Yıl 1992. Bosna`da savaş daha yeni başlamış. Ahmet Kot, Bosna`ya gidip geliyor. Oradaki Müslümanların dramını gündeme getirmek için. İsterseniz gerisini kendisiyle yapılan röportajdan dinleyelim... 

Altınoluk Röportaj

1992 - Aralik, Sayı: 082, Sayfa: 009

Bizde haberler genel olarak "Bosna-Hersek`te çarpışan güçler" diye başlıyor. Uluslararası merkezler de olaya böyle bakıyorlar. Bosna-Hersek`te çarpışan güçler var mı?

Bugün Bosna-Hersek`le "saldıran güçler" var. Karşısında da "öldürülen ve kovulan güçler" "Bosna-Hersek`te çarpışan güçler" ibaresi, Müslümanlar aleyhine işleyen silah ambargosunun devamı için kamuoyuna söylenmesi gereken bir yalandır Böylece, Müslümanların da silahları olduğu izlenimi veriliyor. Böylece batı, elinde tuttuğu iletişim araçları yoluyla dünya kamuoyunu yönlendirerek bu büyük katliamı gizleyebiliyor.

Müslümanların savunma gücü hakkında teshilleriniz neler? Ne tür savunma grupları var? İnsan gücü, silahları yeterli mi? Moralleri nasıl? Ümitleri ne durumda?

Eski Yugoslavya`da birçok önemli kurum gibi ordu da tamamen Sırpların egemenliğinde olduğu için, Bosna-Hersek bağımsızlığına kavuştuğunda düzenli hiçbir savunma gücüne sahip değildi. Ülkede yaşayan Sırp, Hırvat ve Müslüman halklardan ilk ikisi dış desteğe sahip olduğundan hızla silahlandılar. Müslümanlar silahlanmaya başladığında Sırp ve Hırvatlar büyük tepki gösterdiler. "Bize karşı mı silahlanıyorsunuz?" tepkisi, İzzet begoviç`ı zor durumda bıraktı.

Devlet olarak silahlanması için Batıdan yardım görmemesi normaldi. Ama İslam ülkeleri de yardımcı olmayınca, savaşa silahsız girmek zorunda kaldılar. Silahsız yüz binlerce insan, Avrupa`nın 4. büyük askeri gücü olan eski Yugoslavya ordusuna karşı ne yapabilir?

Ama buna rağmen, moralleri çok iyi. "Bu savaş yeni başlıyor" diyorlar. Silah temin edebildikleri takdirde hala çok şey değişebilir durumda. Ara sıra "Bir Türk uçağı paraşütle silah atmış" söylentileriyle bile müthiş moral kazanıyorlar. Silahları olduğu takdirde savaşı kazanacaklarına inanmışlar. Bu inanç, Balkanlardaki Müslüman varlığının geleceğim belirleyebilecek tek umut ışığı.

Müslümanlara silah ambargosu var!

Ambargo nasıl işliyor?

Aslında Sırbistan`a silah ambargosu değil, Müslümanlara silah ambargosu var. Güney Kıbrıs, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan ve Rusya ambargonun Sırp tarafım deliyorlar. Ama delmeseler ne olur? Bugünkü durumda Sırbistan, elindeki silahlarla en az 10 yıl Balkanları kasıp kavurabilir. Buna karşılık hiçbir ağır silah gücü olmayan ve Sırplarla Hırvatlar tarafın-dan sınırları çevrelenmiş olan Müslüman Boşnak halk kırılmaya devam ediyor.

İslam ülkelerinden ihtiyacı karşılayacak nispette insan gücü silah ve mühimmat yardımı söz konuşu mu?

