Abdulaziz Karakuş / Genç Haber Merkezi
 
Van depremi sonrası  Batman’a yerleştirilen öğrenciler, Batman Emniyet Müdürlüğü’nün katkılarıyla bir gösteri hazırlamışlar geçtiğimiz günlerde.
 
Gösteriye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’te katılmış. Programı sunan Diyarbakır’lı bayan polis memuru. Açılışı Kürtçe yapıyor. Un Bê  Xer Hatın (sizler hoş geldiniz) diyor. Salondan alkışlarla sözleri kesiliyor. Ayrılıkçılığa, bölücülüğe, asimileye inat tüm samimiyetiyle devam ediyor…
 
Ondan sonra, Bakan Şimşek sahneye çıkıyor, gözlerinin içi gülüyor. Heyecanlı, mutlu, yüzünde, akşam güneşinin batışını izleyen bir pirî  faninin huzurunu görüyorum.  Kürtçe selamlamasını yaptıktan sonra teşekkür ediyor, programı hazırlayanlara, Kürtçe konuşan polise…
 
İzliyorum, bir daha, bir daha, bir daha… defalarca.
 
Gözlerim doluyor, yüreğime inceden sızılar giriyor. Köyüme doğru bir yolculuğa  çıkıyorum, bilinmeyen bir dilden başka dil bilmediğimiz günlere gidiyorum. O bilinmeyen dilin, bilinmeyen  türkülerini bize saklayan kasetleri,  evin en ücra köşelerine sakladığımız  zamanlara gidiyorum, bilinmeyen zamanlara…
 
Anlayamıyordum, annemin ‘okulda qurmanci konuşmayın’ uyarılarının sebebini. Öğretmen duymasın diyordu, askerler duymasın. Ya hu biz küfür mü ediyorduk, farkında olmadan öğretmenlere, askerlere, sakladığımız kasetlerde küfür mü ediliyordu, bildiğimiz en kötü şeyin küfür olduğu zamanlarda, böyle düşünüyorduk herhalde.
 
Şimdi bu haberi izlerken ne oldu diyorum, bölündük mü, parçalandık mı yoksa daha sıkı bağlarla mı bağlandık? Daha önce de belirttim, bu halk acılarda ve duygularda birleştiği oranda birlik beraberliği artar. Benim, bu haber karşısında gözyaşı dökmemin sebebini anladığınız oranda beni anlayacak ve duygularda o oranda ‘bir’leşeceğiz. Birleştikçe büyüyecek ve güçleneceğiz. Siz bizsiz, biz de sizsiz büyüyemeyiz sadece birilerine yem oluruz.
 
Alfabeye q, w, x harflerini koymakla veya kimliğimdeki Sarıhan Köyü yerine Müsrüm isminin yazılmasıyla, bölünmeyeceğimizi anlamalıyız.
 
İlla bir bölünmüşlük arayacaksak, köyün girişindeki tabelaya veya çocukların Havin, Baran, Xezal, Helin, olan isimlerine değil, yüreğimize bakmalıyız. Yüreğimizin en derinlerine…
 
Xadi jıwe razî bûyi Mehmet Şimşek…
 
Allah sizden razı  olsun Mehmet Şimşek…


Abdulaziz Karakuş'ın Yazısı.