Habertürk Gazetesi, elektrik faturalarından TRT için kesilen payı gündemine taşıdı. Birçok medya kuruluşu da bu habere ilgi gösterdi. Genel kanaate ve yorumlara bakacak olursak, TRT’nin aldığı bu pay eleştiriliyor, hatta bu uygulamanın kalkması gerektiğini düşünenler çoğunlukta. Her ay, elektrik faturamızdan %2’lik bir pay TRT’ye aktarılıyor.

Geçen yıl (2010) TRT, bu paydan 547 Milyon TL gelir elde etti. Ayrıca televizyon ve radyo satışlarından “bandrol” geliri var. Bundan da, 465 Milyon TL kadar bir geliri gözüküyor. Son yıllarda TRT bu üslubunu ve yayın anlayışını değiştirmeye, esnetmeye başladı. Örneğin birçok kişi şöyle tepkiler vermeye başladı: “TRT’nin dışındaki diziler izlenmiyor, edepli, süper aile dizileri yapıyorlar.” Ya da: “TRT’nin haberlerine güveniyorum. Onun dışında hepsi manipüle ediyor.” Bu yorumlar, son birkaç senede oluştu. TRT için alınan bu pay, aslında rahatsız edici değil. Ancak totalde baktığımızda para epey bir meblayı buluyor. Dahası “gelir fazlası” olarak. Bu pay oranı düşürülebilir. Mesela %2 yerine %0.50’ye çekilebilir bu oran.

Çünkü elimizde, en azından “insanların ortak malı” diyebileceğimiz bir şeyler olmalı. TRT de bu sınıfa giriyor. Bir patronun, camianın kanalı değil, devletin, yani dolaylı yoldan “halkın kanalı” oluyor. Onun için, alınan bu pay kesilmek yerine düşürülmeli. Özel TV kanalları istedikleri zaman çığırlarından çıkabiliyorlar. TRT ise bunu yapamaz.

Yani mevcut otokontrolün de devam etmesi güzeldir. Her zaman da devam etmesi dileğimiz. Çünkü, özel TV kanalları reyting ve reklam uğruna değişik çabalara girişiyorlar. Böyle olunca kalite tam manasıyla yerlerde sürünüyor. TRT’nin reklam gibi bir kaygısı fazla yok. Mutlaka reklam almak zorunda ama, reklam geliri düşük bile olsa bu eleştirilen gelire sahip. Onun için, fazla da ses çıkarmamak lazım. Ailemizle, çoluk çocuğumuzla izleyebileceğimiz bir kanal kalması için.


Taha Süren'ın Yazısı.