Fatma Betül Dinçaslan

Şu anda Bahri KARAÇAY`ın "Yaşamın Sırrı DNA" adlı kitabını okumaktayım. Uzun süredir aklımda olan bir hususiyeti bana hatırattı. Biz her ne kadar bir yaratıcının varlığına gönülden inansak da evren bize kanıt olmaktan geri durmuyor.

Allah`ın izniyle `Bak beni de seni de Allah yarattı ey gafil` dercesine gösteriyor. Mitokondri ve Y kromozomu da hakeza aynı derde muzdarip. Kitaptan aynen (parantez içleri şahsi yorumum) aktarıyorum:

`Mitokondrinin kendi özel genetik malzemesinin olması yanı sıra çok önemli bir özelliği daha vardır: DNA`sı nesilden nesile aktarılan çekirdek DNA`sından farklı bir yol izler. Çekirdek DNA`sında anne ve babadan gelen genler arasında parça değişimi gerçekleşirken mitokondri DNA`sında böyle bir parça alışverişi söz konusu değildir. Dolayısıyla mitokondri DNA`sı değişikliğe uğramadan nesilden nesile aktarılır. (Belki bu da en başından planlanmış düzenin bir parçasıydı. Belki değil öyleydi.) Yapısı cevizi andıran bu enerji santralleri, yeni oluşacak canlıya yalnız yumurta hücresinden, yani anneden geçer. İşte bu şekilde binlerce nesil geriye doğru gidildiğinde, sonuçta tüm insanların tek bir anneden geldiği anlaşılır. (ki o kişi Hz. Havva dır.) Mitokondri DNA`sının bir diğer özelliği de değişim açısından çekirdek DNA`sına göre daha hassas olmasıdır. Bilimsel çalışmalar, mitokondri DNA`sındaki değişimin çekirdeğinkine oranla 5 veye10 kat daha hızlı olduğunu göstermektedir. Eğer ilk insanlar  dünyanın değişik yörelerinde eşzamanlı olarak ortaya çıkmışlarsa, her bir gruba özgü olan ve o grubu diğerlerinden ayıran bir mitokondri dizilimi söz konusu olacaktır. Diğer yandan eğer `tek köken` varsayımı doğru ise, bütün insanların mitokondri DNA`ları birbirine çok benzeyecektir. (Sonucu tahmin edersiniz herhalde. Elbette ortak atayı nitelikte bir sonuçtu. Aslında evrim kendi içindeki çelişkilerle ve kendini ispatlamaya çalıştığı her yeni gerçek bulgu ile kaçınılmaz gerçekliğe doğru hızla yol alıyor.)

Y kromozomu sadece spermler aracılığıyla babadan oğula geçtiği için, farklı ırklardan erkeklerin Y kromozomlarının incelenmesi sonucunda, tek bir atadan gelip gelmediklerinin belirlenebileceği öngörülmüştü. Sadece mitokondri DNA`sındaki benzerlik tesadüf olabilirdi. (Haşa ve kella diyorum Allah ne güzel yaratmış. Her mahluk çığlık çığlığa bunu haykırıyor.) Ama hem mitokondri DNA`sında hem de onunla  fiziksel hiçbir ilgisi olmayan, hatta hücre içindeki yeri bile farklı olan Y kromozomunun DNA`sında aynı benzerliğin ortaya çıkması tesadüf olamazdı. (Tesadüf inanmak istemeyen bazıları için sığınılabilecek en güvenilir limandı. Fakat hayatın tesadüflere bağlı olduğu bir evrenin güvenilirliği tartışılırdı. Elbette bir nizam olmalıydı. Bu Vahdeti Vücudu gösteriyordu.) Dünyanın farklı bölgelerinden gelen farklı erkeklerin Y kromozomlarının DNA dizilimi çok büyük benzerlik taşıyordu. (Bu da Hz. Adem`e işaret ediyor) Diller de bir bakıma genetik bilginin izlediği yola benzer bir yol takip eder, zaman içinde değişime uğrar ve nesilden nesile aktarılır. Dil kökenleri de kıyaslandığında inanılmaz benzerlikler ortaya çıkmıştı. (Allah tek`tir ona giden yollar da hep tek bir yerde kesişir. Evet kitabın yazarı ile her ne kadar her noktada kesişmesek de şunu diyebiliriz: Bilim ancak ve ancak Allah`ı bulmaya giden yolda inananlar için sekineler inmiş, nurla kaplanmış amaçtan öte araç olmuş iyi bir yoldur inşaallah.)

Fen dersi için mitokondriyi animasyon şeklinde anlatımı. Harward Üniversitesinde yapılmıştır.

 


GENÇ'ın Yazısı.