Yağmur Ünalan

İkinci kez Suriye`ye gidecek olmanın heyecanıyla aylardır uykularım bölük pörçük... Bu kez yetim şenliği için yola revan oluyorum. Sonunda beklediğim gün geliyor, uçağa yetişmek için evden çıkıyorum. Buz gibi rüzgar yüzüme çarpıyor, usul usul yürüyorum... Havaalanında stresim daha da artıyor. Bir kuş misali uçup gitmek istiyorum bir an önce. Ve nihayet Suriye`deyim. Yıllardır görmediğim birine kavuşmanın sevincini yaşıyorum sanki... Her yeri ilk kez görüyormuşçasına dikkatle inceliyorum, havayı içime çekiyorum.

İlk durağımız olan Şam Yetimhanesi`ne doğru yola çıkıyoruz. Çocuklar güler yüzlerini cömertçe sergiliyorlar, bizimle sohbet ediyorlar. Uzaktan bir kız geliyor yanıma. Gözleri ışıl ışıl, yüreğime işliyor. Bir resim veriyor bana kendi çizdiği, mutlulukla alıp inceliyorum, ben de ona çikolata uzatıyorum. Gidiyor, çok kısa bir süre sonra tekrar geliyor. Uzattığım çikolatayı açarak bana ikram ediyor. "Hayır diyorum sen yemelisin." Bir ısırık alıyor tekrar uzatıyor... Öyle bir bakıyor ki gözlerime sanki yemesem ruhu incinecekmiş gibi... "Tamam" diyorum bir ısırık alıyorum çikolatasından. Bu kez son parçayı ben ona yediriyorum.
 
"Nasıl bu kadar cömert olabilirler?" diye düşünürken bir hadis geliyor aklıma. Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah cömerttir ve cömertliği sever.” İşte bu diyorum: "Allah`ın El-Kerim esması nasıl da tecelli etmiş bu masum kullarında..."
 
Oradan ayrılıp Hz. Aişe Yetimhanesi`ne doğru yola çıkıyoruz. Çocuklar mutlulukla karşılıyor bizleri, etrafımızda pervane oluyorlar. Hava çok soğuk. Rüzgarın şiddetinden yanaklarımın yandığını hissediyorum. Minik bir eli tutuyorum buz gibi, hemen nefesimle ısıtmaya çalışıyorum. Oyunlar oynuyoruz, oyuncaklar dağıtıyoruz. O sırada bir çocuk ilişiyor gözümüze. Arabanın arkasında duran pamuk şekerlere o kadar seviniyor ki, alkışlayarak arkadaşlarına gösteriyor ve hızlı adımlarla arabanın yanına gidiyor. Derin bir ah çekiyorum... Bir pamuk şekerin minicik bir yürekte oluşturduğu yansımanın yüreğimi delip geçmesine şahit oluyorum...
 
Ve rotamızı üçüncü ve son durağımız olan Dar`ül İman Yetimhanesi`ne çeviriyoruz. Heyecandan midem bulanmaya başlıyor, kalbimin atışını adeta kulaklarımda duyuyorum. "Acaba beni hatırlayacaklar mı?" aylardır bu sorunun cevabını merak ediyorum... Ve Dar`ül İman Yetimhanesi`ndeyim. Gözlerim onu arıyor. Ben etrafıma bakarken bir çift kara göz koşarak yanıma geliyor… Allah`ım işte tam karşımda! Ellerimin titrediğini hissediyorum sanki dizlerim dermanını kaybetmiş... Nasıl gülüyor, nasıl bakıyor... Öyle bir sarılıyor ki... "Beni hatırladın mı?" diyorum kafasını sallıyor utangaç bir edayla. Kucağıma alıyorum mutlulukla: "Beni hatırladı, beni hatırladı" diyorum, içime sokarcasına sarılıyorum, kahkahalar atıyoruz... Ardından oyunlar oynuyoruz, oyuncaklarını veriyoruz. 
 
Kavuşmamız için geçmeyen zaman ayrılmamızı istercesine hızla akıp geçiyor. "Çıkmamız gerek" diyorlar, "Tamam" diyorum ama sadece dilimle… Mıh gibi çakılıp kalmak istiyorum orada... Vedalaşıyoruz ama arkama bakmıyorum, bakarsam bayılacağımı zannediyorum öylesine ruhum sıkılmış durumda... Tam arabaya binecekken bir el feracemi çekiyor. Dönüp bakıyorum, yine kara gözlü kuzum çakmak çakmak gözleriyle yüzüme bakıyor... Elimi uzatmamı istiyor. Ona verdiğim pamuk şekerin bir parçasını koparmış avucumun içine koyuyor. "Yapma diyorum, bunu bana yapma." Sarılıyorum, başlıyorum ağlamaya... "Allah`ım diyorum zaman dursun!" istemeye istemeye ayrılıyorum kara gözlü kuzumdan. Arabaya biniyorum, avucumun içindeki pamuk şekere bakıyorum daha çok ağlamaya başlıyorum. İçten içe dua edip, yalvarıyorum: "Allah`ım! Adım adım büyüdüklerini göster bana, hep ellerim üzerlerinde olsun..."
 
Kalbim paramparça, tükendiğimi hissediyorum... Dönüş yolunda yine kendi kendime konuşuyorum. Efendimiz`in (sav) yetim olduğunu hatırlıyorum ardından verdiği müjdeyi düşünüyorum...
 
Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: "(Şehadet parmağı ile orta parmağını birleştirerek) yetimi koruyup gözetenle cennette böyle yan yana olacağız." Öyleyse her yetim onun bize bıraktığı bir emanetti... Ve cennete giden yol hemen yanı başımızdaydı...
 
Selam olsun Resulullah`ın (sav) emanetine sahip çıkanlara... Selam olsun hiçbir karışıklık beklemeden yetime hâmî olanlara... 


GENÇ'ın Yazısı.