Flörtte Tuzak Var!
Sorularımızı Gençliğin Cinsellik İmtihanı kitabın yazarı M. Ali Seyhan cevaplıyor:
Flört Evlilik Öncesi Tanımayı Sağlar mı?
Günümüzde flört, yani evlilik öncesi gençlerin birbirlerini tanıma ve tanışma bahanesi ile belli süre beraber olması yaygınlaştı. Dinimizde yeri olmamasına rağmen İslamî duyarlılığı olan insanlar arasında bile görülebiliyor artık. Burada hemen şunu söyleyelim ki, “Gençler önceden görüşür ve flört ederse, birbirini yakından tanıma imkânları olur. Eğer huyları, anlayışları farklı ise, evlenmeden önce daha işin başındayken, işi bitirmiş olurlar” iddiası da çok yanlış.
Tecrübeler hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Günümüzde en çok boşanma, flörtsüz evliliğin yapılmadığı Batı ülkelerinde olmaktadır. İki taraf da, tanışma devresinde, birbirlerine hoş görünmek için beraber bulundukları zamanlarda, gayet toleranslı davranıp, kötü huylarını birbirlerine hissettirmemeye çalışır, birbirlerini yanıltırlar. Ancak evlendikten sonra anlaşılır gerçek durum… Fakat iş işten geçmiş olur.
Bunun için, evlenilecek kimselerin gerçek hâlleri, evlenilmeden önce öğrenilmelidir. Bu da ancak tecrübeli kimselerin araştırmasıyla, o kimselerin evveliyatını iyi bilen, güvenilir kimselere sormakla olur.
Ayrıca, bekârken çok kimseyle görüşen, çok kimseyle eğlenen erkek ve kızda, evlendikten sonra da çok kimseyle görüşme arzusu devam eder. Bir kişiye bağlı kalmak, zamanla onu sıkmaya başlar; değişiklik arayışına girer. Bunun sonucunda da, her gün gazetelerde boy boy resimlerini gördüğümüz aldatmalar, kavga gürültüler ve cinayetler meydana gelir. Bir anlık gaflet, değişiklik arzusu, kişilerin hem dünya, hem de ahiretlerini karartır. Aman dikkat!
Flörtsüz evlilik olmaz mı?
Flört dönemi, gerçek beraberliği çoğu zaman aksettirmez. Eğer flört, gerçek hayatın aynısı olarak yaşanabilse, belki evliliğin nasıl gideceğine dair ipuçları verebilir, ama bunun da başka bedelleri vardır malûm. Bildiğimiz anlamdaki flört, yani arada sırada görüşüp gezmek, sohbet etmek ise, aslında gerçek hayatta olunandan farklı bir kişiliğin sergilendiği bir dönemdir.
Örneğin kişi günün yirmi üç saati tek başına, sessiz ve sakin bir hayat sürüyor, biriken sohbet ve gezme ihtiyacını günde bir saatlik buluşmalara saklıyorsa, o bir saatte çok konuşkan, canlı, eğlendirici biri gibi davranabilir. Ve “çıktığı” kişi de canlı, atak, sosyal insanlardan hoşlanıyorsa onun gözüne hoş görünebilir.
Ama iş evliliğe gelince, o hareketli görünen kişinin günde ancak bir saat gezmeye ve sohbete tahammül edebildiği, aslında çok durgun ve sakin bir hayatı sevdiği açığa çıkar ve sürtüşmeler başlar.
Ben üç-dört yıl flört edip birbiriyle çok iyi anlaşan, ama evlenince birkaç ayda hayal kırıklığı yaşayan nice insanlar gördüm. Evlilik hayatı başlayınca “Reklamları izlediniz, şimdi haberler” anonsu yapılmış gibi olur.
