Cemal Balıbey

Sonbaharda, günbatımı vaktinde Fatih Camii avlusundan geçtiğimde gökyüzünde adeta dans eden binlerce sığırcık kuşuna rastlamıştım. Onların müthiş bir ahenk içinde ani manevralarla havada kavisler çizen uçuşları beni büyülemişti. Sanki yerden bir toz bulutu havalanmış da iç içe helezonlar çizerek yelpaze gibi yükseliyordu. Koca sürü, üç boyutlu dev şekiller oluşturuyor ve tek bir canlı gibi hareket ediyordu. Sonra birden gruplara bölünüp yeniden ve süratle bir araya gelerek izleyenlere gökyüzünde görsel bir şölen sunuyordu.

Karanlık çökmeden geceyi geçirmek için haziredeki en büyük servileri seçmişlerdi. Akın akın ağaçlara konmalarıyla hep bir ağızdan birbirine karışan sevinç çığlıkları atmaları bir olmuştu. Bu gürültücü kuşun yüzlercesinin cıvıltısı o kadar coşkuluydu ki, son ders bittiğinde okuldan ayrılan çocukların neşeli şamatalarını andırıyordu. Binlerce sığırcık her akşam servilerde toplanıyor, her sabah şafakla birlikte cami külliyesinin engin semasını fethe çıkıyordu adeta.

 


GENÇ'ın Yazısı.