Hüzün Senesi
Site Özel
1759 okunma
Yağmur Ünalan
Hz Hatice`nin (ra) Hayatı 5. Bölüm
Siyer tarihine Şib-i Ebi Talib ambargosu veya boykotu olarak geçen bu tecrit kararı tam 3 yıl devam etmiştir. Alınan karara göre: "Artık hiç kimse, Beni Haşim ve Abdulmuttalib oğulları ile Muhammed`i kendilerine teslim edinceye kadar ilişki kurmayacak, kız alıp verilmeyecek ne ticaret ilişki kurulacak ne ufacık bir yardım yapılacaktır." Uygulanan bu ambargo nedeniyle başta Efendimiz (sav) olmak üzere tüm Müslümanlar çok zor günler geçirmiş, ağaç yapraklarını, topraklara bulanmış deri parçalarını yemek zorunda kalmışlardır.
O zor günlerde Hz.Hatice validemiz (ra) bir an olsun Efendimiz`i (sav) yalnız bırakmamıştır. Mekke`nin sayılı zenginlerinden olan, Efendimiz (sav) ile evlenmeden önce oturduğu ev "Kabe`nin süt kardeşi" olarak adlandırılan evin sahibi validemiz şimdi bir çadırda yaşıyor olmasına rağmen bir an olsun isyan etmemiştir. Hz.Hatice (ra) validemizin yeğeni Hakim b. Nizam 3 yıl boyunca belli aralıklarla devesini yiyecek ve içeceklerle donatarak Şib-i Ebi Talib`e göndermiştir. Deve bineksiz olmasına rağmen validemizin çadırının önünde durmuş, Hz. Hatice (ra), devenin üzerindeki yiyecek ve içecekleri indirerek muhasara altındaki tüm Müslümanlara dağıtmıştır.
Bir süre sonra Mekkeli müşrikler yeğeni aracılığıyla validemize bir haber göndererek şöyle bir teklifte bulunurlar: "Hatice`ye söyle! Biz onu Abdülmuttalib oğullarından görmüyoruz. O bizim için farklıdır, evine dönebilir." Hz. Hatice (ra) validemiz bu teklifi duyduktan sonra ayağa kalkarak şöyle demiştir: "Benim evime gidip rahatça oturacağım, Efendim (sav) ve diğer tüm müslümanlar burada sefalet içerisinde kalacaklar. Vallahi öleceğimi bilsem ne Müslümanları ne de Efendim`i (sav) yalnız bırakmam."
Hz.Hatice (ra) validemizin bu kararlı tutumu karşısında Efendimiz (sav) ve Müslümanlar çok mutlu olmuş, müşrikler ise hayal kırıklığına uğramıştır. Gün geçtikçe Şib-i Ebi Talib`te ki koşullar ağırlaşmış, Hz.Hatice (ra) validemiz ise Efendimiz`i (sav) mutlu etmek için elinden geleni yapmaya devam etmiştir. Efendimiz (sav) ara ara kıymetli validemize şöyle diyecektir: "Ey Hatice`m! Sen olmasan ne yapar, nasıl dayanırdım bunca zorluğa?"
Boykot uygulamasının 3.senesidir. Rabbimiz, müşriklerin Kabe içine astıkları sahifeye bir kurt musallat ederek durumu Efendimiz`e (sav) bildirmiştir. Sahife de yalnızca "Bismike Allahümme" (Allah`ım! Senin adınla başlarım.) yazısı kalmıştır. Efendimiz (sav), durumu amcası Ebu Talib`e anlatmış o da müşriklere giderek Peygamber Efendimiz`in (sav) söylediklerini aktararak şöyle demiştir: "Eğer yeğenim doğru söylemişse bu zulümden vazgeçiniz, yok eğer yalan söylemişse (haşa) O`nu (sav), ister öldürün ister serbest bırakın. Kararınız da özgürsünüz." Kabe`ye giden müşrikler sahifenin Efendimiz`in (sav) haber verdiği şekilde olduğunu görünce şok olmuşlardır.
Buna rağmen, bu bir sihirdir diyerek boykotu kaldırmak istememişler fakat araya Mekke`nin ileri gelenlerinden Mut`im b. Adiyy, Hakim b. Hizam gibi kişilerin girmesiyle ambargoyu kaldırmak zorunda kalmışlardır. Hicretin 10. yılıdır. Efendimiz`in (sav) çok sevdiği amcası Ebu Talib hastalanmıştır. Peygamberimiz (sav), bir an olsun yanından ayrılmamış, iman etmesi için elinden geleni yapmıştır ama ne yazık ki iman etmeden göçüp gitmiştir. Efendimiz (sav) o kadar ağlamış ve üzülmüştür ki günlerce kendisine gelememiştir. Amcasını defnettikten sonra evine doğru ilerlemiş her zaman yüreğindeki fırtınaları dindiren, sadrına şifa olan 25 yıllık hayat arkadaşını, Hatice`sini hasta yatağında yatarken bulmuştur.
