Ayrılığın (daha doğrusu derecelendirmenin)  zihin açıcı ve rahmetin tecellisi olabileceği bir yerde, beraberlik söylemiyle iddiasızlığı pompalayan zihniyete karşıyız. Sen necisin? Etiketin yoksa iddian da yok. Başkası seni konumlandıracak, iktidar hep o olacak. Hayal âleminde gezmeye benzer çünkü etiketsizlik.

Giyim kuşamımız, dinlediğimiz müzik, yemek yediğimiz mekânlar, yürümeyi tercih ettiğimiz sahil, o sahilde oturmayı seçtiğimiz bank, o banka oturma şeklimiz, elimizdeki gazete, piknik yapma şeklimiz… Hemen her fiilimiz bizim için etiket konusu! İdeolojiler, sosyal hayatlar, karakterler, bütün göze gelen olgular insanın etiketi. Göze gelen olgular değil sadece pek tabii. Fakat etiketin görünenle bir ilişkisi olduğu, kelimenin kökenine binaen akla önce geliyor. Aslında sesimizin tonu, inancımızın dozu, sürdüğümüz koku ve ilh. bunlar da göze hitap etmeyen etiketle(n)me enstrümanlarından bazıları. Etiketlerden kaçmak pek mümkün değil. Bazen gereksiz de... İnsanlar birbirine bakar ve ilk andan itibaren zihinlerinde imajlar, kavramlar, etiketler zinciri oluşur.

Etiketsiz yaşanmaz, ama gözlerin yanıltmasın!

Görsel bir çağ yaşadığımız malum. Görselin iktidarı, gözün medeniyeti, kişinin görünür ve gözde olması için giyim kuşamından başlayarak tasarımlar geliştirmesini istiyor. Tasarımlarımız etiket sahibi olmamızı hızlandırıyor. “Etiketlerle düşünme” lafını TV tartışmalarında sıkça duyuyoruz. Bugün modernin çocuğu denilen post modern dünyamız, etiketlerin dünyası. İnternet sözlükleri bu işin zirve yaptığı yer. Birçok yönüyle olumsuzluğun zirvesi. Sözlükler, doğrudan etiket ile ‘ket’lemenin krallığı bir bakıma. Hem de sözlüklerin işlediği mekan internet ortamı olduğu için, etiketin olumsuz yönünü orada görmek çok daha kolay. Kolay yoldan bilgi edinmek isteyenin yaslandığı bir olgu olarak karşımızda duruyor internet çünkü.

Her etiket bir siyasi gösterge durumundadır. “Sahillerde mangal yakıp göbeğini kaşıyanlar” diye bir laf etmişti köşe yazarının biri.  Sonra bu kişiler AK Parti kitlesi olarak, daha vahimi de halk olarak etiketlenmişti. Göbeğini kaşımak ve sahilde mangal yakmak normal hareketler belki ama göbeğini kaşıyan adam burjuva aydınının karşı kutbu oldu orada bir anda. Etiketlerin böylesi, insanları tam olarak tanımaktan, temas kurmaktan uzak ve görsellik denklemiyle oluşmuş bir çarpıklığın ürünü. Bu, “Halk sahillere hücum etti, vatandaş denize giremedi!” gibi başlıklar atan çarpıklığın devamı aslında.

Siyah tişört, siyah kot, dik saçlar ve rock müzik dinleyen metrodaki bir genç ne diyor bize? Koyu rockçı bu adam, yani muhalif, yani partisiz, son olarak da “ateist belki” dersek, çok vahim bir hata olmaz mı bu?

Etiketine sahip çık!

Etiketlenmekten ve etiketlemekten kaçmamız mümkün değil. Fakat etiket üretirken görsellik değil iletişim baskın öğe olmalı. Etiketten kaçmak, zihnimizin işleyişine ve tabiatımıza aykırı olur! Zaten, bugün ideolojimiz ve sosyal hayatımız nedeniyle karşılaştığımız etiketler, hâlâ Anadolu’da çokça kullanılan lakapların yeni versiyonları. Türk kültüründe fiiller lakap sebebi olurdu. Şimdi ise görüntüler ana unsur.

