Yağmur Ünalan

Hz. Hubeyb b. Adiy (ra)`ın Hayatı 2. Bölüm

Hz. Asım b. Sabit (ra), bu 7 gönüllü muallimin imamıdır ve Beni Lihyan kabilesinin hareketlerinden bir şeyler planlandığını anlamıştır. Hemen arkadaşlarını uyandırır ve karşılarındaki tepeye doğru koşmaya başlarlar. O sırada oklar yağmur gibi üzerlerine yağmaya başlar ama onlar sağ salim tepeye ulaşırlar. Kabile mensupları yanlarına gelerek teslim olmalarını söyler ama her biri şahadet aşığı olan bu 7 muallim, canları pahasına da olsa, son okları bitinceye kadar savaşacaklarını söyleyerek karşı koyarlar. Karşılarında bulunan 200`ü aşkın kişiden oluşan kabile mensuplarına karşı yiğitçe savaşırlar.

Hainler, okları biten dört Kur`an muallimini o tepede şehit etmiştir. Geriye kalan üç muallim; Hz.Hubeyb b. Adiy (ra), Hz.Zeyd b. Desinne (ra) ve Hz. Abdullah b. Tarık`ı tutuklayarak birbirlerine bağlarlar. Amaçları onları Mekkelilere sağ salim götürmek ve karşılığında iyi bir para almaktır. Sonunda Mekke`ye varırlar. Hz. Hubeyb b. Adiy`i (ra), Vakidi`nin verdiği bilgiye göre Huceyr b. Ebi İhad, Bedir’de öldürülen kardeşine karşılık 100 deve karşılığında satın almıştır.
 
Hz. Hubeyb`e (ra) her gün tehditler savurmalarına, işkenceler yapmalarına rağmen asla imanından taviz vermemiştir. Hz. Hubeyb b. Adiy (ra) hapsedildiği evde günlerini teheccüd namazı kılarak, yüksek sesle Kur`an okuyarak geçirir, dinleyen kadınlar ise haline acıyıp gözyaşı dökerler. Günlerden birinde evin cariyesi Maviye, ona son bir isteği olup olmadığını sormuştur. Hz. Hubeyb b. Adiy (ra) iki şey istemiştir:
 
1) Putlar adına kesilen etlerden asla yemesi için getirmemesini ve kendisine tatlı su verilmesini
 
2) Öldürüleceği günün önceden haber verilmesini.
 
Hz. Hubeyb`in (ra) halinden etkilenerek sonradan iman eden eden Maviye, Hz. Hubeyb`in (ra) nasıl ilahi mucizelere muhatap olduğuna dair bir rivayet aktarır ve şöyle der: "Bir gün, Hubeyb`i (ra) izlerken iri üzüm tanelerinin bulunduğu bir salkımın elinde olduğunu gördüm, ondan yiyordu." O sırada üzüm mevsimi değildir velev ki olsa bile eve hapsedilmiş ve öldürülmesi planlanan birine bu üzümü verebilecek kimse yoktur. Kısa bir süre sonra Maviye, Hz. Hubeyb`in (ra) ertesi sabah öldürüleceğini öğrenir. Hz. Hubeyb`in (ra) bunu duyunca üzüleceğini düşünmüştür ancak Hz. Hubeyb (ra) tebessümle yalnızca tıraş olmak için ustura istemiştir.
 
Maviye, Hz. Hubeyb`in (ra) arzusunu yerine getirebilmek adına çocuğu ile usturayı gönderir fakat birdenbire içini bir korku kaplar. Kendi kendine: "Ya ustura ile çocuğuma bir zarar verip kaçmak için kullanırsa?" diye düşünmeye başlar ve hemen Hz.Hubeyb`in (ra) hapsedildiği eve gelir. Bir bakar ki Hz. Hubeyb (ra), çocuğunu dizlerine oturtmuş, onunla oyunlar oynayıp güldürüyor, şakalar yapıyor. Bu manzara onu daha da derinden sarsar, iman tohumlarını filizlendirir. Hz. Hubeyb (ra) ise onun telaşlandığını farkedince şöyle der:
 
"Korkma! Biz Müslümanlar asla bir çocuğa zarar vermez, bizimle savaş halinde olmayanlara ise el sürmeyiz."
 
Hz. Hubeyb b. Adiy (ra)`ın Hayatı 1. Bölüm
 


GENÇ'ın Yazısı.