Hz. Hatice (ra) validemizin hastalığı 3 gün sürmüştür ve gözünün nuru efendisi onu bir an olsun bırakmamıştır. Peygamber Efendimiz (sav) hüngür hüngür ağlamaktadır, validemizin ise son günüdür... Validemiz, Ebu Talib`in öldüğünü öğrenmiş Efendimiz`i (sav) rahatlatmaya çalışmaktadır. O an da İki Cihan Serveri (sav), evliliklerinin ilk günlerini hatırlamış, Hatice`sinin ellerini tutmuş ve şöyle demiştir:
"Ey Hatice`m! Sırf benim yüzümden bin bir sıkıntı çektin, her şeyin en güzelini hak ederken ben seni rahat ettiremedim."
Efendimiz`in (sav), hıçkırıklarını duyan kızları, Hz. Ali (ra), Hz. Zeyd (ra) ve tüm ev halkı validemizin baş ucuna gelmiştir. Hz.Hatice (ra) validemiz ise Efendimiz`e (sav):
"Hayır ey Efendim! Rabbim benim için en güzeli nasip etmiştir ve ben seninle geçirdiğim hiçbir andan sıkıntı duymadım" demiştir. Sonra gözlerini Efendimiz`in (sav) gözlerine dikmiş "Gidiyorum ben ey gönlümün sultanı!" diyerek Rabbine doğru yürümüştür... Efendimiz (sav) öylesine gözyaşı dökmüş, öylesine üzülmüştür ki Hatice`sini adeta gözyaşlarıyla yıkamıştır. Gönlünün sultanını Kabe`ye 2 km uzaklıkta bulunan Cennet`ül Mualla (Hacun) kabristanına defnetmiştir.
Efendimiz`in (sav) en kıymet verdiği iki insanı 3 gün arayla kaybetmesinden ve kalbinde duyduğu elemden ötürü bi`setin 10.senesine "Hüzün Yılı" adı verilmiştir. Hz. Hatice (ra) validemizin ardından, Hz. Ammar b. Yasir (ra) şöyle buyuruyor:
"Peygamberimiz (sav), Hz. Hatice (ra) validemizin arkasından öyle çok üzülüyordu ki başına bir iş gelmesinden korkuyor, hastalanacak diye endişe ediyorduk." Hz. Âişe (ra) validemiz ise şöyle buyuruyor: "Aynı zamanda yaşamamama rağmen Hatice`yi kıskandığım kadar hiçbir kadını kıskanmadım. Çünkü Efendimiz (sav) Hatice`yi o kadar çok seviyordu ki bir an olsun unutmuyordu. Ne zaman evimizden bir koyun veya keçi kesilse hemen bir parçasına ayırır: "Bu pay Hatice`min akrabalarının ve arkadaşlarının diyerek onlara gönderirdi. Bir gün dayanamadım bu sevginin nedenini sordum. Efendimiz (sav) dedi ki: "Ey Âişe! Ben en çok Hatice`yi seviyorum. Seven, sevdiklerinin sevdiğini de sever. (Buhari, Menakib`ül-Ensar, 19,20)
Bir gün Efendimiz (sav), yolda yaşlı bir hanım görür, o kadar sevinir ki hemen onu yanına oturtur, sohbet etmeye ikramlarda bulunmaya başlar. Sahabeler merakla: "Ya Resulallah! Kimdi o yaşlı kadın sizi bu kadar sevindirdi? diye sormuş, Efendimiz (sav) ise o Ümmü Züfer`dir. Mekke`de evimize gelir, Hatice`min saçlarını düzeltir, onu süslerdi." diyerek cevap vermiştir.
İşte Allah Resulü`nün (sav): "Ben Hatice`nin sevgisiyle rızıklandırıldım" dediği, Allah Teala`nın ve Cebrail`in (as) bizzat selam söylediği, Efendimiz`in (sav): "Yeryüzünün en hayırlı hanımı Hatice`dir" buyurduğu mübarek validemiz varlığıyla da yokluğuyla da nice güzel örnekler bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Rabbim ondan ebeden razı olsun.
GENÇ'ın Yazısı.