Türkiye`nin amel defterinin 2009 sayfasını da kapatmış bulunuyoruz. Sadece bu kadar mı?! “Türkiye`nin Amel Defteri” diyerek; Genç`in 2009 abone kampanyasına ince bir gönderme yapmanın yanı sıra: “Eh... Biz Türkiye gündeminin muhasebesini yaptık. Siz de şahsi almanağınızın / amel defterinizin muhasebesini yapıverin...” diyerekten; dosyamıza ilahi bir boyut da katmış bulunuyoruz. Ne de olsa Genç`iz: Bir üslubumuz var. Her yılın aralık ayında, onlarca basın organında, birbirinden hiçbir farkı olmayan, çok sayıda almanak arasında bizi okunur kılan da bu olsa gerek...  Buyurun 2009`un gündem analizine!

1 Ocak • TRT`nin Kürtçe Kanalı Yayına Başladı

2009`un ilk günü diyalog ve hoşgörü adına güzel bir gelişmeyle başladı: TRT GAP, bir süredir; -kısıtlı da olsa- yayın akışında Kürtçe yayınlara yer veriyordu. Ama başlıbaşına Kürt dilinde yayın yapacak bir kanal ihdas edilmesi; devletin, kulaklara ninni gibi gelen hoşgörü söyleminin, nihayet eyleme dönmeye başlamasının göstergesiydi.

29 Ocak • Erdoğan`dan Peres`e “One Minute”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davos`ta Dünya Ekonomik Forumu kapsamında gerçekleştirilen "Gazze: Orta Doğu`da Barış Modeli" panelinde Şimon Peres`e rest çekti. Yoksa "One minute!" mi desek...  Erdoğan, "Sizin `Filistin`e tankların üzerinde girmeyi seviyorum, kendimi başka mutlu adlediyorum` diyen başbakanlarınız var.. Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz..." dedi. Erdoğan, Peres`in eleştirilerini yanıtlarken; panel yöneticisinin, sürenin bittiğini gerekçe göstererek konuşmasını kesmesi üzerine; bundan sonra Davos toplantılarına katılmayacağını açıklayarak salondan ayrıldı. Erdoğan`ın bu; duygusal tonu yüksek ama haklı tepkisi; İsrail sevdalısı bir kısım iç basın tarafından, menfi anlamda politik malzeme olarak kullanılmaya çalışılsa da; başta Müslüman ülke halkları olmak üzere dünya çapında takdir ve tebrik topladı.

4 Şubat  • CHP`den Çarşaf Açılımı 

CHP İstanbul İl Başkanlığı`nda, bizzat Deniz Baykal tarafından çarşaflılara rozet takılması hem CHP içinde hem Türkiye çapında tartışmalara neden olurken, Türkiye`de politikanın nasıl yapıldığını azıcık bilenler; sansasyonel şekilde CHP üyesi olan çarşaflı ekibin, bazı mali(!) konular sebebiyle topluca istifa etmesine pek de şaşıramadılar.

25 Mart • Muhsin Yazıcıoğlu`nu Kaybettik

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu Kahramanmaraş’tan Yozgat’a götüren helikopter, Göksun ilçesinin Çardak beldesi yakınlarında düştü. Helikopter 2 gün sonra bulundu. Helikopter yolcuları arasında yer alan İHA Muhabiri İsmail Güneş`in cesedi ise 5 gün sonra: 30 Mart’ta bulundu. Kaza vesilesiyle; “kadirşinas” Türk halkı olarak; sağlığında hak ettiği itibarı göstermediğimiz bir “devlet adamı”nın daha; aslında ne kadar kıymetli olduğunu anladık. Ama maalesef kurtarırken olduğu gibi anlarken de geç kalmıştık...

6 Nisan • Paşalar Obama İçin Mecliste

DTP Meclis`e girdiğinden beri TBMM`ye adım atmayan paşalar, Obama için adet bozdu ve 21 ay sonra Meclis`e geldi. Görüşlerine katılalım katılmayalım, kendi halklarının seçtiği temsilcileri kaale almayanların, Amerikan halkının seçtiği temsilciye gösterdikleri bu itibar; doğrusu pek de şık durmadı.

13 Nisan • Derin Rektör Hapiste 

Ergenekon soruşturması kapsamında, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal`ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Türkiye`de; Üniversite Rektörlerinin bilim dışında her konuyla ilgilendikleri bilinen bir gerçekti. Bilinmeyense; bunun da bir bedelinin olduğuydu... Yoksa hukuk karşısında, abisi-dayısı her kim olursa olsun; kimsenin dokunulmazlığının olmadığı, “gerçekten çağdaş” bir ülke mi oluyorduk ne?!.

