Hüseyin İnci
GENÇ Derneği vesileyle ve Tika aracılığıyla, dünyanın maddi bakımından en fakir ülkelerinden biri ve yaş ortalaması 15 olan Nijer`e Tecrübe Paylaşım Programı ile gitmek nasip oldu. Orada 1 hafta boyunca gözlemleme yapmaya ve oradan mânâ devşirmeye çalıştım.
Kısa bir başkent Niamey ziyaretinden sonra görme engelli bireylerin eğitimi için kullanılmak istenen binalara ekip olarak boyama yapma görevi bize verildi. Hayatımda ilk defa küçük bir odayı ince ayrıntılarına kadar boyama tecrübesini böylece tatmış oldum. Yanımıza bir usta ve onun belki 7-8 yaşlarındaki oğlu da geldi. Bize zaman zaman fikirler verdiler. Öyle yapma böyle yap dediler. Ama nasıl mı? Fransızca bilmediğimiz için yüz ve kol hareketleri ile tabii ki... Birbirimizin dilini anladığımızda kafa sallayarak anlamadığımızda birbirimize gülerek iletişim kurduk.
Tozlu ve örümcek ağı kaplamış yerleri ve duvarları temizledik. Ardından Tika`ya geçtik. Tika`da çalışan üniversite eğitimini Türkiye `de gören Musa Ağabey ile sohbet etme imkânı buldum. Onu konuşturmak ve Nijer ile alakalı bilgi almaktı niyetim. Nijer`in en büyük problemini sorduğumda bana direkt eğitim dedi. 3 tane eğitim bakanı olan Nijer`de Türkiye`deki gibi vatanlarını sevdirecek ve sahip çıkabilecek potansiyelde bir eğitim sistemi olmadığını, çocukların ve gençlerin Nijer`e karşı aidiyet duygusu beslemediğini söyledi. Türkiye`deki sıkıntının da üniversite yaşamında gençlerin eğlenceye fazlaca düşkün olması olarak ekledi.
Ertesi gün Tika ile kümes açılışına gittiğimizde arkadaşlarım "Türkiye, Türkiye, Türkiye" diye çocukların haykırması için çabaladılar. Ben de çocuklara tek başıma "Nijer, Nijer" diye söyletmeye çalıştım. Arkadaşlarımdan tepki aldım ve benimle dalga geçtiler. Canları sağ olsun. Oradaki çocuklara Nijer ve Türkiye yan yana düşüncesi vermek istedim. Burada Türkiye ve Nijer arasındaki en büyük bağ "Müslümanlık " fakat Amerika ve Fransa arada din bağı olmamasına rağmen devasa kompleksleri ve sömürgeleri ile buradalar. Kanaatimce Afrika`nın güçlenmesini ve ayağa kalkmasını istiyorsak bir yandan onlara maddi destek olurken öbür yandan da onlara vatana bağlılık şuuru hakkında da destek olmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Tika`nın hastanesinde, Maarif Vakfı’nın okulunda ve başkentin en lüks otelinde velhasıl dünyanın güvenlik bakımından en sıkıntılı ülkelerinden birisi olan Nijer`de Türk bayrağını görmek ve bir yetimhanede teşekkürler kelimesini duymak insana anlatılamaz bir güven veriyor. Güven duymak, güven vermek ve güvenilir olmak için canla başla çalışanlara ne mutlu!
GENÇ'ın Yazısı.