Genç Dergi Okurları Tarih Yazdı
Nisan ayında; Genç`in ücretsiz eki Tarih Gastesi`nin haber yarışmasını “Tarih Yazmak Elinde” başlığıyla duyurmuştuk. Yarışmaya ilgi beklediğimizden de büyük oldu. Doğrusu gönderilen çalışmaları elerken çok zorlandık. Önümüze; her yarışmada olduğu gibi tek tük de olsa yarışma kriterlerini karşılamayan; kes, kopyala, yapıştır tekniğiyle(!) hazırlanmış, bu yüzden değerlendirmeye bile sokmadığımız işler(!) de gelmedi değil. Ancak gönderilen çalışmaların büyük çoğunluğu: Tarihte gerçekten yaşanmış gerçek bir olaya dayanma, anlatımda güncel habercilik dilinin kullanılması ve mizahi yaklaşım gibi kriterleri karşılamanın da ötesinde, umulandan çok daha özgün fikir ve yaklaşımlar da taşıyordu.
Nisan ayında; Genç`in ücretsiz eki Tarih Gastesi`nin haber yarışmasını “Tarih Yazmak Elinde” başlığıyla duyurmuştuk. Yarışmaya ilgi beklediğimizden de büyük oldu. Hal böyle olunca sonuçların değerlendirilmesi ve açıklanması da planladığımızdan uzun sürdü. Genç Dergi Yayın Kurlu`nu oluşturan: Abdullah Güner, Ali Düz, Ali Can, Asım Gültekin, Harun Kırkıl, Lütfi Arslan, Murat Sözer, Sinan Özgenç ve Süleyman Ragıp Yazıcılar tarafından oluşturulan yarışma jürisi; doğrusu gönderilen çalışmaları elerken çok zorlandı. :) Önümüze; her yarışmada olduğu gibi tek tük de olsa yarışma kriterlerini karşılamayan; kes, kopyala, yapıştır tekniğiyle(!) hazırlanmış, bu yüzden değerlendirmeye bile sokmadığımız işler(!) de gelmedi değil. Ancak gönderilen çalışmaların büyük çoğunluğu: Tarihte gerçekten yaşanmış gerçek bir olaya dayanma, anlatımda güncel habercilik dilinin kullanılması ve mizahi yaklaşım gibi kriterleri karşılamanın da ötesinde, umulandan çok daha özgün fikir ve yaklaşımlar da taşıyordu. Bu sebeple yarışma jürisi olarak çalışmaları elerken, oldukça zorlandığımızı itiraf etmekten gurur duyuyoruz. Bizim için zor ve acılı bir süreçti ama bitti. Sonunda yarışmada dereceye girenleri belirledik. İşte ilk 3:
Yarışma birincisi “Ayasofya`da Şok!” başlıklı çalışmasıyla: Zeynep Şahin. Haberinde; Ayasofya Camii`inde papaz külahıyla namaz kılan Muharrem Efendi`nin başından geçenleri Tarih Gastesi üslubuna oldukça uygun, keyifli bir yaklaşımla anlatan Zeynep Şahin`in aldığı bu sonuçta: Oldukça ustalıkla kullandığı mizahi üslubunun olduğu kadar, “sünnet akçesi” denilen eski ve güzel bir adeti tekrar hatırlamamıza vesile olmasının da etkisi büyük. Zeynep Şahin`in kazandığı birincilik ödülü 500 TL.
İkinci seçilen Esra Ergin`in
haberinin başlığı “Meğer Fatih SSSYS`ye girmiş”. Fatih Sultan Mehmet`in, kendi kurduğu Sahn-ı Seman Medresesi`nde; müderrislere tahsis edilen odalardan birini hak etmek için girmiş olduğu tarihlerde açık seçik yazılan bir sınavı anlattığı haberinde Esra, olayın günümüzle bağlantısını o kadar güzel kurmuş ki hayran olmamak mümkün değil. Tek başına SSSYS fikri bile yeterken; (Sahn-ı Seman Seçme Yerleştirme Sınavı) Esra üşenmemiş, bir de üzerinde Fatih`in adet vesikalık fotoğrafının yer aldığı SSSYS sınav giriş belgesi tanzim etmiş ki; evlere şenlik. Tarihin hakikatleri ve mizah, birbirine karıştırılmadan ancak bu kadar güzel harmanlanır. Esra Ergin`in ikincilik ödülünün tutarı 300 TL.
Saliha Ünal`ın “Abbasi Sosyetesine Şok Yasak” başlıklı haberi üçüncü seçilen çalışmamız. İslam medeniyetinin kağıda ve kağıtla temsil edilen ilme verdiği değeri, magazin haberi formatında oldukça neşeli bir üslupla anlatan Saliha`yı tebrik ediyoruz. Saliha Ünal`ın üçüncülük ödülünün tutarı 200 TL.