4 Mayıs • Mardin`de Düğün Gecesi Katliamı 

Mardin’deki bir düğün eğlencesinde yakın tarihin en kanlı saldırısı; otomatik silah ve el bombaları ile yapıldı. Bilanço: İçlerinde çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu 45 ölü 17 yaralı idi. Saldırı pek çoğumuzun peşin bir hüküm olarak zannettiği gibi PKK militanlarınca yapılmamıştı üstelik. Bilakis; PKK ile mücadele amacıyla devlet tarafından silahlandırılan bir grup korucu tarafından; hem de haksız bir arazi meselesi yüzünden gerçekleştirilmişti. Ehliyet ve liyakatin gözetilmediği vazifelendirmelerin fayda değil zulüm getirdiğini anlamış olduk. Yazık ki olabilecek en acı şekilde...

18 Mayıs • Türkan Saylan Öldü

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan yaşamını yitirdi. Ölünün arkasından konuşulmaz!!!

12 Haziran • Ak Parti ve Gülen Cemaati`ni Bitirme Planı 

Taraf gazetesinde AK Parti ve Gülen’i Bitirme Planı yayınlandı. Kamuoyu daha çok planda imzası  bulunan Albay Dursun Çiçek`in, tutuklanıp tutuklanıp -ne hikmetse hep de nöbetçi mahkeme tarafından- serbest bırakılması  meselesine yoğunlaşırken, özgür ve cesur basının demokrasi için ne anlama geldiğini pek idrak eden olmadı. Bu meş`um olayın belki de tek takdir edilesi yanı; demokrasi tarihimizde çok hayırlı bir gelişmeye; askere sivil yargı yolunun açılmasına önayak olması oldu.

26 Haziran • Michael Jackson Öldü

Dans ve müziğin efsane yıldızı Michael Jackson 50 yaşında öldü. Hayatının son yıllarında olduğu gibi öldükten sonra da “Acaba müslüman olmuş muydu olmamış mıydı?...” tartışmaları kesin bir sonuca bağlanamazken, temennimiz müslüman olarak ölmüş olması yönünde.

19 Temmuz • Sigara Yasağının Kapsamı Genişletildi

Sigara yasağının kapsamını genişleten yeni yasa yürürlüğe girdi. Eğlence hizmeti verilen işletmeler ve lokantalar dahil; kamu ve özel hukuk kişilerine ait tüm binaların kapalı alanlarında sigara tüketimi yasak. Yorum yok :)

30 Temmuz • 3G`ye Geçtik

Cep telefonundan görüntülü konuşma, bugünkünün 10 katı kadar hızlı internete girmenin yanı sıra birçok yenilik getiren 3G Türkiye`de başladı. Ancak hayatlarımızda zannedildiği kadar büyük değişikliklere yol açmadı. Daha gelişmiş oyuncaklarımız oldu sadece.

17 Eylül • Cem Garipoğlu Yakalandı

Boğazı kesilerek öldürülen ve medyada hak ettiğinden çok daha fazla yer kaplayan Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı, firari Cem Garipoğlu teslim oldu. Mahkeme kararıyla olmasa da medya kararıyla Cem Garipoğlu`nun suçu neredeyse sabit. Ancak bu süreçte; nedense hiç kimse, Münevver Karabulut ve ailesinin hatalarını sorgulamaya cesaret edemedi. Ne yani: Bu kadar bohem yaşayan bir genç kızın ve kızlarının cesedine, dirisinden daha fazla sahip çıkan bir ailenin hiç mi suçu yok?

19 Ekim • Kandil; Açılımın Çırasını Yaktı

8’i Kandil’den 34 PKK’lı Habur sınır kapısında teslim oldu. PKK’lıları DTP’li büyük bir topluluk karşıladı. Aşırı abartılı sevinç gösterileri; en büyük darbeyi özünde bir bütünleşme ve kardeşlik projesi olan ve Kandil`den dönenlerin, dönüşlerini de bizatihi borçlu oldukları demokratik açılım sürecine vurdu. Sevinmek herkesin hakkı. Ama unutmamak gerek: iki taraf da yaralı. Kimse kimseyi incitmemeye azami özen göstermeli ki; kazanan yine savaş tüccarları olmasın.

8 Aralık •  Şüpheli PKK Saldırısı

Tokat Reşadiye’de PKK’nın gerçekleştirdiği saldırıda 7 asker şehit oldu. Ama nedense bizler; Turgut Özal zamanında; bugünküne benzer şekilde başlatılması planlanan barış açılımının, 33 erin, bir takım derin çevrelerin işbirliğiyle katledilerek, önünün tıkanması olayını  hatırladık. Unutmayalım ki: Türkiye`de politika, en çok TBMM`de değil; şehit cenazelerinde ve kışlada yapılır...


Sinan Özgenç'ın Yazısı.