Selamunaleyküm Hana Yahya!
Hana Yahya Shalabi Hamas ile İsrail arasında yapılan esir takas anlaşması sonucu İsrailli asker Gilad Şalit karşılığında 18 Ekim 2011 tarihinde serbest bırakıldı. Fakat sadece 4 ay sonra, Şubat 2012’de tekrar tutuklandı ve bu gözaltını protesto için açlık grevine başladı.
Baskın
Hana Shalabi Cenin yakınlarındaki Burqin köyüne 50 İsrail askerinin yaptığı baskın sonucu 16 Şubat 2012’de gözaltına alındı. Çok sayıda köpek, bir istihbarat subayı ve İsrail askerleri bu baskından evvel ağabeyinin evini bastılar. Hana Shalabi’nin evini bastılarında istihbarat subayı sadece şu cümleyi kurmuştu: “5 dakikalık bir ziyaret.” Babasını ve büyük ağabeyini bir odada tutarlarken evdeki diğer kişileri dışarı çıkardılar.
Askerler evin altını üstünü aradılar. Sonra istihbarat subayı herhangi bir tutuklama emri gösteren bir neden olmaksızın Hana’yı tutukladı. Elbiselerini değiştirmek için bile izin verilmedi. İsrail İşgalci Kuvvetleri (IOF) vahşice Hana’yı tehdit edip ailesini kötülemeye başladı. Sonra Hana’nın ağabeyi istihbarat subayının şu sözü söylediğini duydu: “Hana ölmeli.” Askerlerden biri Hana’nın elinden çekip yakaladığında Hana bunu yapması için bir kadın asker getirmesi gerektiğini söyleyip itiraz etti.
Hana askere karşı koymaya çalışırken asker onu tokatlamaya başladı. Kardeşi onu korumak için önüne atladı fakat askerler ona da saldırdılar. Daha sonra bir kadın asker getirildi ve Hana bir jipe konuldu, susması emredilerek.
Açlık Grevi ve İdari Gözaltı
Hana Salem gözaltında gözleri bağlı bir şekilde küçücük bir odada iki saat boyunca bekletildi. Dayak ve aşağılayıcı muamelelere maruz kaldı. Bu kötü muamele ve haksız tutuklanma karşısında o an açlık grevine başladı. Tutukluluğunun ilk üç günü boyunca tecritte tutuldu.
Dördüncü gün diğer Filistinlilerin bulunduğu cezaevinin bir diğer bölümüne gönderildi ama yine tek başına bir odaya yerleştirildi. İsrailliler açlık grevine son vermesi için baskı uyguladılar. 21 Şubat’ta Hana sorguya çekildi.
16 Ağustos’a kadar idari gözaltında bulunacağını öğrendi. Tam altı ay. İsrail yasalarına göre hiçbir sebep olmadan altı ay bir kimseyi hapsedebilirdiniz.
23 Şubatta açlık grevine ceza olarak bir hafta hücre cezasına çarptırıldı. İsrailliler onu tehdit etmeye devam etti. Ancak Hana hiçbir şey yemiyor. Sadece su içiyor.
Aynı gün 67 yaşındaki babası ve 65 yaşındaki annesi de kızlarıyla dayanışma içinde olmak için açlık grevine başladılar.
Ve sadece bunlarla sınırlı değil Hana’nın yaşadıkları. 29 Eylül 2005’de kardeşi Samer İsrail askerleri tarafından öldürülmüştü. Şu anki tutukluluğu gibi birçok kere İsrail tarafından tutukladı. Tutulduğu hücredeki ışık eksikliği nedeniyle duyularını dahi kaybetmişti. İsrail askerleri tarafından tacize, hakarete, küfre, aşağılanmaya maruz bırakıldı. Hücresi pislikle dolu bir yatak ve bir banyodan oluşan 6 metrekare bir alandı.
Açlık grevinde bugün itibari ile dördüncü haftasına girdi Hana. Khader Adnan iki aydan fazla grev yaptıktan sonra İsrail pes etmişti. Şimdi Hana’nın sonunun ne olacağını kim nereden bilebilir ki? Ancak kaderi ancak dua değiştirmez mi?
GENÇ'ın Yazısı.