Önce Çukurca, ardından Van… Felaketler üst üste geldi. Şehitlerimize ve depremde hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz. Hepimize geçmiş olsun. Bu günler bir ve beraber olmanın anlamını kavrayacağımız günlerdir. Her felaketin bizim anlayamadığımız, künhüne vakıf olamadığımız rahmete açılan bir kapısı vardır. 

Umarız ki bu sıkıntılar tez zamanda misli ile hayra vesile olur. Şer zannettiğimizden hayır çıkabilir; O bilir, biz bil(e)meyiz. 

Gerek Çukurca ve gerekse Van depremi,  kardeşliğimize kast edenlerin ummadığısonuçlara yol açabilir. Özellikle Van depreminin hemen akabinde başlayan yardım gayretleri ve dayanışma örnekleri, hem Çukurca ile oluşan negatif enerjinin dağılmasına, hem de kardeşliğin pekişmesine vesile oldu. Bunları, deprem gibi bir felakete karşı “oh oldu” tarzında iğrenç tavırlar alanlara rağmen yazıyoruz. Bu millete düşen her şeye rağmen hamiyetperverliktir. Nitekim bu tepkiler marjinal kaldı ve insanımız Çukurca dolayısı ile oluşan menfi havadan etkilenmeyerek yardım çağrılarına koşmasını bildi. Bu asil duruş, inanıyoruz ki tez zamanda meyvesini verecek ve biz daha güzel günler de göreceğiz inşaallah. 

Deprembilimcilerin ifadesine göre Van’da meydana gelen deprem hareketi beklenen bir faydan gelmedi. Tam tersine 500 senedir hareketsiz bir fayın beklenmedik bir hareketi felakete yol açtı. Bu tür beklenmeyen musibetler, her zaman hazır olmak gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Neye mi? 

Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan..

Mehmet Köprülü'ın Yazısı.