A. Yasin Demirci

Neredeyse tüm Avrupa görüş birliği içinde; Türkiye, AB`ye girmeli! `Hayır` diyen sadece Sarkozy kaldı. Bir de aralarında Kuzey Ligi`nin de bulunduğu İslam fobisi olan birkaç parti; o kadar!"

Avrupa`da pek çok yayın organında Türkiye`nin önemine atıfta bulunan, AB`ye girmesini gerekli olduğunun dillendirildiği yorumlara son dönemde pek sık rastlanır oldu. Yukarıdaki alıntıda İtalyan "FF webmagazine" dergisinde yeralan bu minvaldeki yorumlardan birine ait. AB çevrelerinde oldukça etkin olan diğer yayın organlarında da, Türkiye`nin birliğe üyeliğini destekleyen yorumları okumak mümkün. Peki Avrupa medyasında Türkiye`ye yönelik bu olumlu sebebi hikmeti ne? Bu sorunun cevabı Erdal Şafak`ın köşesinde de yer alan "Foreign Affairs" dergisinin Jack Goldstone imzasıyla yayınlanan bir araştırmasında gizli. Araştırmasının satırbaşları şöyle:

- 40 yıl kadar sonra Avrupa ve Kuzey Amerika`nın nüfusu dünya nüfusunun sadece yüzde 12 kadarını oluşturabilecek, küresel zenginlikten alacakları pay da yüzde 50`den 30`a gerileyecek.

- Yükselmekte olan ekonomilerin orta sınıfı 2030`da 1.2 milyar kişiye ulaşacak: Avrupa, ABD ve Japonya`nın toplam nüfusundan fazla.

- Toplumun yaşlanması sadece Batı`ya özgü bir olgu değil. Tek çocuk politikası nedeniyle Çin de 2030`dan itibaren yaşlanmaya başlayacak. 25 yıl sonra 65 yaşın üstündekilerin oranı ikiye katlanacak: Nüfusun yüzde 7`sinden 14`üne fırlayacak.

- Hatta Hindistan, Brezilya, Güney Kore gibi çok nüfuslu ülkeler de 25-30 yıl sonra aynı sorunla boğuşmaya başlayacaklar.

- Peki, yaşlılara bakacak genç nüfus depoları nerelerden bulunabilecek? Dünyada dinamik nüfusa sahip 48 ülke var. Bunun 28`i Müslüman: Mısır, Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Nijerya ve Türkiye gibi...

Goldstone, bu sonuçları göz önüne alarak diyor ki; "Batı, bu dinamik nüfustan yararlanabilmek için Müslüman ülkelerle ilişkilerini hızla ve çok boyutlu olarak geliştirmeli. Özellikle de AB, Türkiye`yi bünyesine kabul etmeli..."


GENÇ'ın Yazısı.