Irak, ABD işgalinden önce dünya petrol rezervlerinin en fazla olduğu ikinci ülkeydi. Değeri hem ülke olarak hem de ekonomik olarak her geçen gün artan Irak, Ortadoğu üzerinde de gittikçe yükselen bir hakimiyet alanına sahipti. Emperyalistler, bu “başıboş”, bağımsız ülkeyi “kendi başına” bırakmamayı kafaya koyuncaya dek tabii.
Ve neticeyi biliyorsunuz.
Onlara göre;
Yöneten bir diktatördü, Arap’tı ve şarklıydı. Irak, İran’a karşı gaz kullandığı zaman neden demokrasinin rahiplerinden tek bir kınama gelmemişti? Halepçe katliamında 5 bin Kürt öldürüldüğünde demokrasinin rahipleri neredeydi? Menfaatlerine tersti çünkü. Kar – zarar tablolarına aykırıydı.
Pentagon 2002-2003’te olası bir Irak saldırısında yarısından fazlası çocuk olmak üzere 10 bin kişinin öleceğini öngören bir rapor yayınlamıştı. Menfaatleri bu öngörüsünden önemli olsa gerek ki saldırıyı başlattı.
Neler mi oldu bu saldırıdan sonra?
"Irak Savaşı, 20 Mart 2003`de Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık önderliğinde oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetlerinin bir askeri harekâtla Irak`a girmesiyle başlayan ve devam eden savaştır.
15 Aralık 2011 tarihinde Bağdat`ta bulunan Amerikan Üssü`nden son Amerikan Bayrağı`nın indirilmesiyle savaş resmen sona ermiştir.
Savaş öncesinde, ABD ve Britanyalı hükümetlerinin Irak`ın kitle imha silahlarına sahip olduğu ve bu silahların koalisyon ülkeleri başta olmak üzere bir çok ülkenin güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiği gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Teftiş Komisyonu yetkililerinin kimyasal silahların varlığı konusunda kanıtlarının olmadığı işgal sonrasında, ABD-Iraklı İnceleme Grupları Irak`ın kitle imha silahı programına 1991`de son verdiği fakat ambargo kalkmazsa tekrar faaliyete geçirebileceği belirtti.
Buna rağmen terk edilmiş veya konulduğu yerin belirsiz olduğu kimyasal silah kalıntıları olacağı gerekçesiyle koalisyon kuvvetleri harekat düzenlemiştir. Bazı ABD`li görevliler Saddam Hüseyini, El Kaideye destek vermek ve barındırmakla suçladılar.
Fakat bu ilişkiler hiçbir zaman kanıtlanamadı. Bir söylentiye göre dönemin ABD başkanı George W. Bush Filistinli bir görevliye Tanrı`nın kendisine Saddam`ı devirerek Irak`ı baskıdan kurtaracağına yönelik ilham verdiğini söylemiştir. İşgalin diğer sebepleri ise Irak`ın Filistinli intihar bombacılarına parasal destek sağladığı, Irak hükümetinin insan haklarını suistimal ettiği, ve demokrasinin ülkede ve bölgede yaygınlaştırılmasıydı. Bazı görevliler işgal kararında Irak`ın petrol rezervlerinin önemli bir etmen olduğunu belirtmiştir. Fakat bu görüş ABD`lilerce yalanlanmıştır.
İşgalin başlamasından kısa süre sonra düzenli Irak ordusu yenildi, neticede Saddam Hüseyin yakalanarak idam edildi. ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Irak`ta yeni bir demokrasi inşa etme denemelerine başladı. Bazı tarikat ve diğer çeşitli silahlı gruplardan oluşan direnişçilerle koalisyon güçleri arasında bir asimetrik savaş başlamış, Şii ve Sunni gruplar arasında sorunlar çıkmış, ve Irak`ta El Kaide operasyonları başlamıştır.
2007 yılında yapılan araştırmalara göre Irak`ta tahmini 1.000.000 sivil yurttaş hayatını kaybetmiştir.
UNHCR Nisan 2008 tarihli verilerine göre 4.7 milyon Irak`lı yer değiştirdi (Irak nüfusunun %16sı), bunların iki milyonu komşu ülkelere sığındı.
Kızıl Haç Mart 2008`de Irak`taki insani durumu "dünyada diğerlerine göre en kritiği" olarak tanılamıştır. Haziran 2008, ABD savunma resmi kaynakları güvenlik ve ekonomik göstergelerde düzelme işaretleri görüldüğünü açıkladı. Ağustos 2008`de Irak ile ABD sonrasında SOFA anlaşması tasarlandı.
Bu anlaşma ABD`nin beş yıl içinde Irak`tan tamamen çekilerek güvenliği Irak yönetimine bırakacağını belirtiyordu.
2008`in sonlarına doğru SOFA yürürlüğe girdi. Bu anlaşmaya göre ABD askerleri 30 Haziran, 2009 tarihinde Irak şehir merkezlerinden muharip güçlerini çekildi ve 30 Haziran Irak`ta resmi tatil ilan edildi. Ancak anlaşma dahilinde 2009 yılını ortalarında bir halk referandumu yapılarak ABD güçlerinin konumu tekrar değerlendirilecek. Anlaşmanın maddeleri arasında, Irak mahkemelerinin, Amerikan askeri personel ve ABD ordusuna iş yapan şirketlerin çalışanlarını yargılayamayacağı, 10 yıllığına savunma ve içişleri bakanlığı gibi bazı bakanlıklar ile istihbarat gibi stratejik noktaların, ABD gözetimine bırakılacağı, ABD`nin Irak`ta özel cezaevleri olacağı, ABD`li askerlerinin, Irak`tan `terörist grupları destekleyen` herhangi bir ülkeye operasyon düzenleyebileceği gibi maddeler yer alıyor.
Anlaşma çeşitli Iraklı gruplar tarafından protesto edildi. Büyük Ayetullah Ali Hüseyini el-Sistani anlaşmanın yabancı varlığını sona erdirmesi gerektiğini söyledi. Irak Parlementosu ve ABD, Stratejik Çerçeve Anlaşması imzaladı. Bu anlaşma; ülke içindeki etnik grupların ve siyasi oluşumların haklarının garantiye alınması, öğrenci takasları; eğitim, enerji sahalarının geliştirilmesi, çevresel temizlik, sağlık bakımı, bilgi teknolojisi, iletişim ve infaz hukuku gibi konuları içeriyordu."