İsmi Artur Manukyan. Ermeni asıllı. Rusya’nın Yaroslavl şehrindeki bir camide İmamdı. Eğitimini Buhara’da, Uluğ Bey Medresesinde aldı. Babası Ermeni, annesi ise Tatar’dı. Evli ve beş yaşında bir kızı vardı.
Göğsüne dört el ateş edilerek evinde şehit edildi. Bu olay, haber kaynaklarına “etnik cinayet” olarak yansıdı.
Hiç alışkın değiliz. Ermeni ve İmam. Bu tanımların bir kişide yan yana gelmesi bizim için çok zor. Duyunca büyük şaşkınlık yaşadığımız ortada. Yıllardan bu yana, Türkiye – Ermenistan arasındaki hamaset yüklü ilişkiler, bizim ferasetimize bir perde indiriyor.
Bu haberden payımıza düşen nedir?
Şunları söylemek yanlış olmaz: Kendi gözümüzün, kendi bakışımızın ulaştığı yere kadar düşünebiliyoruz. Başka ihtimalleri, başka olanakları göz önünde bulundurmuyoruz. Çoğunlukla, kaçırıyoruz. Küçük gündemli olmamalıyız. Allah’ın arzı geniş.
Biz televizyon nesli olarak, bu tür haberlere aşina değiliz. Artık olmalıyız. İslam dairesini, sadece memleketin, sadece ülken sınırları içinde, sadece tanıdığın insanlar dahilinde göremezsin!
Gönlümüzü ne kadar geniş tutarsak, buna niyet edersek, o kadar bereketimiz artar. Şahsi terbiyemiz, ehil eller tarafından olmalı, bir eşikte olmalıyız. Ancak, gönlümüzü dünyanın her metrekaresine açmakla sorumluyuz!