Mısır’da, diktatör Mübarek rejiminin yıkılmasıyla, sosyal hayat sahasında Müslümanların daha aktif hale geldiği ve inançlarını her alanda yaşamaya ve her yere taşımaya başladıkları gözlemleniyor. 

Buna en çarpıcı ve görünür olarak; Mısır Havayolları hosteslerinin taleplerini gösterebiliriz. Hüsnü Mübarek’in, “devleti temsil eden kişiler başörtüsü takamaz” şeklindeki yorumu ve bu yorumla yasalaşan yasak, değişik meslek grubundaki kadınların ve öncü olarak da Mısır Havayolu Hosteslerinin girişimleriyle kalkmak üzere. Hatta söz konusu yasağı, İskenderiye idare Mahkemesi bozmuş durumda. Yasağın uygulandığı diğer devlet kurumlarında ve devlet televizyonunda da, uygulamanın bir an önce kalkması istekler arasında…
 
Bu olaylar bizlere, zalim bir diktatörün devrilmesiyle birlikte, Mısır’da hayırlı işlerin olduğunu gösteriyor. Bundan sonraki süreçte de, umarız ki, başka Arap devletleri ve geçmişte de diğer dünya devletlerinde olduğu gibi, yıkılan bir rejim yerine sistemi ve rengi değişen başka bir zulüm mekanizması devreye girmesin. Duamız ve temennimiz budur.
 
Mısır halkının ve diğer Arap ülkelerinin, tam bağımsız, antiemperyalist, İslami kurallara riayet eden, ahlaklı, bilinçli bir toplum olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz. 
 
Ve bu duamıza, Türkiye’deki yasağın kalkmasını da ekliyoruz. Sadece Üniversiteler yetmez. Yetmeyecek. Birileri seneler önce bunu diyordu. “Hadi üniversitede yasak kalktı, sonra devlette de, çalışırken de kalksın diyecekler!” deniyordu. 
 
Aynen öyle. Tam olarak bunu istiyoruz. Taviz vermeyeceğiz. Çünkü ne yaptığımızı biliyoruz bayım. Ve neden bu kadar karşı olduğunuzu da. “Bir bilseydiniz…”


Taha Süren'ın Yazısı.