Fatma Betül Dinçalsan ve Seçil Taşhan

ODTÜ’de 2 Nisan’da ‘Bilimi Hızlandırıyoruz’ adında bilimseverler için bir sergi açıldı. Sergiden bahsetmeden önce serginin merkezi olan CERN’e biraz değinelim. CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi), merkezi Cenevre (İsviçre)’de olan dünyanın en önde gelen parçacık fiziği laboratuarıdır. Şu anki üyeler arasında Almanya, Bulgaristan, Fransa, Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler olmasına rağmen Hindistan, İsrail, Rusya, Amerika, Japonya; Türkiye, Avrupa Komisyonu ve Unesco gözlemci statüdeler. ODTÜ Fizik bölümü ise CERN’le aktif bir şekilde çalışmakta. ODTÜ’nün CERN’le işbirliği ile düzenlediği serginin amacı Evren’in kökeni hakkında toplumun ilgisini çekmek.

Giriş kısmındaki ‘Siz, sevdikleriniz ve çevrenizdeki her şey evrenin tam başlangıcında ortaya çıkan parçacıklardan oluşmaktasınız’ kısmından sonra ‘ Büyük Patlama Sahnesi’ olan ilk kısım başlıyor. Sergiye buradaki girişinizin ardından ‘Boşluk’ kısmındaki simulasyonda ziyaretçileirn ilgisini çekecek cinsten; bir yandan görsel efektleri izlerken öte yandan evrenin ilk yaratılış sahnesi hakkındaki bilgiler kulaklarınızdan içeri adımlıyor. Daha sonra ‘Parçacık Bahçesi’ bölümü geliyor ki bu bölüm serginin en dikkat çekici bölümünü barındırmakta. Duvarlarındaki büyük grafik panelleri, maddenin yapı taşlarını ve kuvvetleri ileten, mesajcı parçacıkları göstererek ziyaretçiye yardımcı oluyor. Eğlenceli videolarla etkileşimler; oyunlarla ile de kütle-enerji arasındaki ilişki açılanmakta. Fakat parçacıkların ‘Spacebook’ profili şeklindeki tasviri, bilgiler-etkileşimler-ortak arkadaşlar- etiketlendiği alan gibi fonksiyonlar yüklenerek bu parçacıkların tanıtılması gerçekten şahane bir fikir olmuş ve ziyaretçinin dikkatini çekmekte başarılı bir yöntem. 

Yine isterseniz bu bölümde çeşitli fiziksel bilgilerinizi girerek vücudunuzun ne kadar parçacıktan oluştuğunu hesap edebiliyorsunuz. Bir sonraki basamak ‘Gizem Odası’. Burası CERN Başkanı Prof. Dr. Rolf-Dieter Heurer’in açılış konuşmasının bir bölümünde bahsettiği özellikle ‘Dark Matter-Dark Energy’ olarak adlandırılan, görünebilir maddenin tümünün evrenin yalnızca %4’ünü oluşturduğunu söylediği geri kalan kısmın ise karanlık madde ve karanlık enerji olan çoğunluğun gizeminden bahsettiği yer. Duvarlardaki insan figürleri, el-kıl-deri-deri hücresi-DNA-atom şeklindeki soyutlamalar ve açıklamalar konuyu, Allah-u Teala’nın yarattığı bu evrenin anladığımız kısmının bile ne kadar gizemli ve muhteşem bir dizayna sahip olduğunu ortaya koyuyor. Duvarlara karalanmış olan ve bilim insanlarının evrenin gizemini çözme konusundaki denemelerini temsil eden denklemlerin de odaya kattığı farklı bir havası var. 

Bunlara ek olarak bu bölümde ‘Kütlenin gizemi’ vs. gibi evrenle ilgili aklımıza takılan sorulara cevap niteliğinde, odanın merkezinde dinleme panelleri var. Dördüncü kısım sa ‘CERN Araştırmaları’na ayrılmış; bu kısım bir nevi CERN`in reklam kısmı denilebilir. Burada odaya girer girmez karşınıza çıkan LHC (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı) ile kendinizi küçük bir CERN deneyinde hissedebilirsiniz. Yine burada CERN Başkanı‘nın açılışta vurgulayarak bahsettiği ‘Dünyanın en sıcak yerleinden biri aynı zamanda ise en soğuk’ sözünü adrak edebiliyorsunuz. Burada iki proton LHC’de çapıştırıldığında Güneş’in merkezinden kat kat yüksek sıcaklık ortaya çıktığını ve dış atmosferde uzayı oluşturarak -270’li derecelere düşüldüğünü öğreniyoruz. Alan merkezinde LHC’nin kuşbakışı görünümü ve parçacıkların CERN’de hızlandırıcılardaki yörüngesini gösteren bir animasyon ziyaretçileri beklemekte. 

Son bölüm ise ‘Bu kadar emek, para yalnızca iki tane paçacığı çarpıştırmak için mi?’ gibi sorusu olanlara cevap niteliğinde hazırlanmış ki ismi ‘Dünya Temel Araştırmalar Üzerine Kurulu’. Fakat burada aslında bilimsel araştırmalrın bir rotası olsa da malum sebepten ötürü (bkz. Cüz’i-Külli İrade) çıkan sonuçların her zaman bir rotada hareket etmek zorunda olmadığını bir kez daha görüyoruz. CERN, yapılan araştırmaların, deneylerin, çabaların yalnızca iki parçacıkla kalmadığını, ne gibi gelişmelere yol verdiği yahut vereceği konusunda bu son kısımla farkındalığı artırmayı hedeflemiş. Mesela röntgenin aslında ne için geliştirilidiğini fakat sonucunun ne olduğu ya da World Wide Web (www-internet ağı)’in nasıl ortaya çıktığı hakkında size ilginç bilgiler sunuyor; temel araştırmaların gündelik yaşamımızdaki teknolojik uygulamalara ne şekilde yansıdığını açıklıyor.

Sergi sunduğu ortam ve imkanlar açısından gerçekten harika olmuş ki Türkiye ilk kez böyle bir sergiye ev sahipliği yapmakta. Ayrıca sergi açılışındaki müzik dinletisi de güzel düşünülmüş. Serginin sonuna konulan ziyaretçi defteri ve soru-dilek kutusu benzeri uygulama da güzel olmuş vesselam; fakat defterdeki ziyaretçi yorumlarını okuduğumuz kadarıyla birçok kişinin beklentisi ve şikayeti şu noktada idi: Neden içerideki odalarda bu konuları açıklamada bir fizikçi bize eşlik etmedi? Gerçekten bazı noktalarda bir canlı sunucu olması daha etkili kılacaktır diye düşünüyoruz. 

Bu arada belirtmeden geçmeyelim. Sergi odalarının duvarlarında küçük kırmızı ışıklar var, bunlar nedir diye düşünecek olursanız cevabını sergi çıkışında sağ tarafa saklamışlar. Sergiye gitmek isteyen varsa kesinlikle önerilir.

CERN Başkanı’nın açılışta ifade ettiği CERN’in uluslarası bir camia olduğu ve getirilen teknolojilerin ‘Barış için Bilim’ temelinde olduğunu ümit ederek sizleri ODTÜ Kapalı Tenis Kortu’ndaki bu sergiye davet ediyoruz

NOT:Sergi ücretsiz Sergi saatleri Hafta içi 10:00-18:00 - Hafta sonu 10:00-20:00. Sergi 8 Temmuz’ a kadar açık.


GENÇ'ın Yazısı.