İslam ülkeleri "duymadım, görmedim, bilmiyorum" politikası uyguluyor. Türkiye`nin silah konusunda bir girişimi olmadığım biliyoruz. Orada da Türk silahı olarak hiç bir "nesne"nin varlığından haberdar olan yok. İran`ın, silah ambargosu olduğunu bile bile gemiye yükleyip gönderdiği silahlar aylardır Hırvatistan açıklananda bekliyor. Suudi Arabistan, halktan kişilerin ve Müslüman zenginlerin yaptığı yardımların ülke dışına çıkarılmasına "silah dışında kullanılmak şartıyla" izin veriyordu. Şimdi onu da yapmıyor.

Türkiye İnsani Yardımda Sınıfta Kaldı...

Türkiye`den sistemli bir devlet yardımı var mı? Halkın Türkiye`den beklentileri ne? Türkiye`ye nasıl bakıyorlar? Türkiye`den yapılan sivil yardımlar konusunda neler söylersiniz?

Türkiye maalesef insanî yardım olayında da tam olarak sınıfta kalmıştır. Dünyanın bütün yardım teşkilatları, kiliseler ve diğer Müslüman yardım kuruluşları Hırvatistan`da yoğun olarak çalışıyorlar. Türkiye`yi temsil edecek bir yardım kuruluşu yok. Kızılay`ın bugünkü yapılanmasıyla Türkiye`de camilerden toplanan 12 milyar liranın bile ulaştırılması mümkün olmamıştır. Halbuki Bosnalı, Türkiye`den çok şey bekliyordu. Bosnalının gözünde tarih boyunca oluşmuş Müslüman-Türk imajının silinmesinde Türk hükümet yetkililerinin büyük kalkışı dolayısıyla Sırplar bize ne kadar teşekkür etse azdır.

Türkiye`den giden yardımlar üzerine çeşitli yorumlar yapılıyor. Yardımlar yerine ulaşıyor mu?

Bosna-Hersek insanı son 50 yılda büyük bir kimlik dejenerasyonuna ve ahlakî yıkıma uğradı, inandıkları değerler birer birer ortadan kaldırıldı. Bunun bir sonucu olarak, bugün yaşanılan savaşta acı görüntüler sergileniyor. Özellikle, giden yardımların bazı "yetkili" Boşnakların elinde nasıl yağmalandığım duyduk, gördük. Bunu daha ilk günlerde gören Araplar, getirdikleri yardımları oranın yetkili yardım kuruluşlarına teslim etmek yerine kendi kuruluşlarım oluşturarak doğrudan doğruya kendileri teslim etmek üzere organize olmuşlar. Ama bunlar da çoğunlukla Hırvatistan`daki mültecileri hedeflemişler. İçeriye yardım ulaştırmanın zorluk ve risklerine katlanmadan çalışmayı tercih ediyorlar. Boşnak yetkililerin eline teslim etmeden, doğrudan doğruya içeriye ulaştırılacak şekilde bir organizasyonla kurulacak yardım kanalı çok büyük bir hizmet görür.

Güvenli biçimde ulaştırılmak üzere Türkiye`den ne tür yardımlar yapılabilir?

Başta para olmak üzere, her türlü gıda ve temizlik maddesine, ilaç ve tıbbi malzemeye, kışlık giyime ihtiyaç var. Bunları içeriye sokmak zor değil. Bir organizasyon işi sadece.

Sırplar "Türkiye yardım etmez" Diyerek Rahat Saldırıyorlar!

Acaba Sırplar ve Hırvatlar Türkiye`nin yardım yapma ihtimaline nasıl bakıyorlar? Bu konuda bir teşhisiniz oldu mu?

Sırplar Türkiye`nin yardım etmeyeceğini daha basından gördükleri için bu kadar rahat saldırabiliyorlar. Bunun rahatlığı içindeler. Sanki bilmediğimiz bir garanti almışçasına rahatlar. Sırbistan`daki diplomatik misyonunu Malezya bile kapattı, bizimki çalışıyor. Hırvatlar isi Türkiye`den çok az bir yardım geldiğim görüyorlar. Araplardan gelen yardım çoğunlukla Hırvatistan`daki mültecilere olduğu için Hırvatistan`da kalıyor. Bundan Hırvatlar memnun. Ancak İslam dünyasından gelen gönüllü akımı onları çok rahatsız ediyor.

