biridir. Onun hayatının kısa bir bölümü dahi inanan insanlar için örnek teşkil etmektedir. Müslüman olmasıyla başlayan İslâm mücadelesi her toplum için önemli mesajlar içerir. Hayatının başlangıcı Medine toprakları iken vefat ettiği yer İstanbul’dur. Medine’de muhacirlere ensar olmuş, İstanbul’ un fethedilmesi için mücadele etmiştir. Günümüzde ise İstanbul’da Eyüp Sultan Camii’nde manevi bir mekân olarak ismi yaşamaktadır. 
 
KAYNAKÇA
 
1) Muhammed İbn Sa’d, Kitabü’t-Tabakati’l-Kebir, ed. Adnan Demircan, çev. Musa Kazım Yılmaz, 3. bsk İstanbul: Siyer Yayınları, 2019, c.3, s.557 
 
2) İbn Sa’d, age, s.557.
 
3) Hüseyin, Algül, “Ebû Eyyûb el-Ensârî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.10, TDV Yayınları, 1994, ss.123-125. 
 
4) Muhammed İbn Sa’d, Kitabü’t-Tabakati’l-Kebir, ed. Adnan Demircan, çev. Musa Kazım Yılmaz, 2. bsk İstanbul: Siyer Yayınları, 2015, c.1, s.225
 
5) Nebi, Bozkurt, “Mihmandar”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.30, TDV Yayınları, 2005, ss.25-26.
 
6) İbn Sa’d, Kitabü’t-Tabakati’l-Kebir, 2019, c.3, s.559. 
 
7)  “Ebû Eyyûb”, İslâm Ansiklopedisi: İslâm Âlemi, Tarih, Coğrafya, Etnografya ve Biyografya Lugati, İstanbul, Mili Eğitim Basımevi, 1964, c.IV, s.16. 
 
8) Semavi, Eyice, “Eyüp Sultan Külliyesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c.12, TDVYayınları, 1995, ss.9-12.  


GENÇ'ın Yazısı.