Elimde Ustura Vardı, Artık Kalemim Var!
Site Özel
6489 okunma
İstanbul Üniversitesi Gazetecilik 3. Sınıf öğrencisi ve Genç Dergisi yazı işlerinde stajını gerçekleştiren Abdülaziz Karakuş, ‘kalemle tanışma’ sürecini anlattı…
Bir elimde müşteriye uzatılmak üzere yemek tabağı, bir elimde tarak makas, iki parmak arasında kurşun kalemle girdim Genç Dergisi’nden içeriye. Tabaktan, taraktan, makastan vazgeçip geldim, kurşun kalem uğruna.
Öyle sanıldığı gibi kolay olmuyor genç denilecek yaşta bir ömür arkada bırakıp yeni bir sayfa açmak. Hayatım sayfa içinde sayfalarla geçti. Herkes defterlerini ders isimleriyle bölerken ben meslek isimleriyle böldüm.
Her bir senenin devrinde ben üç sene devirdim. Gün üç farklı işe ayrılırken hafta dörde bölünürdü. Sabah 8’de berber açılır, 12’de okula gidilir, akşam 5’ten usta okey masasından kaçta kalkarsa, o kadar rutubetli ortamla baş başayım. Cansız ama ruhu olan dostlar edinmiştim kendime, tarakla konuşmaya başlamıştım, ilk aşkımı usturaya anlatırdım o yıllarda.
Çocuklukta düşünme yetisinin zayıf olması ne kadar da büyük nimet, şimdi gözlerim yaşlıyken anlıyorum. Yazarken gözlerimin dolduğu yılları yaşarken çokta farkında değildim. Bazen farkına varıp baş kaldırıyordum, izin kullanmadan aylarca aralıksız çalışmalara, öğleden geceye aç kalmalara, tuvaletsiz mekanda sıkışmaktan yerinde duramamalara.
Lakin ya anlayan yoktu, ya da anlatamıyordum. Babam da anlamadı, camiyle ev arasında mekik dokuduğu günlerden biriydi, artık gitmek istemiyordum rutubetini soğuk ustanın ruhundan alan o mekana. Yorganın altından çıkmıyordum onun mekiğini dokumaya başlamasını bekliyordum. Şöyle dedi, ürküten sesiyle ‘akşam eve geldiğimde işe gitmemişsen seni eve almam.’ Anlatamıyordum ama kararlıydım gitmeyecektim. O gece korkudan eve gidemedim. Saat gece yarısına yanaşırken, gariban anam yalvar yakar beni sokaktan toplayıp götürdü…
Şimdi 22 yaşındayım, Genç’teyim, elimde kurşun kalem aklımda ustura tutma şekilleri, kulağımda makasın canımı acıtan sesi. Artık seninle sabahlamak istiyorum kurşun kalemim, sancısı hiç bitmeyecek, doğumlarımı seninle yaşamak istiyorum.
Abdulaziz Karakuş'ın Yazısı.