Kahve-Çikolata-Kitap

Tuğba Türkben / GENÇ Haber Merkezi - İstanbul

Bir adım sonrasında hayatı daha nitelikli yapacak faaliyeti, tez elden gerçekleştirme gayretinde olan İstanbullu GENÇ Gönüllü Hanımlar, kahve-çikolata-kitap kritiklerinin ilkini 8 Ocak Pazar günü Aliya İzzet Begoviç’in İslam Deklerasyonu kitabı ile hayata geçirmiş bulunuyor.

Soğuk, yağmurlu üstelik bir pazar günü kritik için yollara düşülür mü?

Gençliğin verdiği güç ve heyecan varsa ve Bilge Kral kendi hayatından yol gösterecekse eğer, yağmur-çamur denmez yollara düşülür. Hele Türk kahvesinin yanındaki sıcak kardeşlikle gönüller de ısınacaksa Fizan`a bile gidilir!

Aliya, aramızdaydı o gün. Bir insanın derdi ne kadar ulviyse, öyle güzel insan olunacağını, hayata öyle derin bakılacağını gösterdi... Ötelere giderken Kral olmayı. Bilge Kral’dı o; çünkü "İki şeyden tiksiniyorum: Âbid cahilden ve amel etmeyen âlimden!" sözü her an hatırındaydı. Kur’an merkezli hayatıyla kendinden sonraki gençlere bir ufuk çizdi. Onun kitabını okuyup kritiğini yaparak İslamî hayat tasavvuru ve güzel hasletlerinden kendi hayatımıza ayna tutmaya çalıştık.

 Kritikten tadımlık notlar;

•    İslami yenilenme fikrine her zaman karşı çıkan iki tip insan vardır: Muhafazakarlar ve modernistler.
•  Muhafazakarların eski reçetelerden kurtulamayıp İslam’ı geçmişe çekmeye çalıştığı, modernistlerin ise yabancı reçeteler ile yabancı bir gelecek hazırladığı.

Güçsüzlüğümüzün Sebepleri

•    İslam’ı hayata geçirmemizin yansıması, siyasi ve ahlaki başarı ve başarısızlıklarımız olarak karşımıza çıkar.
•   “Nasıl olursak öyle yönetiliriz.” kaidesi mucibince, İslamî toplum olmaksızın İslamî iktidardan söz etmek ya ütopya ya da zulümdür.

Dinî Tecdid (İslamî Yeniden Doğuş)

•  Bir millet için her türlü değişimin ve düzelmenin ön şartının iç değişim olduğunu Kur’an-ı Kerim Rad Sûresi’nin 12. ayetinde açıkça ifade eder.

Dinî tecdidden 3 önemli beklentimiz;

 -Kur’an-ı Kerim emirlerini, hiçbir engele takılmadan sadece dinî tecdit ortaya koyabilir.
 -Yeniden yapılanma için bireysel fedakârlığın yanı sıra karşılıklı güven ve bağımlı iş birliği de olmalı.
 -Geri kalmışlığı sebebiyle İslam dünyası çok hızlı eğitim ve sanayileşme temposu içine girecektir; fakat beraberinde despotluk, rüşvet, ailenin tahribi, hızlı ve haksız zenginleşme, yetenekli ve değer tanımayan bireylerin ön plana çıkması, geleneklerini yok eden hızlı şehirleşme, alkolizm, esrar ve fuhşun yayılması riskleri söz konusudur. Bu risklere engel ancak ALLAH’a olan temiz ve sarsılmaz bir iman ve halkın tüm katmanları tarafından dinî vecibelerin yerine getirilmesi olacaktır.
•    Medeniyetin kültürü yok etmemesini ancak din temin edebilir. Çıplak maddi ve teknik ilerleme açık bir barbarlığa dönüşebilir.
•   Evvela vaiz daha sonra ise asker olmak zorundayız.
•  İslamî hareket, gayr-i İslamî iktidarı yıkmak için değil; yeni İslamî iktidarı inşa edeceği vakit, iktidarı teslim almaya çalışmalı ve yapabilmelidir.
•    İslamî düzen, bozulma tehlikesi olmayan homojen bir teşkilattaki yetişmiş bireyler ile sürdürülebilir.
•    Panislamizmin kalbî kaynaklı, ırkçılığın ise ithal mal olduğu.

 Müslümanlar Neden Geri Kaldı?

