Dün, akşam saatlerinde İzmit – Gölcük seferini yapan; 17 yolcu ve 4 mürettebatla yola çıkan Koaeli Büyükşehir Belediyesine bağlı “Kartepe” isimli feribot PKK’lı bir terörist tarafından kaçırıldı.

Feribottaki terörist sayısı konusunda çelişkili bilgiler geliyordu. İlerleyen saatlerde gemide 1 terörist olduğu belirlendi. 

Gece boyu üç sahil güvenlik botu tarafından takibe alınan feribot için, gergin bekleyiş bu sabah 05:35 sularında son buldu.
 
Feribota operasyon düzenleyen polis ekipleri teröristi ölü olarak ele geçirdi. 
 
Böylelikle terör, sivilleri de hedef alan çirkin, insanlık dışı bir yöntem olarak yüzünü bir kez daha gösterdi.
 
Dün, TV ekranlarından, Tunceli’de bir çaydanlığın içine gizlenmiş bombanın ihbar sonucu imha edildiğini gördük. Terör, ırk, din tanımıyor. Kendi insanlarına da maddi – manevi zarar veriyor. 
 
Özellikle büyük şehirlerde “ses getirecek” eylemler yaparak, insanların huzuruna kastetmek bu canilerin kullandığı yöntemlerden. Hatırlayalım ki; 2008 yılında insanın kanını donduran bir vahşet yaşanmıştı Diyarbakır’da. Dershanenin önüne, termosa gizli bir bomba konulmuş, patlama sonucu genç öğrenciler ölmüştü. 
 
Ne kadar zordur böyle durumlarla karşılaşmak. Tüm melekelerimizi kullanarak empati yapmayı denesek, herhalde durmadan ağlarız. Uzak coğrafyalar, “Irak” coğrafyalar, kalbimize de uzak olmamalı. 
 
İnsan, başına gelmeden, yahut bir yakınında karşılaşmadan çoğu olayları anlamlandırmakta güçlük çekiyor. Çünkü artık her haber, her yaşanan acı, tatlı olay bir ekranın altından akan yazıyla, televizyon ekranındaki, ya da bir internet sayfasındaki haberle eşdeğer ağırlığa sahip. Yani, acımız bile sanal!
 
Yani “gerçek” algımızı kaybettik! 
 
Allah Müslümanları zulümden muhafaza etsin.
 
 


Taha Süren'ın Yazısı.