Hırvatlar üzerine devamlı şüpheler var. Her an Bosnalıları vurabilecekleri üzerindeki tespitlere siz ne dersiniz?

Kısa dönemde Hırvatlarla Müslümanlar arasında önemli bir çatışma olacağım sanmıyorum. Ama uzun vadede, Sırplardan sonra Hırvatlarla çatışma çıkması büyük bir olasılık. Sırplar böyle bir çatışmayı şimdiden çıkarmak için gayret ediyorlar.

Bosna-Hersek nereye gidiyor? Bir İslam yurdu ortadan kayıp mı olacak?

Bosna-Hersek hiç bir yere gitmiyor. Her şeye rağmen, Batı`nın Bosna-Hersek Müslümanları üzerindeki plan ve programları tersine dönerek, Müslüman halkın bilinçlenmesi ile sonuçlanan bir gelişme gösterebilir. Bosna`nın kurtulmasını savaşın uzun sürmesine bağlı görüyorum.

Bosna-Hersek halkının islami yapısına ilişkin gözlemleriniz neler?

Bosna-Hersek halkı, yaşadığı yarım yüzyıllık komünist yönetim sürecinde büyük bir kimlik dejenerasyonuna uğramış. Müslüman halk, yeni yeni kendine geliyor. Bu konuda büyük desteğe ihtiyaçları var. Yitirilen kimliğin yeniden kazanılması için zamana ve desteğe gerek var. Bu dönüşüm süreci, eğer gerçekleşecekse, zaman alacaktır. Savaş, bir şok etkisi yaparak bu süreci kısaltabilir.

Bosna-Hersek`i gördünüz, döndünüz. İçinizde kalan ne? Şimdi Türkiye`desiniz ve ne yapmayı düşünüyorsunuz? Oradan Türkiye`ye iletmek üzere bir mesaj yüklenip geldiniz mi?

Bosna-Hersek, içimdeki Balkan yarasını yeniden kanattı. İçimde acı tablolar kaldı ama zihnim daha aydınlandı. Yürüdüğüm yolu daha iyi görüyorum şimdi. Bosna`yı yaşadım, "Yeni Dünya Düzeni"ni daha iyi anladım. Benim ne yapmak istediğim değil, ne yapılması gerektiği önemli.

Türkiye ve İslam dünyası, Bosna-Hersek sınavında başarılı olamazsa, fazla değil 10 yıl içerisinde Sırpları Kosova-Sancak-Makedonya yoluyla İstanbul kapılarında karşılayabiliriz. Uyanmayanı zorla uyandırırlar. Ama bu acı tabloların tekrarlanmamasını dilerim. Türkiye ve İslam dünyası, Bosna-Hersek sınavında başarılı olamazsa, fazla değil 10 yıl içerisinde Sırpları Kosova-Sancak-Makedonya yoluyla İstanbul kapılarında karşılayabiliriz. Uyanmayanı zorla uyandırırlar. Ama bu acı tabloların tekrarlanmamasını dilerim.

Bosna`da Çocuklar...

Yarım yüzyıllık komünist yönetim, Bosna-Hersek`in kimliğinde ciddî yaralanmalara yol açmış. Ama savaşın yaptığı şok etkisi ile Bosna-Hersek Müslüman`ı yeniden İslam`la buluşma gayretine soyunmuş. Mülteci kamplarındaki çocuklar yeniden inançlarım, Kur`an`larını,ve ezanlarım keşfediyorlar. Dua eden, ezan okuyan, Kur`an`a gömülmüş çocuklar gördüm Mülteci kamplarında...Bir de silah tutmayı öğrenen çocuklar...Mücahid karargahlarında yeni bir dünyaya bilenen çocuklar. . Yarınki Bosna-Hersek`i inşa edecek olanlar onlar...

 


GENÇ'ın Yazısı.