Etiketlenmekten kaçmak, sonunda bir telaşı ve onunla birlikte de bir ezikliği getirir. İşte, “İslam terör dinidir” diyen Batı ve yıllardır o Batı’ya terörist olmadığını kanıtlamak için bin bir takla atan çeşitli İslami cenahlar. Malum etiket batının işine geldiği için, bu taklalar hiçbir işe yaramadı yıllardır. Oysa asıl korkulması gerekenin tüm dünyada kan döken Batı’nın ta kendisi olduğu, söylenmesi gerektiği gibi söylense her şey daha sağlıklı oturacak yerine. Etiketin doğru kişiye doğru şekilde ve doğru “büyüklükte” asılması sağlansa iş değişecek bir diğer ifadeyle...

Etiketlerden kaç(ın)mamamız gerektiğini söyledik çünkü etiketleme dediğimiz şey zihinde tabii şekilde işliyor. Tabii şekilde işlemekle kalmıyor, hayatın bütün alanlarında da zihnimizin karşılaştığı her şeyi bir yere oturtarak bize rahatlık sağlıyor. Bir şeye yaklaşmamız yahut ondan uzak durmamız, doğallıkla onu zihnimizde oturttuğumuz yerle mümkün oluyor. Misal, Müslüman kalabilmek için doğal olarak küfürden uzak durmak gibi bir refleksi de beraberimizde taşıyoruz. Ama küfürden uzak durmak için, küfür olan şeyleri zihnimizde yahut ahlak yasalarımız çerçevesinde etiketlememiz gerekiyor. O zaman görülüyor ki, etiketlemeden iman etmek pek mümkün bir şey değil!

Beni kategorize etme, benimle oynama

1980 darbesi ve peşinden gelen apolitik gençlik olgusu çok konuşuldu. Darbeden sonra, sağcılık solculuk şeklinde genellenen siyasi kitle hareketlerine set çekildi, ayar verildi. Solculuk ve sağcılığın sıcak kanı soğutuldu. Aşırılıklar süzgeçten geçirildi. Gençler birbirini kırıyordu, fikirden baskın bir öfke, çatışma ülkeyi kol geziyordu. Devlet ve sistem bu darbeyle, toplumsal kaosu kaldırdı, resmi ideolojiyi de zihinlere dayatma imkânı oluşturdu. Bu sırada, düşünce ve sanat dünyamız bir takım anlamsız yasak ve cezalarla hırpalandı. (Düşünce ve ifade özgürlüğü hâlâ en önemli sorunlarımızdan biri). 70 ve 80’lerde gençliğini yaşayan, sokakta yürürken “sağcı mısın solcu musun?” sorusuna verecekleri tek kelimelik cevaba göre dayak yiyen, darp edilen, öldürülen -yahut tam tersi cevaba göre el üstünde tutulan- büyüklerimizin siyaset korkusu anlaşılabilir. Onların çocuklarına “okula gidiyorsun, parti merkezine değil, aman ha!” demelerinde bir yanlışlık yok buradan bakınca. Bizce yanlışlık,  apolitize olmaktan zevk almamızda.

Çok yakın tarihimizi bile yüzeysel okuyan popüler kültür nesnesi kişilerde; kendine özgü bir zihin inşa etmek yerine “izmler, deli gömlekleri” sözünüanlaşılabilir. Onların çocuklarına “okula gidiyorsun, parti merkezine değil, aman ha!” demelerinde bir yanlışlık yok buradan bakınca. Bizce yanlışlık,  apolitize olmaktan zevk almamızda.

Çok yakın tarihimizi bile yüzeysel okuyan popüler kültür nesnesi kişilerde; kendine özgü bir zihin inşa etmek yerine “izmler, deli gömlekleri” sözünü kestirmeden yorumlayıp, “beni kategorize etme, benimle oynama” şarkısını söylemek en kolay ve kaçınılmaz sonuç oldu… Mutlaka kategorize edilmişsindir, mutlaka seninle oynanıyordur. Sosyallikte zirve yapıp da etiketlerden kaçmak ne hoş, ama biraz ütopik ve boş.

Etiketin yoksa iddian da yok!

