Aylık sinema dergisi “Film Arası”, Ocak sayısındaki röportajında Haluk Bilginer’i sayfalarına konuk etmiş. Gülcan Tezcan’ın sorularını yanıtlayan Bilginer: “Susurluk`la hesaplaşıyoruz, 12 Eylül`le hesaplaşacağız inşallah. Ve hesaplaşmak zorundayız. 28 Şubat`la hesaplaşacağız. Yüzleşmek zorundayız bunlarla. Yoksa önümüz açılmaz önümüzü göremeyiz.” Sözlerini kullanmış. 

Sanatçıların, merkez medyadaki ünlü isimlerin bu duyarlıkları göstermesi, bunları gündeme taşıması hepimizin kanaati odur ki, çok hayırlı bir vesileler teşkil etmektedir. 
 
Bu memlekette politika kadar ateşli, politika kadar yüksek sesle, hararetle yapılan başka bir meslek yoktur. Ayrıca, halkın politik sorunlara katılımının yüksek, siyasi atmosferin de bu denli sıcak olduğu ikinci bir ülke yoktur. Siyasi tansiyonun yüksek olduğu ülkeler elbette var. Ancak her ülke kendi şartları içerisinde değerlendirilmelidir. 
 
Dünyanın bütün düşünce kuruluşlarını, siyaset akademilerini toplasanız, Lübnan’daki, Suriye’deki, Gürcistan’daki iç çekişmeleri çözemezsiniz. Oranın dengeleri başkadır ve ancak çözüm de, yıkım da oranın toprağında yetişmiş insanlar tarafından getirilir.
 
Bizde de durum tam olarak budur. Neyi çözecek ve neyle hesaplaşacaksak, bunu ancak ve ancak kendimiz yapabileceğiz. Bizim değer verdiğimiz insanlar, önünde sanatçı kimliğine saygıyla eğildiğimiz insanlar, genellikle enaniyetleri ve yaşadıkları “sahne hipnozuyla” büyük bir kibre kapılırlar. Bir mit haline gelirler. Bu süreçten sonra da medyanın güdümüne girerler. Medya da, her zaman halkın değil, paranın ve dengenin temsilcisi olduğu için, yaptıkları ve konuştukları bu eksen çerçevesinde olur.
 
Bu nedenledir ki, Haluk Bilginer’in, bu eksenin dışında söylemlerde bulunması, o zamanki devlet kadrolarının halkına yaptığı zulmü gündeme taşıması ve destek vermesi çok yakışıklı bir olaydır. Ve birilerinin hoşuna gitmeyeceği muhtemeldir. Mümkündür ki, Haluk Bilginer’in aldığı teklifler, tiyatro çalışmaları, sinema teklifleri sekteye uğrayacaktır bu açıklamalarından sonra.
 
Onun için, bu yürekliliği gösterdiği, hakkı söylemek adına dışlanmayı göze aldığı için, kendisini tebrik ediyoruz. 
 
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hz. Muhammed (S.a.v)
 


Taha Süren'ın Yazısı.