Suedanur Yazıcı

Dikkatimizi dağıtan, kalbimize yorgunluk veren, aklımızı çıkmazlara sokan dünya telaşesinin büsbütün benliğimizi sardığı bazı zamanlar yaşarız. Bu vakitlerde samimiyetin, cesaretin, sevginin, heyecanın masumane numunesi olan çocuk gözüyle hayatı okumak, manevi derinliklerin kapısını aralayabilir.

Bir gün; “İnsan akşama kadar seyretse bile bir bebeğin yüzünü seyirden bıkmıyor.” diyen zevatın sözünce, kendimden yaşça küçük kardeşimin ahvalini seyrediverdim. Öğrendiği tüm kelimeleri belli belirsiz bir cümle içinde kullanmaktan çekinmemesi ne derler oltasına takılmadığının işareti olmalıydı. Bir kelebek nahifliğiyle çiçekleri koklaması, ardı arkası gelmeyen suallerinde bilmediğini bilmesi... Gördüm ki, bir çocuğun dünyasında güneş doğar, kuşlar uçar, oyunlar oynanır, kelimeler miktarınca konuşulur ve yetmediğinde ağlanır...
 
Tüm bunlar hissiyat çekmecemde karışmış birkaç duyguma hızla rötuş yapıyorken aklıma kimsesi olmayan, savaşlara doğan, akşama ölümle tanışan, kuş ürkekliğiyle güven limanı arayan aslında hepimizin sorumluluğunda bulunan çocuklarımız geldi. İnsanın insana zalimliğinin ölçülemediği, beyaz tenli mavi gözlü olmak şartıyla ırkçılığın kaldırıldığı, bütün alemin kanayan kalplere kör, feryatlara sağır olmak için anlaştığı, insanlığın ayağa düştüğü bir dünyaya bahar dalı muştusuyla değil ağıtlarla buyur edilen bizim çocuklarımız...
 
Bir gün savaş mağduru bir öğrencimin annesi evladının içine kapanıklığının sebebini anlatırken gözlerinde bulutlanan hüzünle “ Bomba ve silah seslerini duyduğunda sarıldığı, sığındığı bir oyuncağı vardı. Evimizi terk ederken onu bile yanına alamadı.” ifadeleri kader, keder yansıması olarak kalbimin tam ortasında yerini bulmuştu.
 
Utancı gitmiş, kalbi ölmüş insanların, karanlık elleriyle çocuklarımızın hayallerine dokunabildikleri için öfkeliyiz. Hak ile haksızlığın, iyilik ile kötülüğün, ahlak ile ahlaksızlığın verdiği mücadelede evrensel dil olan insanlığın tarafıyız. “Kötü kötüleştirir, iyi iyileştirir. Birini iyileştirmek için iyi olmamız kafidir. Kötülük yapmak için kendimizin de kötü olma ön şartı vardır.” diyor İsmet Özel.
 
Kötünün yok olduğu, kötülüğün kuruduğu bir dünyada uçarı neşelerle var olan çocukların tebessümü hep var olsun. Zira çocuklara “hangi suçtan dolayı öldürüldüğünün sorulduğu zamana” (Tekvir Suresi; 9) doğru hızla yol almaktayız.
 
Vesselam. 


GENÇ'ın Yazısı.