Ulusalcı, milliyetçi, gerici, laik, İslamcı, liberal, muhafazakar, sağcı, muhafazakar demokrat… Bunlar en çok zikredilen etiketler. Biz, efradını cami ağyarına mani olduğu müddetçe bu tür etiketlerin olabildiğince çok kullanılmasından yanayız. Yani, insan ilişkilerini anlamamızı kolaylaştıracak, bizi somut kılacak kelimelere muhtacız.

Ayrılığın (daha doğrusu derecelendirmenin)  zihin açıcı ve rahmetin tecellisi olabileceği bir yerde, beraberlik söylemiyle iddiasızlığı pompalayan zihniyete karşıyız. Sen necisin? Etiketin yoksa iddian da yok. Başkası seni konumlandıracak, iktidar hep o olacak. Hayal âleminde gezmeye benzer çünkü etiketsizlik. “Hayal, ipleri elinden kaçırmaktır. Oysa öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, o ipin ucu elinizden bir kaçtı mı, hemen bir başkasının eline geçiveriyor. Ondan sonra siz hayal ediyorsunuz, ama bir başkası yaşıyor.*”Başkası koymadan, sen, kendi etiketini kendin koy!

Etiketler mesela, romantikle safkan İslamcı arasındaki ayrımı düşünmeye götürür bizi. İdeolojinin anlamını zihnimizde derinleştirir etiketler. Karakterler ve mizaç üzerinden doğan siyasi birliktelikleri, ayrımları anlamamızı sağlar. Oldukça faydalıdır dolayısıyla. Romantik devrimci ile romantik İslamcı arasındaki, modernist sağcı ile İslamcı arasındaki farkı bilmek iyidir. Korkmayın bilmekten ve bilinmekten!

Kim bu “samimi dindarlar”, hangisi beyaz türk

Etiketlerde somut, net ve açık olmaktan yanayız. Bu ne kadar mümkünse o kadar. Dindar bir insan eleştirilirken kullanılan “samimi dindarlar” diye ütopikleştirilmiş etiketlere karşıyız. Nerede yaşar bu samimi dindarlar, kimlerdir? Öte yandan kendini daha işin başında zencileştirmişlerin karşısında duran Beyaz Türkler tam olarak kimlerdir?

Biz etiketleri bir derece-dereke ayrımı olarak kullanmak istiyoruz. Müslim-mümin-muhsin gibi… Zaman gazetesinin “yaftalama düşün” sloganı var mesela. Düşünmek zaten farz da, etiketlemek eğer düşünmene engel oluyorsa etiketleme de düşünme de zaten. Her şey karmakarışık kalsın. Sakın etiketleme, liberal ol ve ramazanda mankenlerin hangisinin kaç oruç tuttuğunu sorup Pazar ekinde yayımla… Dünya vatandaşı değiliz! İddiaların gevşediği iyimserliği, zeminlerin renksizleştiği beraberlikleri yapay buluyoruz.

Etiket iyidir, korkmayın; etiketinizin içini doldurmaya bakın…

 *İsmet Özel, Üç Mesele, Şule Yayınları.


Genç Gönüllüyüm

Sami Sefa Alkan  (Selçuk Üniversitesi - Makine Mühendisliği)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

İslamcı.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

Toplumu şucu bucu diye sınıflandırmak toplumun bölünmesine yol açmaktır. İnsan fıtratı gereği kendini belli bir gruba dahil etmek, gruplanmak ister. Bu eğilim ilkokulda başlar ve ömrü boyunca da böyle devam eder. Ama bize sadece "müslüman" olarak gruplanmak yeter. Daha küçük parçalar birliğe zarar verir.

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

İrticacı… :) Çünkü irtica gericilik anlamına geliyor ama ben ileriyi düşünerek hareket ediyorum. Önce daha ilerideki ahiret hayatını onun içinde önümüzdeki neslin gençlik hayatını... Dini faaliyetlere toplumun neredeyse her kesiminin irtica olarak bakması canımı sıkıyor.

En sevdiğiniz etiket nedir?

