“Borusan, distribütörü olduğu BMW`nin `Özgürlüğü yaşatır` sloganını başörtüsüne karşı yobaz bir tutumla çiğnedi. Firma, ralli şampiyonu Burcu Çetinkaya ile sponsorluk anlaşması yaptı. Çetinkaya 1 yıllık kullanım hakkını aldığı BMW`yi ekranda başörtülü arkadaşıyla test edince Borusan `imajımız bozuldu` diyerek sponsorluğu iptal etti.”
Yeni Şafak’ın bu “başörtülü arkadaşı” dediği, Yeni Şafak muhabiri aslında…
Şükürler olsun, başörtüsü hala birilerinin kimyasını bozmaya devam ediyor. Her zaman bir turnusol kağıdı vazifesi görmüştür biliyorsunuz.
Başörtüsüne hiçbir zaman bir özgürlük sorunu olarak bakmadım. Hatta hiçbir meseleye gerçek anlamıyla özgürlükler dahilinde yaklaşmadım.
Böyle yaptığımız sürece Allah’ın bizi hayra yönelteceğini düşünmeliyiz. Koca bir okyanusu Van Gölü’ne sığdıramazsınız. Bu mesele de böyledir.
Bizler, şiarlarımızla oynanmasına, malzeme yapılmasına izin vermediğimiz sürece, vakarlı ve izzetli bir duruşla kıyamda beklediğimiz sürece, uzun vadede dünya ve ahiret hayatının kahramanları ve kazananları olacağız.
Birileri düşmanlık yapmakta haklılar. Çünkü eşyanın tabiatı, sınavın gereği budur. Önemli olan bizim sergilediğimiz tutumdur.
Üstümüze giydirmek istenilen “ikinci sınıf, defolu” gömleği çoktan giydik. Özgürlük şemsiyesi altında bugün İstiklal’deki eylemlerde eşcinseller ile yürüyen başörtülülerimiz bile oldu.
Röportaj yapan başörtülü muhabirlerimiz ortalarına kısacık bir şort giymiş “meşhur” adamı alıp fotoğraflar çektirdiler.
Seksenli yıllardan birçok İslamcı dergi geçti elime geçtiğimiz günlerde. O günlerin havası, ruhu her bir sayfaya sinmişti.
Dün, röportaj için gittiğim İslamcı bir grubun sözcüsü diyordu ki: O günlerde meydanlarda beraber bağırdığımız adamlar bugün nerelerde biliyor musunuz? Anlattı. Ben bunları paylaşmam dedim. Paylaşmam dedim çünkü izzetimize halel gelmesin.
İzzetimiz herşeyimizdir.
Taha Süren'ın Yazısı.