Evin Sıcaklığını Dışarıya Taşımak
Biz “ev”i severiz. Ev, gözümüzü açtığımız, gönlümüzü bulduğumuz yerdir. Sevgiyi, yardımlaşmayı, vefayı orada öğrenmişizdir. Oradaki herkes bizim için çok özeldir. Anne, baba, kardeş, dede, nine, kim varsa hayatımızdaki en önemli insanları biz orada tanımışızdır. Muhabbetimiz orada çoğalmış, yaralarımız orada sarılmıştır. Hayata dair güzel ne bulduysak ev onun ilk tomurcuklandığı yer olmuştur. Orada büyümüş, orada zenginleşmiş, hayata orada hazırlanmışızdır. Dışarının acımasızlığı ve hoyratlığı varsa evin şefkat ve merhameti vardır. Bir yerde kaybetmişsek evde kazanmışızdır. Kısacası ev bizim için çok önemlidir.
***
Ama ev tek başına bize yetmez, yetmemelidir. Ev bize ne verdiyse dışarıya taşmamız içindir. Evden aldıklarımızla dışarıya vereceklerimiz vardır. Evin güzelliği, sıcaklığı çoğalmak zorundadır. Evdeki dünyamız dünyaya taşmalıdır. Bu, evden dışarıya doğru yönelmekle olur. Ev, dışarıya dönmek için sırtımızı dayadığımız yer olmalıdır. Orası bizi ne kadar tahkim ederse, dışarıya katkımız o kadar fazla olacaktır. Ama çoğalmak, evin güzellik ve sıcaklığını dışarıya taşımak gibi bir derdimiz yoksa ev döner içimizde başka bir sıkıntıyı tetikler. Biz evimizle dünyaya yönelmezsek, dünya evimize dolmaya başlar. Dışarıya taşamayanı dışarısının tazyiki rahatsız eder. Huzurun ve şefkatin mekânı zamanla umutsuzluğun ve karamsarlığın yuvası hâline gelir. Tatlı, sıcacık hatıralar yerini karanlık ve kötümser düşüncelere bırakır. Evi, ev sıcaklığında tutmanın yolu, evde çoğalan umudu dışarıya taşımakla olur. O yüzden evde huzurlu kalmak isteyen, dışarıya bilenmeli, dışarısının saldırılarına karşı, karşı saldırı başlatmalıdır, çünkü en iyi savunma ancak hücumladır.
***
“Umutsuz Ev Gençleri” dosyamız ev ile aramızdaki bu ilişkinin hiç görünmeyen bir boyutuna temas etmek için hazırlandı. Ev ile dışarısı arasındaki irtibatı yukarıda anlattığımız şekilde anlamadığı için eve tıkılıp kalmış, bu yüzden de umutsuzluğa düçar olmuş sayısı meçhul genç bir kitle var. Bu gençlerin umutsuzluğu sadece kendilerini vurmuyor, evin sıcaklığını da tehdit ediyor. Evdeki sıcaklık en büyük zenginliğimizdir, onu kaybettik mi uçurumun kenarına gelmişiz demektir. Bu açıdan dosyamızı ilginç bulacağınızı düşünüyoruz. Dosyamız, sadece umutsuz ev gençlerinin durumuna dikkat çekmekle kalmıyor, onların evin dışına çıkabilmeleri noktasında bir takım teklifler de sunuyor.
***
Abone kampanyamız aşka şevkle devam ediyor, hamdolsun. Kitaplarımızın yarıya yakın kısmı gönderildi. Doğrusu o konuda geç kaldığımızı itiraf edelim ama olanda hayır var demişler ya, kitapların okuyucumuza ulaşması ile yeni bir heyecan dalgasının başladığını da ifade etmiş olalım. Çünkü her iki hediye kitabımız da gerçekten eline alanın gözünü ışıtacak derecede kalite ve özenle hazırlandı. Muhtevalarının da kalplerimizi ışıtması dua ve temennisi ile abone kampanyamıza desteklerinizi bekliyoruz. Yakınlarınızı, dostlarınızı dergimizden, kitaplarımızdan haberdar eder misiniz?
Yeni sayımızda buluşmak temennisi ile Allah’a emanet olunuz.
**
Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.