GENÇ Gönüllü :) :p

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Pek sayılmaz.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Muhafazakar Demokrat

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Genelde hayır…


Etiketim Yok Kimliğim Var

Esra Akbudak  (Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Etiketim yok kimliğim var... Herhangi bir etiketle tanımlanmaktan ziyade Müslüman kimliğimle tanımlanmayı ve tanınmayı tercih ederim. Siyaseti sembolize eden İslamcı lafzının farklı yönlere çekilmesinden ötürü İslam’ı benimseyen Müslümanlardanım diyebilirim.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

Etiketleme ve etiketlenme olaylarının iyiye doğru bir yol çizmediği günümüze kadar yaşadığımız tecrübelerle sabit. PKK etiketi ile tüm Kürtleri topyekun etiketlemenin yanlışlığı gibi... Kürt denince akla gelen ilk şey terörizm olunca bu etiketlemenin iyi bir tarafı kalır mı? Elde kalan tek şey acı ve üzüntü olur. Haksız muamelelere maruz kalmak, haksız muamelelerde bulunmak olur. Başka bir örnek sunacak olursak: İlahiyatçı etiketiyle etiketlenen bir İlahiyat öğrencisinin yaptığı yanlışlıkların tüm ilahiyat camiasına mal edilmesine sebep olabilir sahip olunan etiketler...

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Herhangi bir simgeyi temsil eden tüm etiketler beni rahatsız eder. Ya o etiketle anılmaya layık değilimdir; yahut o etiketle etiketlenmeyi hak etmemişimdir. Ben kendimi etiketlemezken bir başkasına ne oluyor da beni etiketleyebiliyor.

En sevdiğiniz etiket nedir?

Bir başkasının takmış olduğu etiket en sevdiğim etiket olamaz. Dinimi hayatıma arz etmeye çalışan bir Müslümanım diyebilirim; bu da etiket değil kimliğimin kendisi olur.

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Eğer bahsettiğiniz etiket kategorisine soy ismi de dahilse evet, ailemle aynı etikete sahibiz ;) Ailemle aynı kimliğe sahip olmamız hasebiyle...

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Şucu yahut bucu değilim. İfrat ve tefritten uzak kalarak itidali benimseme çabasında olan duyarlı bir Müslümanım.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Hayır kızmam. Ama siyasi görüşüme göre değerlendirileceksem bu benim canımı sıkar.


Etiketlenmeye Karşıyım

Mehmet Erbil Özcan (Selçuk Üniversitesi - Makine Mühendisliği)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Herhalde bu kelime "muhafazakar" olurdu.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

İnsanları etiketlemek, onların kişisel özelliklerini bir kenara bırakıp bir kalıp içine sokma çabasıdır. Kimsenin, kendine yapılmasından hoşlanmadığı bir şey olmasına karşın birçok yerde karşımıza çıkan, bir çırpıda karşısındakini etiketleyiverenleri görmek çok da zor değil ülkemizde. Bunu yapanlar bunun vebalini hiç düşünmüyor galiba.

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Bende olmayan bir vasfı bana takmaları, beni o etiketin içine koymaları beni rahatsız eder.

En sevdiğiniz etiket nedir?

Ben etiketleme olayına karşıyım. Hiçbirini beğenmem herhalde. :)

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Çok şükür büyük ölçüde aynı. Öyle de olması gerekiyor zaten.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Türkiye’de siyasi görüş anlayışı biraz farklı sanki. Siyasi partiler görüşlerini tam olarak yansıtmıyor. Buna rağmen en çok etiketleme de yine siyasi görüşünüze göre yapılıyor ülkemizde. Ben kendimi şucuyum diye sınıflandıramam. Siyasi partilerin içinden en iyisini, en aklıma yatkın olanını desteklerim.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Tabi ki hayır. Ülkemizde yine en hararetli tartışmaların siyaset etrafında yapıldığını bilsek de siyaset için kimseyle tartışıp kalbini kırmam.


Bana Faşist Deme!

Özkan Topçu  (Üniversite Öğrencisi)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Muhafazakar Demokrat.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

İyi bir şey değildir. Sürü psikolojisi oluşturma gayretlerinin bir yöntemidir. İdare edenlerin, idare etmek istedikleri yığınları kalıp içine sokarak sömürmek istemesinin bir sonucudur. Hele ki Türkiye`de karmakarışık olan, hangi görüşün hangi kavramla açıklanacağı belli olmayan bu etiketleri edinmenin maddi ve manevi birçok zararı olacağı kanaatindeyim. Bir kalıba ve kendi doğrularına göre şekillenmiş sınıflara sokulan yığınlar doğru diye inandıklarının yanlış olabilme ihtimalini düşünmez ve o doğruları oluşturan kişilere şeksiz ve şüphesiz inanırlar. Bu ise sınıfçılıktır, bölünmedir bunların ise kimseye faydası yoktur.

