İstanbul Fetih Denklemi!
Ömer Öztürk / Genç Haber Merkezi
İngilizce “museum” kelimesini Türkçemize “müze” şeklinde tercüme etmek âdetimiz olmuştur. Şimdi bendeniz, yüksek müsaadenizle, ve engin hoşgörünüze sığınarak, “tefekkürhane” deyimini tavsiye edeceğim. Neden mi?
Şöyle ki: böl museum’u; oldu sana “muse.” Nedir muse: derin düşünmek. Eh, bu münasebetle, museum da derin düşünce veya eh münasibi tefekkürhâne olmalı değil midir?
Osmanlılar zamanında bilumum mekânı hâne ile isimlendirmek bir anane halini almış imiş; insanın kendini en rahat hissettiği yegâne mekânın hâne yani ev olduğundan (Heyhat! Gelin görün ki, bu rahatlık dahi bir müddet sonra işkenceye dönüşüverecektir) hareketle, söz gelimi, kütüphane, tevkifhane, vesâire yüzlerce bileşik kelime türetilmiş imiş.
Sahiden de, müzeler, oralarda irtibat kurduğunuz vesâik, nesne, eşyâ ve daha birçok güzellik vesilesiyle maziye kısa ama huzur-verici bir seyahat gerçekleştirdiğiniz için, tefekkür evleridirler.
Birkaç yıl evvel, Topkapı Merkez Efendi cihetinde binbir emek ve gayret ile bir fetih müzesi vücuda getirilmiştir ki, Sirkeci tramvayı ile 20 dakikada ulaşılabilmektedir. Hazır Müzeler Haftası ve Fetih sene-i devriyesi aynı devreye denk gelmiş iken, bu tefekkürhaneyi ziyaret etmek, 3D Fetih manzaralarını seyre dalmak ve bu suretle bol bol tefekkür eylemek pek faydalı bir uğraş olacaktır diye düşünüyorum.
GENÇ dergisinin Mayıs 2012 sayısı Ayasofya ve Fetih’e tahsis edilmiş bulunuyor. Yeri gelmişken, bu mevzuata dair bendeniz de birkaç malûmat arz etmek istiyorum:
GENÇ'ın Yazısı.