Medya, simgelerle ilerler. Bayraklaştırdıklarıyla, haberin etkisini artırmaya gayret eder. Bu şüphesiz etkili bir yöntemdir. Ama aynı zamanda tehlikeli bir yoldur da. Çünkü işin içine “vicdan” girdiğinde herkes niyeti farklı anlayabilir, farklı yorumlayabilir.
Nitekim, 17 Ağustos Depremi’nin gecesinde anlatılan bir hadise bu durumun bir kanıtı olsa gerek. Deprem olduktan kısa bir süre sonra, bir gazetenin haber merkezinde “bizim deprem bölgesindeki muhabir şuan iş başındaymış! İlk haberi biz vereceğiz!” diyerek sevinçle bağırmışlardır. Medya ve gazetecilik biraz da böyle bir meslek. İyiyle kötünün birbirine girdiği alanlar çok fazla.
Van’da, deprem çadırında ölen kız çocuğunu da “vicdan” arka planıyla manşetlerden verdi medya. Etkili, gündem olacak bir haber olacağını düşündüler. “Depremden sağ kurtuldu, çadırda soğuktan öldü!” başlıkları gazetelerin manşetlerini süsledi. Haberlerin ardından Başbakan Erdoğan deprem çadırlarını ziyaret etti.
Yani, orada, çadırlarda üşüyen yüzlerce depremzedeyi bu kız çocuğu kurtarmış oldu. “Depremzedeler soğuktan donuyor!” gibi onlarca haberin olması, bu “vicdani haber” kadar etkili olmazdı.
Kaliteyi önde tutmanın önemi her zaman olduğu gibi önemlidir. Keşke böyle haberlere ihtiyaç olmadan insanlar seslerini duyurabilseler. Çünkü, deprem hadisesi bizleri çok etkiledi, hepimizi duygulandırdı. Ancak, memleketimizde öyle hadiseler gelişiyor ki. Tek bir ses bile yükseltemeden ölüyor insanlar.
Yine, birkaç hafta önce, çocuğunun acil rahatsızlığı için hastaneye giden babaya, çocuğu için emar filmi çektirmesi gerektiği söylenmişti. Ancak emar randevusu 2013 yılına verilmişti! Sonrasında, bir TV kanalı bu olayı haber yaptı. Ertesi gün çocuğun emar filmi çekildi…
Memleketin dört bir yanında, bu hadiseler her gün yaşanıyor ve her hadisenin haber olması mümkün değil. Onun için ahlak sorunu yine gelip önümüzde bir sorun olarak yerini alıyor. İnsanların ahlakı. Ahlakımız.
Hem insanlar, hem de devlet, bir şeylerden korkmadan, çekinmeden, kendi başına müdahil olmalıdır. Herkes, sorunları, sırf ahlakının neticesinde yapmalıdır! İnsan ahlakı, devlet ahlakı fark etmez!
Taha Süren'ın Yazısı.