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Faşist.

En sevdiğiniz etiket nedir?

Sosyalist.

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Aynı değil, tam zıttım.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Muhafazakar, milliyetçi, demokrat hepsinden birer tutam alıyor ve karıştırıyorsunuz işte ben O`-cu yum.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Kesinlikle kızmam, belki çok bilmiş, belki kendini beğenmiş biri diyebilir ilk seferde ama "aşmak lazım" derim. Çünkü bana bunu soran birinin kötülük düşüneceğini sanmam. Eğer sana ne diyorsa kişi belirli bir siyasi görüşün sarsılmaz savunucusudur en azından kendini öyle sanıyordur.


Şeriatçıyım

Yakup Çelik (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Şeriatçı

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

Değil. Müslümanlar için sorun olamaz kesinlikle ama kötü niyetli insanlar için onların işlerini kolaylaştırıcı etkenler cünkü. İnanan bir insan bu tür şeylere itibar etmez. İnsan olarak insanların içindeki güzellikleri görmeye çalışır

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

İrticacı. Çünkü inanlar insanlar yeniliğe açıktır ve yenilikcidir. Modern ve kültürlüdür. Aynı zaman Allah(cc) nin kanunlarına (şeriat)  sıkı sıkıya bağlıdır.

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Yaklaşık olarak.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Ampulcü

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Yok. Hayır kızmam.


Etiketlemek Etnik Sınıflara Ayırmaktır

Murat Serhan GÜLHAN (Gazi Üniversitesi Muhasebe ve Vergi Uygulamaları)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Yenilikçi.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

Değil, çünkü etnik sınıflara ayırmaya benzetiyorum bu durumu. Bence insanların sadece fikirleri ve bazı şeyleri benimseme şekilleri farklıdır ve saygı da duyulmalı. Çünkü fikirler ve inanışlar yanımızdaki bir insana bakış açımızda değişiklik yapmamalı...

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Solcu, Sağcı, Dindar

En sevdiğiniz etiket nedir?

Yenilikçi

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Kısmen.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Hiçbir şeyci değilim. Sadece ülkemi seviyor ve ülkemin geleceği için karşılıksız bir şekilde çalışıyorum.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Kızmam, ama o insanla da bu soru üzerine gerekli üslupla konuşurum.


Etiketim: Hümanist

Tuğba Güner  (Sosyoloji Mezunu)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Hümanist

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

İyi olarak görmüyorum, insanları önyargılı olmaya itiyor. Ve `şucu` `bucu`nun haricindekiler doğal olarak `öteki` haline geliyor.

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Tutucu gerici gibi ifadeler her zaman canımı sıkmıştır. Bunlar tamamen görüntü dahilinde ifade edilen seyler olmakla beraber insanlarla iletişimden sonra böyle düşünmelerinden dolayı mahcup oldukları zamanlar çok olmuştur.

En sevdiğiniz etiket nedir?

Demokratik.

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Siyasi görüş haricinde ortak noktada buluşamadığım çok fazla fikrim olabiliyor ailemle.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Sağcıyım diyebilirim, sol kulvarda aradıklarımı bulamıyorum. Ama sağcı olara da sağcı partilerden tam manasıyla desteklediğim bir parti yok.

Size siyasi görüşünüzü  soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Hayır kızmam, ama eğer benimle siyasi görüşümden dolayı konuşmayı tercih edip etmeyeceği için sorarsa şaşırırım.