•    İslam, halkların geri kalmalarının sebebi olabilir mi? Geçmişte İslam halkları geri kalmış değillerdi. Bugün Müslümanlar İslam’ı talep edememektedirler.
•  Tarihte gördüğümüz hemen her başarının arkasında Müslümanların olduğu. Hatta Batı’da büyük diye bildiğimiz insanların başarılarının, Müslümanların başarılarının üzerine inşa edilmiş olduğu.
 * Cervantes’in Cezayir’de uzun süre yaşayıp ilk eserini Arapça yazdığı..
 * Daniel Defoe’nin “Robinson Crouse” adlı eserinin Arap felsefe yazarı İbn-i Tufeyl’in Hayy İbn Yakzan eserinden ilham alınarak yazıldığı..
 * Nizamiye Üniversitesi`nin büyük İslam şehirlerindeki okullara numune oluşu.
 * Binbirgecenin büyüleyici şehri Bağdat’ı Arapların kurduğu.
 * Semarkant’ın uzun süre kaliteli kağıtta dünyanın başkenti olduğu..

•   Emevi sultanı mütefekkir Hâkim’in 400.000 ciltlik kütüphaneye sahipken bundan 400 yıl sonra “Bilgin” lakaplı Fransız kralı V. Şarl’ın ancak 1000 adetten az fazla kitap sayısı ile övündüğü.
•    Avrupalı çeşitli siyasi ve ideolojik güçler, diğer bütün meselelerde birbiri ile kavgalı iken İslam ve Müslümanlara zarar vermek söz konusu olduğunda her zaman hem fikirdirler. Müslüman neslin tarih bilgisinin sıfır olması ise durumu kolaylaştırmıştır.

Burada yapılan iki büyük yapılan yanlış:
 1. İslam geçmişi ve bugününde, olumsuz hadiseleri tescil edip defalarca tekrarlamak.
 2. Olumlu hadiseleri ise sistematik olarak görmezden gelmek.

•  Matematik için bin yıllık geçmişi şaka gibi atlayıp Öklid’den doğrudan Avrupa matematiğine giriş yapıldığı, Müslümanların bu bilime yaptığı katkılar olmaksızın matematiği tasavvur edemeyeceğimiz.

İslamî Yeniden Doğuşta Müslüman Kadın

•    İslam kadının eşitliği taraftarı mıdır?
Cevap: Hem evet hem de hayır. İnsan olarak aynı ve eşit değerde olan bir şahıs olarak etik, ahlaki ve insani mükellefiyetlerin yüklenicisi olarak söz konusu ise; Evet. Avrupa’da genel olarak anlaşılan eşitliğin, aile ve toplum içinde görevlerin aynileştirilmesi söz konusu ise; Hayır.
•  Eğer İslam’da kadın meselesi varsa bu meselenin çözümünün adı, annedir.
•  Kadın terzisi, kadın çiçekçisi, balerin hatta manken okulları var, ancak niteliksiz işçiler için olmadığı gibi anneler için de okul mevcut değildir.
•  Son iki asır boyunca sel gibi yayılan sanayi, daha fazla ve daha ucuz ellere ihtiyaç duyuyordu. Ve insanlık neslinin yarısını oluşturan kadın işçi ordusundan başka daha fazla ve daha ucuz el nerede bulabilirdi ki?
• Başkalarına ait çocukların terbiyesini yapmak (öğretmen veya mürebbiye olarak) yaratıcı, kendi çocuklarının yetiştirme işi ise aşağılayıcı, bıktırıcı ve tanınmayan (değeri anlaşılmayan) ev işinin sadece önemsiz bir parçası olduğu konusunda birçoğunun inancı vardır.
• Anne ve babalarının çok meşgul olmaları ve onlara ilgi göstermedikleri için hizmetçilere emanet ettikleri zengin aile çocukları, hapishanelerde doğan fakat annelerinin yanında büyüyen çocuklardan daha ileri olmadıkları sonucuna vardı.
• Gençliğin çağdaş problemleri özde, çözülmemiş statüden ve anne ile ailenin toplumdaki tanınmayan rollerinden kaynaklanmaktadır.
•   Çocuğunun 3 yaşını bitirmesine kadarki sürede annesinin ondan ayrılmaması gerektiği hususunda hekimler ve sosyologlar hem fikirdir.
•  Müslüman kadın yeni nesli doğurmalı, yetiştirmeli ve ona, İslam ve geleceğe olan imanı vermelidir. O, ancak eğitimli ve yetiştirilmiş olursa eğitebilir ve yetiştirebilecektir.

Ve son olarak;
•    Bizim kendi geçmişimiz üzerine hakkımız var ve kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gitmemiz gerektiğini bilmemiz için ona götürecek yolu da açmak zorundayız.

 “Hedefimiz : Müslümanların İslamlaşması
 Sloganımız : İnanmak ve mücadele etmek”

 Aliya İzzet Begoviç

Not: İstanbul-Üsküdar’da gerçekleştirilen Kahve-Çikolata-Kitap buluşmalarımız devam edecek. Sıradaki kitabımız Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi. (Seyyid Hüseyin Nasr) 29 Ocak Pazar günü gönüllü kız arkadaşlarımızı bekleriz.

İrtibat: genchanimlar@gmail.com

 


GENÇ'ın Yazısı.