Geç Değil, Genç Kalmak İçin
Site Özel
1714 okunma
Seher Altınpınar
Ramazan su misali akıp gidiyor ömrümüzden. Öyle ya, sayılı günlerin çabuk geçtiğini hepimiz biliriz ama kıymetli günlerin diğer günlere nazaran bir kuş gibi uçup gitmesi hüzünlendirmiyor değil. Ramazan’ı değerlendirmeden ellerimizden kayıp giderse aynı huzurun, aynı sükûnetin, şükründen aciz olduğumuz anların tekrarını yaşamak için ömrümüz yeterse bir yıl daha bekleyeceğiz.
Yaşadıklarımdan sebep daha ilk adımlarımda şiirimin adını geç kaldım koymuştum. Çünkü hep geç kalmıştım. Hani insanlar en fazla dokuz ay on günde doğar ya, ben bir gün gecikmişim. Doktor da yok o vakitler. Nice zahmetle dünyaya getirmişler. Bu kez de ağlamamışım, öldüm sanmışlar, inatla tokatlamışlar. Ağlarken bile geç kalmışım. Emeklemekte geç kalmışım, yürümekte de aynı şekilde. Hiçbir sorun olmadığı halde doktor doktor gezmişiz ama geç kalmışım.
Uzunca zaman sonra bir gün bir karar aldım, artık geç kalmayacaktım. O tarihten sonra da asla geç kalmadım. Ne zaman sahura, sehere yetişemezsem ben geç kalmamıştım, vakit erken çıkmıştı ama yanmıştım. Yemeğe yetişemediğimde kimse kızmadı bana çünkü ben geç kalmamıştım, yemek erken bitmişti. İşte bu yüzden yüzümde çiçeklenmiş bir hüznün kırışıklığı vardır.
Zamanın hızla çevrilen yaprakları arasında kurumuş bir gül yaprağı gibi kalmayalım. Gündüzleri rahmet, geceleri nimet olan bu mübarek ay gidişiyle içimizdeki süruru kedere, aydınlığı karanlığa tebdil etmesin. Geç kalmayalım. Günahlarımızın, geç kalmışlığımızın turşusunu kurmayalım. Geleceğimizi gösteren, ahvalimize çeki düzen vermemizi öğütleyen bir aynadır Ramazan, o aynaya iyi bakalım. Bizden sonrakiler ismimize, yazdıklarımıza ve yaptıklarımıza bakıp bir huzur esintisi yakalayabilsinler. Ramazan`da yüreğimize ektiğimiz bir fidan âtîde neslimizden kiminin gönlünde yeşerecek, kiminin elinde gül olacak belki de.
Ne dersiniz, biz de samimiyeti ve zarafeti gösteren bir ayna olabilir miyiz hakikaten? Niyet edelim ve zamanın hazin gergefine kalbimizde bir çiçek nakşedelim mi? İstikbalin yolu her halükârda hâlden geçiyor ya hani, hâlimize bakalım. Hâlimizi zarif eyleyelim ki, akıbetimizde öyle olsun. Hiçbir şey için geç değil. Hâlâ vaktimiz var; tövbe için, ağlamak için, yürümek için, kulluk için, güzel söylemek, güzeli söylemek ve güzel görmek için.
Velhasıl biraz da tenhada olana meyledelim. Unutulanı, unutturulanı, rağbet görmeyeni hatırlayalım. Biraz geç kaldığımızda canımızı yakacak şeyler için harcayalım vakitlerimizi. Diğerleri oluyor bir şekilde, buluyor yolunu ve gelmiyor bizimle. Anda durmuşken içinizden birinin şöyle dua ettiğine şahit oldum, aldım duayı gönlüme taktım. “Rabbim, senin bizim için seçtiğin ne ise şüphe yok ki, hayır ondadır. Yeter ki hayır olandan ayırma."
GENÇ'ın Yazısı.