Geçtiğimiz günlerde dünya gündeminde çokça yer bulan "To My Unborn Children" adlı yazıyı Genç okuyucuları için çevirdik. Gazze`nin ne demek olduğunu çok içten ifade eden bu yazı, bir babanın doğmamış çocukları için sarf ettiği sözlerden oluşuyor. Sizleri tefekküre ve duaya davet ediyoruz. 

"Bunu okumak için burada olmayacağını biliyorum. Belki de sen ışığı görmeden ben çoktan ölmüş olacağım. Ya da daha doğrusu bu adaletsiz ve insanlık dışı dünyaya tanık olmadan. Yine de bunu ağabeyin ve kardeşin her şeye tanık olurlar ve okurlar diye yazıyorum.

Gazze’ye gelene kadar daha iyi bir hayat hayal ediyordum. Barış dolu ve sakin. Kan ve patlamanın olmadığı. Yaralıların ve şehitlerin olmadığı. Hiçbirini bulamadım ama herkes için huzurlu bir hayatı diliyorum.

Gazze’de her şey çok farklı. Burada F16’lar var kuşların yerine. Sürekli uçaklardan gelen uğultular eşliğinde uyuyoruz Gazze’de. Uyandığımızda elektriğin yokluğuyla karşılaşıyoruz. Gazze’de patlamalar güneş, kül kokuları da şehrin kokusu.

Yaşadığımız büyük tehlike şu ki, elektrik Gazze’ye çok zor geliyor. Yaşadığınız her an yeni bir hayat olarak sayılabilir çünkü hayatınız tehlikede. İsrailliler oyuncaklarını Gazze üzerine getirip sert bir şekilde oynarlar.

Sevgili doğmamış çocuğum, Gazzeli olmak cesur, iradeli, güçlü ve eşi benzeri olmayan demektir. Büyüdüğünüzde uluslararası yasak olarak kabul edilen tüm silah ve cephanelerin neler olduğunu öğreneceksiniz. İsrail’in hedeflerinde ayrım yapmadığı Gazze’deki fark nedir? Bu demektir ki, bir gülümseme ile herhangi bir şeyi öldürüyorlar. Mümkün olsa istedikleri bizi birden fazla kere öldürmek.

Gazze’de büyümek kolay değil. Gazze’de büyümek kafa tutmaktır. Bir arayıştır. Ve bunun ödülü, güçlü, cesur bir kişilik. Bir çıplak göğüs ve bir taşla tankın önüne durmayı sağlayan bir cesaret. “Benim cesedimi çiğne” diye bağırtan bir cesaret. Püreye dönmek demek.

Bir Gazzeli olarak ölen ne olursa olsun öldürenlerin seslerini ayırt etme yeteneğini elde edersiniz. M-16, AK-47, .50 Cal, İsrail savaş gemileri, gökyüzünde savaş uçakları, tanklar … bu liste sonsuza kadar uzayabilir. Gazze’de yaşamak sabır taşını kırmaktır. Sadece güçlü ve cesur olanlar yaşayabilir. Mücadele, hayatta kalmak için bir milyon zorluğu bir günde yaşamak demek Gazze’de.

Son olarak, Filistin’i bırakmayın. Ait olduğunuz yer burası. Her şeyin sayıldığı, yapılan küçük şeylerin büyük değişiklikler yapacağı bir yer. Anavatanım Filistin’den ayrılmayın. Anavatanınız Filistin. Filistin’i bırakmayın, gün sonuna hiçbir şey bulamasınız bile. Tüm ömrünüz boyu zeytinyağı ve kekikle yaşayacak olsanız bile Filistin’i bırakmayın.

Not: Annenize onu çok sevdiğimi söyleyin. Benim için yanaklarından ve alnından öpün.

Tüm sevgim ile..."

Babanız; Nader K. @imNad

Mektubun orjinali için: http://www.sigaza.com/?p=833


GENÇ'ın Yazısı.