Bayram Karaağaç

Zannederim ki son asırların İslam dünyasında Batı’da olanı bizzat almanın yanında en revaçtaki iş, Batı’da ortaya çıkan kavramların “bizde de var” edasıyla tercümeye girişilmesidir. Aslında alakaları bulunmayan kavramlar sanki birebirmiş gibi karşılık bulmuştur. “Onların bireyi varsa bizim de ferdimiz var” denilmiştir mesela.

Zannedilenin aksine bu iki kavram da bambaşka anlamlar taşır. Ferd, “eşi olmayan” Allah’ın bir esması olarak bircikliği ifade eder. Birey ise birbirinin aynısı olmayı anlatır. Ama asıl dikkat çekilmesi gereken şey mana farkından ziyade sundukları dünyadır.
 
Birey Bireyin Prangasıdır
 
Hepimizin kulağına çalınan “Bir kişinin özgürlüğü başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter” tanımı aslında birey için yapılmış bir tanımdır. Özgürlüğün sınırı başkasıdır. Böyle bir durumda sınır kavgaları çıkması çok olasıdır. Bir bireyin özgürlüğünün ilerlemesi, bir başka bireyin özgürlüğünün zevaliyle mümkün olabilecektir.
 
Topluma karşı bireyin yapacağı tek şey rekabet etmektir. “Hayat bir mücadeledir” cümlesi bireyin dünyaya ve diğer insanlara karşı tutumunu ifade eder. Hal böyle iken de güçlünün haklı olduğu bir dünya düzeni kaçınılmaz olacaktır. Zira mücadelede esas olan güçtür. Büyük balık küçük balığı yer.
 
Fert Hürdür
 
Fert, yegâne olmasıyla diğer tüm fertlerden ayrılır. Toplumu bir düşman olarak görmenin aksine kendisini toplumun bir parçası olarak görür. Her bir fert yapboz parçası olarak iç içe geçer ve birbiriyle anlam kazanır.
 
Fert, nefsin prangalarından kurtuldukça hürleşir. Birey için toplumla mücadele; fert için nefisle mücahede esastır. Fert, diğer fertlere düşmanlık beslemek olan gıybet, haset, fitne, kibir gibi nefsin arzularından kurtuldukça özgürleşir. Böyle bir fertler topluluğunda özgürlük diğer fertlerin özgürlük alanını genişletmeyi doğurur. İçkin mücadele, aşkın güzellikler doğurur.
 
Fert başka bir ferdi rakip olarak görmez. Mü’min mü’minin kardeşi olduğu ve kendisi için istediğini başkası için istemeyen, hakkıyla iman etmiş olmayacağı için bireyle fert arasında aşılması imkânsız dağlar vardır. 
 
Batı Bataklıktır
 
Batıyı yüce görenlerin ya da teknik ilerlemeyi yücelik kabul edenlerin düştüğü bir hata da budur. Batı’dan geri kalır yanımız yok diyerek kendilerini tatmine girişenler aslında Batı’nın bataklığına bizi de çekmektedirler. İnsan-ı kâmil olmanın kapılarını ardına kadar açan İslam’ın kavramlarını reddedip insanı nefsinin kölesi yapmayı şiar edinenlerden medet beklemek batmaktan başka ne olabilir ki?
 
Vesselam…
 


GENÇ'ın Yazısı.