Allah Yolunda Yaptığım Bir İş İçin Asla Özür Dilemem!
Gökhan Gökçek
Bulunduğu toplumun çürümeye yüz tutmuş kokuşmuşluğunu eleştirmiş bir insan. Makalelerinde toplumun ıslahına yönelik çalışmaların Kur`an’ın emri olduğunu yazabilmiş bir yazar. Edebiyatın kaynak olarak İslam`dan esinlenmesi gerektiğini düşünen bir mütefekkir; Seyyid Kutup...
Dindar bir aileye mensup olan Seyyid Kutup, 1906 yılında Mısır`ın Asyut kasabında dünyaya gelir. Ortaöğretimini ve lise hayatı el-Ezher`de tamamlar. Mezuniyetinden sonra, Kahire Üniversitesi`nin Darul Ulum fakültesinde eğitim hayatına devam etti. Mezun olduğu yıl olan 1933`te öğrenci olarak kapısından girdiği fakülteye bu sefer öğretim görevlisi olarak girdi. Görevine devam ettiği sırada ülkesinin yaşadığı kokuşmuşluğun etkisiyle tek kurtuluşun yolu İslam’a, İslami düşünceye yöneldi. O sırada ülkede bir grup mücahitin temelini attığı daha sonraki yıllarda kutlu insanların yer aldığı kuruluş olan İhvan-ı Müslimin`in mücadeleleri sabırla devam etmekteydi.
Böyle bir dönemde 1946 yılında "Konum Dersleri" adlı makalesini yayımladı. Makalesinde ülkenin yaşadığı İslami çözümlenmeyi eleştiriyordu. İçtimai ıslahın sağlanması gerektiğini gören Kutup, bu ıslahta çalışmanın Müslümanlık görevi olduğunu belirtiyordu. Mısır`a döndüğünde İhvan-ı Müslimin`e katıldı. Hareketin gazete ve dergilerinde düşüncelerini güçlendirerek yayımlamaya başladı. İhvan-ı Müslimin`de bazı fikir ayrışmaları yaşasa da teşkilatın içinde çalışmaya devam etti. Dönemin siyasi piyonlarından Cemal Abdül Nasır`a düzenlenen suikast sonrasında birçok İhvan-ı Müslimin üyesi gibi o da tutuklandı. Yargılanmasının sonucunda on yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Demir parmaklıklarla onu sindirmek istemişlerdi. Ama o hapse düşmesine rağmen davasından vazgeçmemişti. İçeride geçirdiği süreyi ilmi çalışmalarla harcayarak iki muhteşem eseri ortaya çıkardı. Biri Kur`an tefsiri "Fi zilâl-il-Kur`an" diğeri ise onun imanıyla çizdiği siyasi düşüncelerini anlatan "Yoldaki İşaretler" adlı eserdi. Bu iki eser onun ve fikirlerinin uluslararası çapta duyulmasını sağlamıştı. 1964 yılında çarptırıldığı cezanın ardından tahliye oldu. Kısa bir süre sonra 1965 yılında yeniden tutuklandı. İktidara muhalif olan Seyyid Kutup ve İhvan-ı Müslimin, Nasır`ın çabalarıyla sindirilmeye çalışılıyordu.
Seyyid Kutup tekrar yargılandı ve hakkında idam cezası verildi. Müslüman dünyada yankı uyandıran bu karar büyük tepki gördü. Bunca tepkiye rağmen kukla Nasır hükümeti bu karardan vazgeçmedi. Bu şanlı mücahit 29 Ağustos 1966`da idam kararıyla şehit edildi. İdam edilirken bu kutlu şehidin ağzından şu kelimeler şerefle çıkmıştı; " Eğer Allah kanunu ile mahkum edilmişsem ben Hakk`ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah`a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım bir iş için asla özür dilemem. Namazda Allah`ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.’’
GENÇ'ın Yazısı.