Bir de her ne kadar ilk 3`e giremeseler de; bir o kadar iyi olan bazı çalışmalar var ki; onları anmadan geçmek haksızlık olur. Tabii; şunu da hemen belirtmekte fayda var: Bazı çalışmaların dereceye girememeleri; “kesinlikle” iyi olmadıkları anlamına gelmiyor. Hatta diyebiliriz ki ilk 3`e giren işler, bu payelerini matematiğin tartışma götürmez puanlama ve hesap tekniklerine borçlular biraz da. Ve ilk 3 dışında kalan pek çok iş, takdir edilmeyi; en az dereceye girenler kadar hak ediyor. İşte bunlardan birkaçı:
Hayriye Özerdem`in “Bilal-i Habeşi Geri mi Döndü” başlıklı haberi: Peygamber Efendimiz`in (s.a.v.) vefatının ardından; üzüntüsünden Medine’yi terk eden Bilal-i Habeşi hazretlerinin, seneler sonra Medine`ye döndüğünde okuduğu ezanın, Medine halkı üzerinde meydana getirdiği etkiyi anlatıyor ve analiz ediyordu. Haber; her ne kadar Tarih Gastesi`nin mizahi yaklaşımını içerse de belki de seçilen olayın doğasından olsa gerek; duygusal dozu yüksek bir çalışmaydı. Doğrusu elediğimize Hayriye`den ziyade biz üzüldük diyebiliriz.
Mustafa Cıngı`nın: Memedali Tiran, Erman Torro, Şansal Küçükbe ve Uğurcum`un yorumları eşliğinde Fatih`in; İstanbul`un fethini anlattığı çalışma ile Muhammed Mahsun Evren`in “Fetihspor – FC Roma Şampiyonlar Ligi Final Maçı Geniş Özeti” başlıklı haberi, konu ve tema açısından benzerlikler gösterse de biribirnden oldukça farklı, özgün ve keyifli çalışmalardı.
Adile Bal`ın “Gastemenat” başlıklı çalışması: Müslümanların, İslamiyet`in ilk yıllarında müşrikler tarafından maruz bırakıldıkları “mahalle baskısı”nı günümüz Türkiye`sine sağlam göndermeler yaparak gayet ironik biçimde anlatıyordu. Zehra Güven`in: Edirne Beyazıd Külliyesi aşçılarından Yahya Baba`nın menkıbesini anlattığı
“Tuna Nehri`ne Dökülen Pilavın Sırrı Ortaya Çıktı” başlıklı haberi de anmadan geçilmemesi gereken çalışmalarımızdan biri oldu.
Esra Ayar`ın “Dünyanın Ufuklarını Sallayacak Bir Fatih Nasıl Yetişir” başlığını taşıyan ve Fatih Sultan Mehmed`in annesi Hatice Alime Hüma Hatun`la yaptığı kurgu röportajı, ilk üçe girmeyi başaramasa da; önümüzdeki sayılarda Tarih Gastesi`nde yayınlanmayı hak edecek kadar keyifli ve kaliteli bir çalışma olmuş. Yeri gelmişken müjdeyi daha faza bekletmeden verelim: Esra Ayar`ın çalışmasının yanı sıra; başta yukarıda adını andıklarımız olmak üzere yarışma için gönderilen pek çok çalışma; yeri ve zamanı geldikçe, telifi karşılığı Tarih Gastesi`nin sayfalarında okurlarımızla buluşacak. Ki bu bağlamda; Büşra Dür`ün “Böyle Kaçış Görülmedi” başlıklı; Hz. Musa ve kavminin, Firavun
ve askerlerinden kaçışını anlatan haberini de Tarih Gastesi`nin Ağustos sayısında okuyacaksınız.
Son olarak; yarışma ikincimiz Esra Ergin`in ikinci bir işi: “Küçük Ayasofya Hırsızı Yakalandı” başlıklı haberinin de en az ödül kazanan çalışması kadar iyi olduğunu belirtmemiz gerek. Esra`nın; Bekri Mustafa ile yaptığı kurgu röportaj, Tarih Gastesi`nin ileriki sayılarında yayınlandığında eminiz ki okurlarımız da bizimle aynı görüşü paylaşacaklar.
İşte böyle geçti Tarih Gastesi’nin “birinci geleneksel” :) haber yarışması. Şaka bir yana: Görünen o ki; bu yarışma, yakında gerçekten de geleneksel bir hal alacak gibi. Konunun bizi en sevindiren yanı ise hiç şüphesiz; başlarda bizim bile kendisine karşı mütereddit olduğumuz Tarih Gastesi ekinin ve kendine özgü üslubunun, bu kadar büyük bir hüsn-ü kabul gördüğünün anlaşılması oldu. Tarihi; o alışıldık, o eski, o tozlu, o sıkıcı akademik formattan kurtarıp, gençlerin de okuyacağı, anlayacağı, seveceği bir üslupta -üstelik gerçeklerden kopmadan- anlatma fikri; doğrusu, cesaret isteyen bir yaklaşımdı. Tutmaya da bilirdi. Ama tuttu, beğenildi, anlaşıldı. Yarışmaya gösterilen ilgi ve yarışma için gönderilen çalışmaların niteliği gösteriyor ki; anlaşılmaktan da öte; benimsendi, özümsendi. Bu fikri ortaya atan ve kararlılıkla savunma cesaretini gösteren Lütfi Arslan`a teşekkürü bir borç biliriz...
Çok Önemli Not: Bu teşekkür hikayesi; olayların içi yüzüne vakıf olmayan pek çok kişiye, dergi editörüne yapılmış açık bir yağcılık gibi görünme riski taşısa da; bir hakikatin “mütevazi bir ifadesidir sadece. Böyle biline...
Sinan Özgenç'ın Yazısı.