Kadın kendisini şaibe altına sokacak laubaliliklerden uzak kalmalı, kolay elde edilen, kolayca da terk edilen eğlence metaı haline gelmemelidir. Erkek de hayata sadece ve sadece şehevi bir gözlükle bakmamalı, Allah’ın kendisine verdiği enerjiyi böylesi basit duygu ve düşüncelerle tüketmemeli, beynini çalıştırmalı ve yarınlara öyle yürümelidir.
“Peki, flört bile olmadan evlenilecek kişi nasıl seçilebilir?” diyebilirsiniz. Aslına bakarsanız bir insanın, karşısındaki kişiyi tanıması o kadar da uzun bir zaman gerektirmez. Yapılan araştırmalar özellikle kadınların, karşılaştıkları kişiyi ilk üç dakika içinde değerlendirip kategorize edebildiğini göstermiştir.
Dikkatli bir insan için yüz hatları, mimikler, ses tonu, konuşma biçimi, hatta kullanılan kelimeler bile kişiliğe dair önemli işaretler taşır. Ve özellikle hanımlar bu tip işaretleri çok iyi değerlendirirler.
Flörtün zararları nelerdir?
Flörtün pek çok sakıncası vardır: Flörtte bir tuzak vardır. Flörtte çok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terk edilir. Tabi tam tersi olduğu durumlar da olabilir.
Flört, gençlerde gafilce tecrübelere yol açar. Bu tecrübelerin çoğu, kötü şekilde sonuçlanır. Tecrübe için insan, cebine barut koyup kendini tehlikeye atmaz. Ateşle barut bir arada durmaz. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz.
Flört, akıl mantık hislerini alt üst eder. Flörte alışan, sık sık arkadaş değiştirir. Kızı kandırıp terk eden erkek hain, kandırılan kız da maskara durumuna düşer. Flörtte çok defa, iffet elden gider. Namuslu Müslüman bir kız için bundan büyük felaket olamaz. Flört, pek çok genci serseri, müsrif ve perişan eder. Gençler arasında aşağılık kompleksi, kıskançlık, kin, nefret, karamsarlık ve çeşitli ruhî bunalımlar doğurur.
Flört arzusu, tenhada buluşmaya davet eder. Sonunda, birçok gencin başı belaya girer. Sonrasında ise pişmanlıklar ve acılar yaşanır.
Dinimiz flörte izin verir mi?
Dinimiz elbette böylesi bir ilişkiye izin vermez. Birbirine yabancı iki karşı cinsin tenha bir yerde baş başa kalışları; hislerinin isyanına, yaratılışta var olan duyguların ayaklanmasına vesile teşkil eder. Cinsî hislerin ayaklanması ve isyanından sonraki safhaları ise kimse kestiremez. Atalarımız “ateş ile barut yan yana durmaz” demişler.
Böylesi ilişkiler gayet masumane bir şekilde başlar, ancak neticesi genelde hüsran olur. Toplum hayatındaki pişmanlıkların, hatta cinayetlerin ve kötülüklerin büyük çoğunluğunun bu ikaza kulak asmayıştan, aradaki sınırı aşıp taşmaktan kaynaklandığı da yaşanan günlük olaylarla sabittir. Gazete ve televizyonlar bu tarz haberlerle dolu değil mi?
Bunun istisnası yok mu, her kadın, her erkek böyle mi? Elbette öyle bir iddiamız olamaz. Elbette her kaidenin istisnası olur. Lakin istisnalar hep müstesna kalır, umumi hükmü değiştirmez.
Kadın kendisini şaibe altına sokacak laubaliliklerden uzak kalmalı, kolay elde edilen, kolayca da terk edilen eğlence metaı haline gelmemelidir. Erkek de hayata sadece ve sadece şehevi bir gözlükle bakmamalı, Allah’ın kendisine verdiği enerjiyi böylesi basit duygu ve düşüncelerle tüketmemeli, beynini çalıştırmalı ve yarınlara öyle yürümelidir.
GENÇ'ın Yazısı.