Türk’üm, Dünyanın Kurtuluşu İçin Uzun Uzun Konuşurum

Canan Yörükoğlu  (İstanbul Üniversitesi)

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Siyaset; devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış demektir. Bu tanım çerçevesinde siyasi görüşüm şöyledir; ben karma ekonomiyi ve ana stratejik iktisadi faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını, sosyal görüş olarak da sosyal adalet düzeninin, fırsat eşitliğinin, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma kurumlarının önemini savunuyorum.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Az çok hukukumuz olan biri bana bu soruyu sormaz. Çünkü ben attığım her adımımda, hayatımda olan her değerle düşüncelerimi yansıtırım. Fikrimi anlayamayacak kadar bana uzak olan biri bu soru ile beni tanıyamaz. Yöntem yanlış olduğu için kızarım, evet. Ancak, dünya görüşüm diğer insanların da  “kurtuluşunu” amaçladığı için, uzun uzun doğruyu izah edebilirim.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

Kişi kendini ne ile “etiketlediğini” bilir, bu kavramlara gerçek anlamda inanır ve hayatına geçirirse bu sıfatlandırma faydalı bile olabilir. Taraf olmayan bertaraf olur.

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Bütün Dünya’nın tanımladığı gibi: TÜRK

 Muhafazakar mısınız?  Peki sağcı değil misiniz yani?

Muhafazakârlar neyi muhafaza ettiklerini açıklamalıdırlar. Burada kasıt kök değerlerinden kopmadan, onları yeniliklerle buluşturan anlamı çıkacaksa “hem de nasıl muhafazakârım”. Lakin muhafaza edilen şeylerin değişim gösterdiği sağ kavramına kendimi dahil etmiyorum. Çünkü bugün Türkiye’de liberal kapitalist görüş tüm çirkinliği ve acımasızlığı ile Sağ’ı ele geçirmiştir

Solcu musunuz? Peki komünist değil misiniz yani?

Sosyal adalet, eşitlik, eğitim hakkından, sağlık hizmetlerinden ortak yararlanmak, özgürlük gibi kavramlar eğer solun tekelinde ise “hem de nasıl solcuyum”. Öyle ki insanın yapısında vardır bu ihtiyaçlar. Komünizm’e gelince. En başta diyalektik materyalizme inanmadığım için değilim. Bu kavrama inansam dahi daha kendi içinde fraksiyon kavgalarını bitirememiş, temel taşlarını bile bir düzene oturtturamamış, adı kanla vahşetle anılan bir düzenin Türk’ün zaten binlerce yıldır var olan devlet geleneğinin yanında esamesi okunamaz.


Rencide Etmediği Sürece Hiçbir Etiket Rahatsız Etmez!

Serap Özayrancı Okşaksin (Sınıf Öğretmeni)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

İnançlı.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

Bu tür etiketlere karşıyım. Bu tür etiketlemeler insanları birbirinden uzaklaştırır ve kutuplaşmalara sebep olur.

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Aslında yerine göre her şeyci olabilirim dolayısıyla takılacak hiçbir etiket rahatsız etmez; rencide etmediği sürece.

En sevdiğiniz etiket nedir?

Ahlaklı. (Günümüzde az rastlanır bir etiket oldu sanırım yazık ki.)

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Pek değil sanırım kuşak farklılığından kaynaklı...

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Çok klasik olacak ama siyasi görüşüme uyan bir siyasi parti yok.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Samimiyet derecesine göre değişir. Eğer herhangi bir insan sorarsa evet kızarım.


Siyasi İkonculuktan Allah’a Sığınırım!

Abdullah Yalnız (Sakarya Üniversitesi Öğrencisi)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Kendimi tek kelimelik bir etiketle tanımlasam "etiketsiz" derdim.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

İyi değildir, kötüdür demekle kalmayıp felakettir demek istiyorum. Çünkü bu tip etiketlemelerle bir alçının kalıba dökülmesi gibi donmuş bir yapıda olduğumuz algılanıyor.

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Her türlü etiketten rahatsız olurum. Çünkü size takılmış bir etiketi kabul ettiğiniz takdirde, diyaloğa 1-0 mağlup başlıyorsunuz. Karşıdakinin spesifik çerçevesine hapsoluyorsunuz. Aynı zamanda üzerine etiket yapışmış kişilerle tüm düşüncelerinizin aynı olduğu sanılıyor. Fikirlerinizin seri-malı olması gerekiyor.

En sevdiğiniz etiket nedir?

Etiket değil de, `nick` olarak kullandığım "Minyeli" takma adını seviyorum. Nedenini sormamışsınız ama söyleyeyim. Minyeli Abdullah romanındaki ana karakteri hedef kişilik olarak gördüğümden, küçüklüğümden itibaren Minyeli`yi seviyor ve kullanıyorum.

Etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Hayır. Biçilmiş kaftana, ailemle birlikte bile olsa girmek istemem.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Bi şey`ci değilim. Ya da `hiç bi şey` ciyim. Gerçi `hiç bi şey`ci olduğumda da `bi şey`ci olmuş oluyorum ama neyse... Apolitik olmayı doğru bulmadığımdan oy kullandım. Fakat bu durum, `o parti`ci olduğum veya o partinin yaptığı yanlışları eleştirmeyeceğim anlamına gelmiyor. Herhangi bir siyasal ikonculuktan Allah`a sığınırım.


İnsanları Etlketlemek Kimin Haddine?

Ezgi Ersin (Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı)

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Valla "birici" de "bir şeyci" de "birinden yana" da değilim. Kimi, neyi savunduğunu bilmiyor kimse. Süzgeçle işi yok kimsenin. Siyasi partiler de şaşırmışlar ne olduklarını, asıl amaçlarının ne olması gerektiğini. Evet bir görüşüm var; dünyaya, düzenlere - düzensizliklere, hiyerarşiye, bürokrasiye karşı geliştirdiğim, sınırını hiçbir çoğunluğa - azınlığa çizdirmediğim. Ama bunun bir adı yok işte.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

"Sana ne??" demem belki ama kızarım gerçekten. Bu kişisel bir mevzu olmasaydı oyları da gizli vermezdik değil mi?

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

Nasıl iyi bir şey olabilir ki? İnsanız, beynimiz ve fikirlerimiz var kendimize ait. Ve tek bir bedende tek bir canız. Yani bu hayat sadece bize ait ve beynimizin içindeki her şey. Birilerini yaftalamak da kimin haddineymiş ki? Bu "sadece" bizi ilgilendirir.

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Etiket demeyelim buna aslında. Ama kendimi tek kelimeyle anlatacak olsam "renk" derdim sanırım.

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Bana kimse etiket takmasın arkadaş, Ezgi denmesi kafidir… :) Öyle ya, boşa konmamış isimlerimiz. Hem biri, birine bir yaftayı ilk olarak beyninde yapıştırır, buna da kimse engel olamaz zaten. Bu yüzden sesli düşünmemek gerektiğini düşünüyorum huzursuzluk çıkmaması açısından.

En sevdiğiniz etiket nedir?

Etiketim değil ama siyasal görüşüm paralellik gösteriyor tam olarak örtüşmese de. Hayata ve olaylara bakış olarak değerlendirirsem bunu söylemek pek mümkün olmuyor yalnız. Kuşak farkı ve hayaller bir de gençliğin harareti eklenince işin içine durum değişiyor elbette.


Ben Radikal’im!

Elif Yaşaroğlu (Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencisi)

Kendinizi tek kelimelik bir etiketle tanımlasanız, ne derdiniz?

Radikal.

Şucu, bucu gibi etiketler sizce iyi bir şey midir? Neden?

İyi olmayabilir ama biz küçüklükten beri buna alıştırıldık. İnsanlarla iletişime geçtikten bir müddet sonra hemen şey siz necisiniz sorusunu duyuyorsunuz. Ben Müslümanım dediğiniz de bile artık bu onlara yetmiyor. Ben kesinlikle desteklemiyorum..

Size takılmasından en rahatsız olacağınız etiket nedir? Niçin?

Türbanlı… Balçiçek Pamir`in bir yazısı vardı. Türbanlı cüzamlı mıdır diye… Bana veya başörtülülere türbanlı denince kendimi çok kötü hissediyorum. Uzaylı gibi…

En sevdiğiniz etiket nedir?

Müslüman.

Sizin etiketiniz ailenizinkiyle aynı mı?

Genel olarak evet.

Siyasi görüşünüz nedir? Necisiniz?

Siyasi görüşüm yok. Olması da şart değil sanırım.

Size siyasi görüşünüzü soran birine, sırf sorduğu için, “sana ne” diyecek kadar kızar mısınız?

Artık kızmıyorum. Daha çok gülmek geliyor içimden..


Ali Düz'ın Yazısı.