"Beklenti bir ayak bağıdır” derdi sevgili bir dostum. Güzel bir ifade. Diğer yandan, beklenti bence hayal kırıklıklarımızın altında yatan en büyük etkenlerden biri. Neden mi?

Güzel bir Pazar günü, yapılabilecek çok şey varken, birkaç haftadır merakla beklediğim Uzak İhtimal filmine gittim. Sevdiğim, kıymet verdiğim birçok insan bu filmden bahsediyordu, güvendiğim, sık sık girdiğim siteler bu filmin reklamını yapıyordu. Hal böyle olunca çok merak etmiştim, çok heyecanlanmıştım. Dedim ya, büyük beklentiler içinde bu filme gittim.

Film arasında şöyle bir duyguya kapıldım: Aman Allah’ım, bir düş görüyor olmalıyım, uyanmak istiyorum. Filmin ilk yarısı bitmişti ve ben koltuğumda neredeyse sancılar çekmiştim. Derken ikinci yarı başladı ve ben yine sancılar içinde filmi izlemeye devam ettim. Filmin sonlarına doğru dayanamayıp dışarı çıkan iki kişi gibi yapmadım, sonuna kadar bir ümitle bekledim. Aklıma “Takva” filmi gelmişti. Film bittiğinde elimde kocaman bir hayal kırıklığı kalmıştı. Acaba şimdi de böyle mi olacaktı?

Neredeyse aynı tonda devam eden filmin sonuna gelmiştik ve birden ışıklar yandı. Beklentilerimin karşılanmamasının verdiği büyük acı bir anda içime oturdu. Ah dedim kendime, ah…

Sordu dostlarım: “Ne bekledin de bulamadın?” Senaryoda öyle abartılacak, “vay be, helal olsun” dedirtecek bir yan yoktu, sahneler belli bir süre sonra kendisini tekrar ediyordu, “hayatım boyunca unutamadığım filmlerden biri” deme şansımı kaybetmiştim, film beni arzuladığım o mana yüklü atmosfere çekememişti, Tarık Tufan’dan beklediğim bu değildi… Daha sayayım mı?

Filme ne kadar kızsam da emeğe saygı duymasını bilirim elbette. Lakin, söylemek istediğim şu: Bir şeyi olduğundan fazla gösterirseniz, birileri çıkıp bu şeyi olduğu yere koyar, er ya da geç. Dayanamadığım işte tam da bu: Bu film olduğundan fazla abartıldı. “Bizim mahalle” dediğimiz o hayali cenah, bu filme toz kondurmaz oldu, bu film hakkında söz söyleyeni “tu kaka” eder oldu. Buna karşıyım arkadaş, karşıyım… Yoksa benim derdim filmi beğenip beğenmemenizle ilgili değil, olamaz da…

Ben beklentilerimi düşük tutmayı denemek istemiyorum, içimde hep daha güzeli arayan bir adam var. Ve o adam, Uzak İhtimal filmini, beyaz perdede aradığımız o mana ve aşkınlıkla, o kendisine hayran bıraktıran zeka ile uyuşturamadı. Olsa olsa, o yolda bir basamak olabilir bu film, bu yüzden de teşekkürü hak ediyorlar, göklere çıkartılmayı değil…


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.