Kullanmayacağın Şeyi Almazsın!
Site Özel
5738 okunma
"Dünya krizde" söylemlerine rağmen ülkelerin silahlanmaya harcadıkları paralar göz korkutuyor...
Keşmir, Bağdat, Kudüs, Diyarbakir, Bosna…
Bu memleketler sizler için neyin ifadesi, simgesi bilmiyorum ama, benim yetiştiğim dönem boyunca bu diyarlar acının, kandan gözyaşının, yoksulluğun, ırza el sürmenin ne demek olduğunu öğrettiler insana, zorla! Şimdi gözümün önünde bir yandan Filistinli çocuğun kanlı bedeni, öte yanda Avrupa’nın göbeğinde tecavüz edilen kadınların görüntüleri.
Masamda ise dünyanın silahlanmasıyla ilgili bir haber metni…
‘Dünya’, teknolojisinin artmasıyla böbürlenirken, insanlığın kaybından bihaber durumda ‘ilerlemesini’ sürdürüyor. Son yıllarda dünya ekonomik krizlerle kıvranırken bundan etkilenmeyen tek sektör olarak silah sanayisi karşımıza çıkıyor. Krizlerin yoğunlaştığı bu dönemde bile silah ihracatını elinde bulunduran güçlerin ihracatındaki yükselişi dikkatlerden kaçmıyor.
Emekli Binbaşı Yakup Evirgen konuyla ilgili Milli gazeteye yaptığı açıklamada durumu değerlendirdi:
"Savunma sanayileri gelişmemiş olan ülkelerin sayısı çok az. ABD, İsrail, İran silah sanayileri en gelişmiş ülkeler. Silah sanayisi gelişmemiş ülkelerin kalkınma hızları da oldukça düşüktür. Gelişmiş ülkeler bunları pek fazla konuşmazlar. Savunma sanayine sahip ülkeler devamlı üretirler ve katma değer sağlanması için bunları satarlar. Krizlerin olduğu ülkelere baktığınızda ilk başta silah alımlarını görürsünüz. Bu şekilde silah alımlarını dış ülkelerden temin eden ülkelerde krizler ortaya çıkar. Ciddi bir şekilde silah alımı yapan bir ülkede eninde sonunda bir kriz görürsünüz. Yani çok büyük bir pazar var. Bu pazardan pay alan ülkeler çok dikkatli olmalılar" dedi.
Dünya silah sanayisinin yüzde 43’ünü elinde bulundurduğunu öğrendiğimizde, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin neden Pakistan’daki kadın haklarını dert edindiğini, Irak’a neden özgürlük götürme çabasında olduğunu anlamamıza vesile oluyor.
1980’lerde ABD’nin Ürdün ve Suudi Arabistan’a silah satmasına tepki gösteren İsrail’in, ABD- Arabistan arasında yapılan 60 milyar dolarlık son anlaşmaya neden ses çıkarmadığı aklımıza takılıyor. Acaba İran’ın bölgede güçlenmesinden dolayı artan kaygıların sonucunda ona alternatif güç oluşturma çalışmalarının bir sonucu mudur?
Söze nereden başlarsak başlayalım, bitireceğimiz yer yine silahın acıyı, ıstırabı, yetim kalmayı, esfeli safiline inmeyi temsil ettiğinden başka bir şey değil. Filistinli çocuğun yürekleri ürperten münacatındaki şu yakarışı beni utandırdı. ‘…Yarabbi, doğu da batı da bizi unuttu, Senden başka kimsemiz kalmadı…’
One mınuet ile rest çekip 4- 5 ay sonra onun da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi olması için gerekli işlemlerde bulunmak, sıkılan kurşunların resmiyet kazanmasına sebep olmak değilse nedir?
Abdulaziz Karakuş / Genç Haber Merkezi
Abdulaziz Karakuş'ın Yazısı.