Ömer Akyüz

Tek bir varsayımla hareket etmek, ruhumuzu zirvenin tepe noktasıyla buluşturma imkânı sağlar mı? İnsanı başarıya götüren bazı yollardan söz edebiliriz; plan, hedef, doğru yöntem ve istikrar. Saydığımız ve oturtmaya çalıştığımız düzen, maddî nedenlerden ibaret kalıyor. Günlük hayatta da yardımını aldığımız birçok vasıta salt maddî unsurlardan teşekkül ediyor.

Her yaptığımız işte mutlaka bir eksiklik buluruz ve bu eksikliği yaptığımız işin, yani maddenin dış yüzeyinde ararız fakat bu eksikliğin sırrı maddenin iç yüzünde saklıdır. Asıl eksiklik ise maddenin dış yüzeyindedir. Eksiklik ve noksanlık işte bu yüzden maddeye aittir. Tam ve kâmil olma vasfı ise “öz’’de saklıdır. Asıl marifet, yolunda ilerlediğimiz yolun ardını, iç yüzünü keşfetmektir. Yolcu olduğumuz şu kısacık hayatta maddenin iç yüzüne yolculuk etmeliyiz. Mananın peşine düşmek ve ardını görebilme hayalini kurmalıyız.

Maddenin sırrını merak edip ardına düşenler mutlaka vardır fakat birçoğumuz kısa yoldan işi götürmenin peşinde emin adımlarla ilerliyoruz. Maddenin manasını her zaman ikinci plana atıyoruz. Maddenin ardını görmemekte son derece ısrarlıyız. Maddenin sırrına vâkıf olmak, aynı zamanda kâmil olma yolunda ilerleyen insanın da özünü oluşturur; mana özdür, insan ise sözün bir parçasını oluşturur. Bundan dolayıdır ki öz ile sözün birleşiminden dem vurur insan.

Tek bir vasıta, sadece maddî unsurları içerir fakat maddenin iç yüzünü görme ümidiyle çıkılan yol, bize manevî ve içsel unsurları beraberinde getirir. Ruh, içsel dönüşümde manevî yolu; beden ise nesnel ve somut unsurlarla da maddî yolu oluşturur. Bu iki vasıtanın birleşiminden çıkan sonuçlar ise bize başarıyı getirir. Ruh ve beden bir bütündür; ruhun arzulamadığı ve hazır olmadığı bir işi tek başına beden yapmamalı.

Ruhundan bir parça bırakmalısın ardına, sırrını ve izini ifşa edercesine hem de. Zira insan, bir bütündür ve özü birdir; özü bir olanın sırrı da birdir. Ruhunla bezemelisin her hareketini, sadece bedeninle değil ruhun dingin hâli ile işe koyulmalısın. İşte o zaman ruhun eşsiz rengi ile bedenin saf ışıltısıyla karşılaşacaksın.

Şimdi öz ve sözle hemdem olma vaktidir.

“Keşke”lerin getirdiği durağanlık ve “son pişmanlık”ların verdiği hüsrana takılmamanız ümidiyle... 


GENÇ'ın Yazısı.