Beyrut F. Yıldırım

Harikulade bir gurme(!) olduğum için sizler için FALAFEL yemeğini araştırdım demeyi çok isterdim ama Falafel ile tanışmam Şehit Muhtar Caddesi’nde öylesine gezinirken oldu.

en bu gün falafel gördüm.``

“En sevdiğim yemek falafeldir.”

“Ah anneciğim bu gün yaptığın falafel nasıl da enfes olmuştuuu!!”

Evet “falafel”’kelimesini birkaç cümle içinde kullanıp kelimeye duyacağımız yabancılığı üzerimizden attığımıza göre artık konuya gönül rahatlığı ile giriş yapabilirim.

Taksim meydanı bilindik portrelerle dolu. Çeşit çeşit insanın yanı sıra farklı lezzetlerle karşılaşabileceğimiz muazzam bir yer olmakla beraber hepimizin de bildiği gibi yersiz kalabalığın ve abartılı gürültünün de yegâne adresidir. Taksim’e gidip sessiz bir yerde yemek yemek isterseniz Şehit Muhtar Caddesi’ni öneririm. Trafiğe kapatılmış o cadde ne İstiklal gibi kalabalıktır ne de yersiz gürültü başınızı şişirir. Neyse, asıl konu bu değil.

Harikulade bir gurme(!) olduğum için sizler için FALAFEL yemeğini araştırdım demeyi çok isterdim ama Falafel ile tanışmam Şehit Muhtar Caddesi’nde öylesine gezinirken oldu. Dükkânların yanından geçerken birden “Falafel House” tabelasını gördüm ve aklımda o ecnebi soru beliriverdi;

“What is falafel?” (Falafel nedir?)

Falafel’den biraz bahsedecek olursak; kökeni hakkında çok kesin bilgi olmamakla beraber Falafel bir Filistin yemeğiymiş. Falafel için aslında “vejetaryen köfte” diyebiliriz. Haşlanmış nohudun veya baklanın ezilip içine maydanoz, sarımsak konularak yağda kızartılıp lavaş ekmeği içinde servis edilen bir Arap fast food’u aslında. Tabii bildiğimiz anlamda fast food’dan daha sağlıklı ve daha bizden.

İsrail, Lübnan gibi pek çok Ortadoğu ülkesi bu yemeği sahiplenip yurt dışında (bizim dönerciler gibi) gittikleri her yere bu yemeğin yapıldığı restoranlar açıyorlarmış. Türkiye’de sadece ama sadece falafel yapan ilk ve tek restoran “Falafel House” olmuş. İşletmecisinin dediğine bakılırsa burayı en çok Türkiye’ye gelen Arap turistler tercih ediyorlarmış.

Taksim’in orta yerinde Amerikan veya İsrail sermayeli onlarca fast food restoranı bulabiliyoruz. Buralarda içinde ne olduğunu, hangi koşullarda kesildiğini bilmediğimiz etler, hangi yağlarda kızardığını bilmediğimiz patatesleri yiyoruz ve yediriyoruz maalesef. Türk işadamlarının da işletmek için ısrarla bu tür restoranları seçmesi de cabası! Oysa Falafel House gibi işletmeler yaygınlaşsa, büyüse, dünyaya hükmeden bu Amerikan- İsrail sermayesi bize hükmedemese…

Güvenilir et ürünleri bulmanın zor ve neredeyse imkânsız olduğu, etlerde her türlü mikrobun görüldüğü şu günlerde özellikle dışarıda yemek zorunda kalırsanız Falafel sizin için nispeten daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Hem” bu gün ne yedin” sorusuna “ Falafel” cevabından daha egzotik ne olabilir ki?

***

Son olarak siz şanslı okuyucularımız için Falafel tarifi geliyor!;

Nohudu veya baklayı iki gün suda bekletiyorsunuz. (Haşlayarak yapanlar da varmış.) Yeşillikleri ayıklayıp yıkayın. Sonra tüm malzemeleri robotta çekin, hepsini karıştırın. Yorulmuşsunuzdur biraz dinlenin… Bir çay koyun da içelim yahu... Ehem ne diyorduk? Evet, karışımı küçük toplar haline getirip çiçek yağında kızartın. Sevginizi, emeğinizi kattığınız bu köfteleri ister üzerine sarımsaklı yoğurtla ister lavaş ekmeğiyle tüketin. Beğenmediyseniz yemeyin. Şimdiden afiyet olsun.


GENÇ'ın Yazısı.