Bu çiçek çok "özel" birine!

Haydi kalk, en temiz, en güzel kıyafetlerinden birini giy. Taptâze bir abdest ile dışarı çık; seçkin bir çiçekçiden bir buket çiçek al. Özenle seç ama. Onu alırken ne kadar mutlu olduğunu satıcıya hissettir. Varsın, seni bir çok müşterisi gibi, âşıklardan biri sansın.. “-Hayırdır?” diye takılırsa, sen de o birçok müşteri gibi, “-Çok özel birine!” de.

Kaldırımlar, yollar, sokaklar üzerinde, seni mutlu edecek bir buluşmanın heyecanı ile yürü. Elindeki çiçeğinle insanlara selam ver. Bir dolmuşa, otobüse, metroya veya vapura binmen gerekirse, çiçeğine dikkat et. Kalabalıklar arasında düzeni bozulmasın.

Önceden, çaktırmadan yaptığın bir yoklama ile boşa düşmeyeceğini bildiğin adrese geldiğinde, edeple kapıyı çal. Karşı karşıya gelince, gözlerini gözlerine çivile ve nazikçe tuttuğun ellerine nazenin bir bûse kondurarak:

“-Selâmun aleyküm hocam! Teşekküre geldim, öğrettiğiniz “elif” için…’’ de.

** ** **

“Sana Kur’an öğreten hocanı ziyaret et!” demişti Genç…

Bu büyük bahtiyarlığa erişmemize sebep olanların üzerimizde ne mübarek hakları var. Velev ki bu kişiler, öz annelerimiz, babalarımız, abi, abla kardeş veya yakınlarımız dahi olsalar, bazı vakitler, sırf bu emeklerine binaen gönüllerinin alınması ne güzel bir davranış olur.

Çeşitli zamanlarda, küçük hediyelerle onları hoşnut etmek, “sadece Kur’an öğrettiği için, özellikle şükranlarımızı sunmak” onların, hayatlarının sonlarına kadar, gözleri gördüğü, akıllarının yettiği her durumda bu hizmeti aşk ile devam ettirmelerine de destek olur.

Hatta imkânı olanların, menbaı muhabbet olan dost bir grubu bir araya getirip, Kur’an öğretmenine sürpriz yaparak, onun, üzerindeki hakkına bir teşekkür mahiyetinde misafirlerine ikramda bulunması hiç de abartılı bir davranış olmaz.

Kur’an öğretmeni ile irtibat kesilmemeli, zaman zaman işitilen, dinlenen Kur’an kıraatlerindeki akla takılan telaffuz şekilleri, daima irtibatlı olarak “hoca” ile mülahaza edilmelidir.

Eğer, Kur’an öğretmeni ahirete irtihal etmiş ise, ondan öğrenilen Kur’an’ı onun kabri başında okuyarak ruhuna hediye etmek ayrı bir manevi lezzet verir.

Kur’an okumayı bilmek, aslında, onu bilmeyene de öğretmeyi gerektirir. Kur’an’ı her bilen, aynı zamanda onun bir öğretmenidir ve onu bilmeyene öğretmelidir.


Halit Yasir Özoğul'ın Yazısı.