Suedanur Yazıcı

Yapılan her yolculuğu; Yaratıcı’nın şuunatıyla göz göze gelmek, evvelden gidilmemiş yerleri keşfetmek, başka kültürleri tanımak, farklı insanlarla tanışmak için muazzam bir fırsat olarak görüyorum. Hayat boyu devam eden seyir içinde ebediyete doğru giden yolcu olduğumu da en iyi seyahat ederken hatırlarım. Kutlu Nebi’nin “Dünyada garip bir yolcu gibi ol!” nasihati, Yunus’un “Benim burada kararım yok / Ben yine gitmeye geldim.” seslenişi adım attığım her yerde devamlı olarak karşıma çıkar.

Kuran’ı Kerim terminolojisi yolcu kelimesi için müsafir, âbir, ibnüs sebil (yolun evladı) ve bir de tarık ifadesini kullanır. Bunlardan “tarık” kelimesi Arap alfabesindeki elif harfiyle okununca yolcu, ye ile okunduğunda yol manasını yüklenir. Ayette, “Tarık nedir bilir misin?” diye soruyor Kitap, sonra cevap veriyor; “Gecenin karanlığını ışığıyla delerek yolcuların yol bulmasına yardım eden Süreyya Yıldızı.” Yolculuğun içimize, aydınlığın ise içimizde olduğunun derin bir anlamıdır bu.
 
Çocukluğumun yaz ayları memleketin yolunu tutmakla geçerdi. Akrabalarımızın bizi nasıl karşılayacağı, samimiyetin hangi şubesiyle bağırlarına basacakları bittabi nereleri gezdireceklerini düşünmekten yolculuk nasıl geçerdi anlamazdım. Şimdiyse yolculuklarımı Tarık’ın izinden giderek yapıyorum. Zahiren yeni mekanlar, değişik insanlar içinde bulunuyor olsam da iç dünyamda o güne kadar farkına varamadığım, kendimde olmadığını sandığım belki de hiç karşılaşmadığım yanlarımla yüzleşiyorum. 
 
En güzel yolculuklar kalbe doğru olunca anlam kazanıyor. Bunda muvaffak olup yolun kendisi olmuş büyüklerimiz var mesela. Üzerlerinden ağır yükler, türlü imtihanlar geçer, şikâyet etmezler. Yolun sonuna geldiğinde beğenmeyenler, yola zeval verenler bile olur, hoş görürler. Günde kırk defa duasını ettiğimiz sıratı müstakimi hayat olarak belleyenlerin nasibidir bu. Uzun bir serüvenin ardından dünyaya geliş sebebimiz de bu değil miydi zaten? Yolda olmak, yolda kalmak, yolda ölmek…
 
Aklen ve kalben yaptığımız tüm yolculuklarda sadece varacağımız yeri bilmekle mükellef değiliz. Hangi yoldan, nasıl ve kiminle yola çıktığımızı daima hatırımızda tutmak mesuliyetini de taşıyoruz. Böylece seyyahı olduğumuz her yerde attığımız her adım iç alemimize doğru yaptığımız yolculuğun hatırı sayılır bir parçası olacaktır. 


GENÇ'ın Yazısı.