Kadriye Turan

Merhamet dediğimiz kavram sözlükte “acımak, şefkat göstermek” anlamındadır. Merhamet ve aynı mânâdaki rahmet kelimeleri Allah’ın bütün yaratılmışlara yönelik lütuf ve ihsanlarını ifade etmektedir. Toplumsal ahlak kurallarından bahsedilirken merhamet kelimesini fazlasıyla kullanılır. İnsanı merhamet ederken etken bir konumda bulundururuz. İnsan için merhamet kelimesini zikrettiğimizde hayvana, arkadaşına, eşyaya, anneye, babaya yapılması gerektiğinden bahsederiz. Burada insanın her şeye merhamet etmesi vurgulanırken kendine merhamet etmesini unutmasından dem vuracağız. 

İnsan doğduğu ilk günden öleceği güne kadar merhamete muhtaç hâldedir. Doğumunun takip eden günlerde annesinin merhameti ile yaşar. Yaşı ilerledikçe toplumda edindiği konumla birlikte uygulaması gereken merhamet alanı genişler. İnsan iradesini eline alma aşamalarında toplumun ondan beklediği merhamet artar. Toplumca bilinen bir şeydir, çocuk merhameti ebeveyninden öğrenir. Hatta çocuk hayatı ebeveyninden öğrenir dersek yanılmış olmayız. Bundan dolayı kişinin kendine merhamet etme mevzusu da ebeveyn örnekliği ile halledilebilir. 
 
Ebeveyn veya bireyler olarak toplumun bizi görmek istediği gibi yaşamaya çalışırız. Yaşadığımız sorunlarda neden başaramadığımızın hesabını sorar toplum. Sürekli ilerlemeci bir anlayışa sahip toplum kişinin bir an duraksayıp hata etmesini kabullenmeyerek gereken şamarı yanağına kondurur. Ama şöyle bir hakikat vardır ki, kişi bazen bir şeyleri beceremeyebilir; belki de kırılmış, hata yapmış olabilir. Burada insan kendisine merhamet etmesi gerektiği unutmamalı. Hayatının o döneminde kendisine hata da yapabileceğini, sürekli başarılı olamayacağını, bazen düşüp yaralanabileceğini kendine merhamet ederek hatırlatmalı. Ama şu ayrıntı kaçırılmamalı. Bu, insanın hayattan çekilmesi demek değildir. Efendimiz’in buyurduğu gibi: “Her şeyin bir dinlenme vakti vardır. Kimin bu vakti ilme yönelmişse o kurtulmuştur. (Ahmed bin Hanbel)” Müslüman bu hadisten hayatın iniş çıkışlarının, yokuşlarının olduğunu anlamalı. 
 
Bazen insanın canı bir şey yapmak istemeyebilir. Burada ona düşen az da olsa devamlı bir şekilde yaptığı işe, ilme kendini yönlendirmesidir. Belki yaptığı iş devasa zorlukta, tempoda bir iştir ama yine de durması gerekmiştir. O noktada durup dinlenmeli, yeniden kalkmak için enerji toplamalıdır. Herkese merhamet etmeyi ihmal etmezken kendine de merhamet etmesi gerektiğini anımsamalıdır. 


GENÇ'ın Yazısı.