Tarihler, Hicret`in 8. yılını gösterdiğinde, biz yine Hz. Ebu Talha b. Selh`i (ra) Huneyn Gazvesi`nde görüyoruz. Kaynaklarımızın bildirdiğine göre; Hz. Ebu Talha (ra) o gün, o meydanda, tıpkı Uhud Savaşı`nda olduğu gibi Efendimiz`e (sav) bedenini siper etmiş ve 20 müşriği öldürmüştür. Efendimiz (sav), Ensar`ı çok severdi. Hz. Ebu Talha`nın (ra) rivayet ettiğine göre bir gün şöyle buyurmuştu; "Ensar toplumuna selam söyle. Bildiğim kadarıyla onlar iffetli ve sabırlı kimselerdir." Peygamberimizi (sav) bir gölge gibi takip edip, onunla bütün gazve ve seviyelere katılan Hz.Ebu Talha (ra) en son Vedâ Haccı`na, hanımı Ümmü Süleym (ra) validemizle katılır. Efendimiz (sav), ihram sonrası mübarek saçlarını kestirirken, saçlarını yanındaki sahabelere birer ikişer dağıtmış, berber sol tarafa geçince ise sol tarafın bütün saçlarını, Hz. Ebu Talha`ya (ra) vermiştir. Hz. Ebu Talha (ra) bir ömür bu saçları saklayarak, bazen kıymet verdiği kardeşleriyle paylaşmıştır.

 

Hz. Ebu Talha`nın (ra) diğer bir mesleği mezar kazıcılığıydı. Efendimiz (sav) vefat ettiğin de iki isim ön plana çıkmıştır. Biri Hz. Ebu Talha (ra), diğeri ise Hz. Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra). Hz. Ebu Ubeyde b. Cerrah`ta (ra) tıpkı Ebu Talha (ra) gibi Mekke`de mezar kazıcılığıyla uğraşıyordu. En sonunda Efendimiz`in (sav) kabrini kazmak Hz. Ebu Talha`ya (ra) nasip olmuştu. Mezarını kazdıktan sonra şöyle demiştir:

 

"Allah`ım! Peygamberimize (sav) uygun olanı yaptığımı umuyorum. Eminim ki Peygamberimiz kabrini görseydi mutlaka beğenirdi."

 

Efendimiz`in (sav) firakına daha fazla dayanamayan Hz. Ebu Talha (ra), Medine`den ayrılarak Şam`a gider ve bir müddet orada kalır. Hz. Ömer`in (ra) hilafet günlerinde Medine`ye geri döner. Hz. Ömer (ra) onu çok iyi tanıdığı için, yeni halife seçiminin tamamlanmasını denetleme görevini ona verir. Hz. Ömer`in (ra) şehadetinin ardından toplanan şura heyetine şöyle der: "Hilafet hakkında tereddütlü davranmanız, onu elde etmek için birbirinizle yarışmanızdan daha risklidir. Vallahi Ömer`in ölümüyle bütün Müslümanların dini ve dünyevi hayatlarında gerileme baş gösterdi." Hz. Ebu Talha (ra), Efendimiz`den (sav) bize 25 tane hadis rivayet etmiştir.

 

Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: "Bir Müslümanın şerefiyle oynandığı, onun aleyhinde konuşulduğu yerde, kim ona yardım ederse Allah Teâlâ`da yardıma muhtaç olduğu gün kendisine yardım eder. Bir kimse din kardeşini, insanlar içinde aleyhinde konuşarak, rezil edip kusurlarını teşhir etmeye kalkarsa, yardım edilmeye muhtaç olduğu günde, Allah Teâlâ`da onu rezil eder."

 

Hz. Osman`ın (ra) hilafet günlerinde ilerleyen yaşına rağmen hala cihad meydanlarındadır. Hatta evlatları ve torunları cihada gitmeme konusunda onu ikna etmek için şöyle derler: "Ey babacığım! Sen Peygamberimiz (sav) ile bir sürü sefere katıldın. Halifeler döneminde de yine cihad meydanlarından geri kalmadın. Artık yaşın ilerledi. Sen evde otur, biz hepimizin adına cihada katılalım."

 

Hz. Ebu Talha (ra) ise şöyle cevap verdi: “Rabbimiz, Tevbe suresinin 41.ayetinde şöyle buyuruyor: "Ey müminler! Gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak cihada çıkın!" Yani genç veya yaşlı farketmez cihada çıkın. Demek ki cihad yalnızca iman işidir. Benim de tek gayem son nefesimde yine cihad meydanlarında olmaktır.”

 

Hz. Ebu Talha (ra), hicri 34, miladi 655 tarihinde Hz. Osman (ra) döneminde İslam orduları ile deniz seferlerine katılır ve orada vefat eder. İslam askerleri yedi gün boyunca karaya çıkamadıklarından ötürü onun mübarek bedenini defnetmek için bekletirler. Karaya vardıklarında ise Allah`ın bir mucizesi olarak cesedinde hiçbir bozulma olmadığını görürler. En son adını bilmedikleri bir adaya çıkar oraya defnederler, cenaze namazını Hz. Osman (ra) kıldırır.

 

Rabbim ondan ebeden razı olsun.