Hıza Düşkünlük Hikmet ile Aramıza Mesafe Koyuyor
İlim ve irfan dünyamızın önemli isimlerinden Adnan İnanç Hoca’yı Hilal TV’deki ofisinde ziyaret ettik ve kendisiyle “hikmet” meselesini konuştuk.
Hikmetli bakış insana nasıl bir boyut kazandırır?
Hikmet bizim bütün davranışlarımıza, hayatı algılama biçimimize, hayat tarzımıza, Allah ile ve insanlarla olan ilişkimize bir derinlik katar. Hikmeti araştırmak ve onu hayatımıza taşımak, zihnî yoğunluğumuzu celbeden bir konu olmalıdır. Çünkü hayatımızın çok yönlü bereketlenmesi için hikemî bir bakışa ihtiyacımız vardır. İnsanların davranışlarına nüfuz ettiğimiz ve orada hikmeti bulmadığımız takdirde, davranışlar cazibesini kaybedecek ve süfli işlere rağbet artacaktır. Bir sunumu hikmet ve güzel öğüt ile yapmak, hikmetin inceliklerinden yararlanmak, sözün muhatap üzerindeki tesirini uyandıracak ve kalıcı olmasını sağlayacaktır.
Burada hikmetli olmak derken mesele çok şeyi bilmek değildir, malumatfuruşluk hiç değildir. Bilgi, hikmet ile; derin teemmül ile anlam kazanır. Hikemi bakış, muhatap üzerinde derin tesir ve iz bırakır. Akl-ı selim ve kalb-i emin olmayı öğretir. Söze tesir ve letafet, incelik ve derinlik kazandırır. Hikmet insanın kemal yolunda yürüyüş azığıdır. Bir şuur hâli olan hikmet, sahibine derinlik, rikkat ve dikkat kazandırır. Eşya ve hadiseler üzerinde kuşatıcı bir bakışa ulaştırır. Tüm varlık âlemi ile uyumlu bir ilişkiyi öğretir. Sahibinin hayatına bereket katar, bakışını keskinleştirir. Çok şeyi biliyor olmak ayrı, bir şeyi algı dünyasına taşımak ayrıdır.
Sizce gençliği hikmetli düşünmekten alıkoyan başlıca faktörler nelerdir?
Çağımızda çok hızlı ve süratli yaşıyoruz. Bugün gençlik hızdan hoşlanıyor. Hız ise insanın bilhassa gencin verimli düşünmesine, eşya ve hadiselerin özüne nüfuz edebilmesine engel oluyor.. Hali hazırda gençlerin hayatında algılanan ve uygulamada karşılaşılan durum “hızlı yaşam” olarak tezahür ettiği için; bu da onların anlama ve yorumlama kabiliyetini büyük ölçüde örseliyor. Oysa hikmetli düşünebilmek için durmak, durulmak, duymak, dinlemek ve anlamak durumunda…
Bunu televizyonculuktan bir örnekle izah etmeye çalışayım: Mesela televizyon çekimlerinde kamera kadrajları önceden yirmi saniye kadar uzardı; yani ekranda bir görüntü yirmi saniye beklerdi. Şimdi ise bu rakam üç saniyeye kadar düştü. Hızlı çekimle insanların gözü ve zihni harekete alıştırıldı. Çok aşırı hareket üzere olan göz artık yavaşlığı da sevmemeye başlıyor. Hâlbuki anlamak için durmak gereklidir; yavaş olmak, olaylar üzerinde yoğunlaşmak için bir fırsattır. Biz hıza yönelerek bu imkânı yok etmiş ve bu fırsattan kendimizi mahrum etmiş oluyoruz.
Dolayısıyla gençliğin bugün hıza olan düşkünlüğü onun hikmetle arasına mesafe koymasının nedenini teşkil etmektedir. Onun bu tutkusu hikmeti algılamasına ve hikmetli davranmasına engel olmaktadır. Hikmete ulaşmak istiyorsak, en başta hızımızı azaltmak, eşya üzerinde yoğunlaşmak, tefekkür etmek, tezekkür etmek, tedebbür etmek durumundayız. Yani gençlerin olgu ve olaylar üzerinde çok düşünmeleri ve bu konuda ciddi bir efor sarf etmeleri gerekmektedir. Bu herkes için gereklidir fakat gençler için daha da önemlidir. Gençlere eşya ve hadisat üzerinde fikrî bir çaba sarf etmelerini tavsiye ediyorum. Bu yoğunlaşmaların onların zihinlerinde farklı çağrışımlara kapı aralayarak onları zenginleştireceğine inanıyorum. Bunun için gençleri bol düşünmeye, üretmeye ve tabi ki bunun bir kapısı olarak okumaya davet ediyorum.
Aydın Başar'ın Yazısı.