Lütfen Babalar Evde Kalmaya Devam Etsin
Bendeniz ellerinizden öper, iki çocuk babasıyım, yani iki emanet nasip etti Rabbimiz, büyük on iki, küçük on bir yaşlarında. Seneler evvel, “bizim çocuklar biraz yaramaz, benim sözümü pek dinlemiyorlar” diye söylenmiştim bir abime, hiç unutamadığım şu karşılığı vermişti:
- Sen çocuklara arkadaş olmuşsun ama çocuklara baba olamamışsın!
Şimdi hâlâ, ne zaman çocuklarla ilgili bir ikileme düşsem, “baba olmak” meselesi geliyor aklıma, Batmanlı abimin sözleri kulağımda çınlıyor. Bir nevi “babalık biraz karizma işidir, babalık biraz heybet demektir, babalık çokça hürmete layıktır” mesajı vermişti bana, lakin teori ile pratiğin birbirine en az uyduğu bu hassas konuda, “benim adım Hıdır, elimden gelen budur” düşüncesine kapılmamak elde değildi.
Henüz beş yaşımdayken babamı kaybettiğim için, doğrusu hayatımda net bir baba rolü olmadı, bir nevi babalık nasıl yapılmalı, babalık nedir ne değildir, bizzat şahit olduğum özel bir tecrübeye sahip değilim. Bu yüzden, kendi çocuklarım için ideal bir baba olabilecek miyim emin değilim, kah yalpalayarak, kah düşerek, kah iyi niyetle yol alıyorum. Yıllar gösterdi ki, babalık gerçekten ciddi bir mesele, zor bir sanat, derinlikli bir alan.
Bizim yavrular henüz küçük, yani aslında imtihanım da belki küçük, bunlar iyi günlerim olabilir. Lakin bir de yaşları 17-25 arasındaki genç dostlarımızın babalarıyla ilişkileri var, orada durum nasıl dersiniz? Hemen söyleyelim: Pek iç açıcı değil.
Bir gençlik dergisi olarak, bu sayımızı baba ve evlat arasındaki ilişkileri güzelleştirme niyetiyle hazırladık. Erkeğiyle kızıyla, genç dostlarımızın babalarına ulaştırmak istedikleri birçok mesaj var. Kimisi babasının ilgisizliğinden dert yanıyor, kimisi babasının baskısından kaçıyor. Birçok hanımefendi babalarının yeteri kadar evde olmayışından muzdarip, birçok beyefendi babalarının tarzından hoşlanmıyor.
Bu sayıda cevabını aradığımız sorular müstakil olarak dahi meselenin önemini ortaya koyma bakımından manidar. Dilerseniz birlikte okuyalım:
Baba imgesi, olgusu neye tekabül ediyor zamane gençliği için?
Erkeklerde evlilik yaşı giderek yükseliyor, bir nevi baba olmanın, aile kurmanın sorumluluğunu almaya çekiniyor gibiler. Babalık zor mu gerçekten?
Eve az gelen, çeşitli koşturmacalardan aileye pek vakit ayıramayan vakıfçı, dernekçi, STK’cı babalar zamanla nasıl bir yaraya dönüşüyor? Bu konuda altın oran ne olmalı?
Çocuklarını öpmekten, kucağına almaktan haya eden babalar vardı bir zamanlar. Şimdi de çocukları ile arkadaş olacağım düşüncesiyle etkisini ve ağırlığını kaybetmeye başlayan bir babalık söz konusu. Babalığın altın kıvamı nedir, ne olmalıdır?
Sosyal medya ve teknoloji günümüz ebeveynlerinin de imtihanı gibi, bu manada günümüz babaları hem eşlerinin hem evlatlarının yüzüne daha az bakıyor sanki. Bu konuda özellikle babalara ne yapmalı?
Toplum olarak baba kavramına bakışımız ne durumda?
Gençler babalarından nasıl tesir alıyor?
Bir gencin hayatında babanın yeri ne olmalı?
Baba ile evladı arasındaki ilişkileri, sınırları, olması veyahut olmaması gereken şeyleri nasıl değerlendirebiliriz?
Peygamberimiz nasıl bir babaydı?
Evet, görünen o ki baba evlat ilişkilerinde onarılması, geliştirilmesi ve daha da iyileşmesi gereken birçok husus söz konusu. Tüm bunları başarabilmek için babaların evlatlarıyla daha fazla nitelikli vakit geçirmesi şart, bu yüzden biz peşinen çağrımızı ilan edelim: “Lütfen babalar evde kalmaya devam etsin!”
Son olarak, genç dostlarımıza da çağrımızdır, bu sayıyı özellikle babalarınıza da okutmanız nice hayra vesile olacaktır. Zararın neresinden dönersek kâr değil midir? ;)
Ramazan ayının güzelliğini babalar ve evlatları arasındaki samimiyet, sıcaklık ve sevgiyle süsleyebilsek, ne mutlu bizlere.
SORULARININ CEVABI BU KİTAPTA
Bu seneki hediye kitabımızda, genç dostlarımızın aklına takılan soruları, Osman Nûri Topbaş Hocaefendi cevaplıyor. Büyük bir külliyatın içinden özenli bir gayretle derlenen “Gençler Soruyor” isimli eser, yeni dönemde sadece GENÇ Dergi abonelerine hediye edilecek. Hakikat arayışındaki genç dostlarımızın başucu kaynaklarından birisi olacağına inandığımız bu kitabın, binlerce insanla buluşmasını arzu ediyoruz. Şu ana kadar büyük bir teveccüh gördü, duyuru konusunda sizlerden dua, destek ve ilgi bekleriz.
Mayıs ayında görüşmek üzere.
Muhabbetle.
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.