Devlet Bakanı Cemil Çiçek açıkladı: Bir Gençlik Ajansı kuruluyormuş. Bakana göre bu yeni kurum “gençlik politikalarının belirlenmesi, takibi ve koordinasyonunu sağlayacak.” Gençlik Ajansı’nın kurulmasındaki nedeni de açıklamış Bakan Çiçek. 2009  rakamlarına göre 72 milyon 561 bin 312 olan nüfusun yüzde 52’si 30 yaşın, yüzde 34`ü ise 20 yaşın altındaymış. Genç nüfusun  ülkemiz için “son derece önemli ve stratejik bir değer” anlamına geldiğini ifade eden Çiçek bu yüzden “bağımsız bir gençlik  politikasının belirlenmesi, takibi ve koordinasyonuna” ihtiyaç bulunduğunu kaydetmiş.

Devlet eliyle bir gençlik ajansının kurulması güzel bir gelişme. Ama bu kurumun klasik bürokratik kurguda tasarlanmaması gerekiyor. O yüzden başta kurumun yol haritasını  belirleyecek vizyon olmak üzere, amaç, kapsam ve işleyiş üzerinde iyi düşünülmesi lazım. Bunu yaparken de temel belirleyiciler,  ülkemizin son dönemde yaptığı dış politika açılımları ve özellikle de küreselleşmenin önümüze koyduğu zorunluluklar olmalı.

Lafı  uzatmaya ve dolandırmaya gerek yok. Türkiye Ulusal Ajansı sadece memleket gençliğini değil dünya gençliğini düşünerek adım  atmalı. Bizim gençlerimizin önüne küresel bir vizyon koymalı. Onları dünya gençleri ile buluşabilecekleri, hatta onları lider yapacak bir  isyon ile kuşatmalı. Nasıl olacak bu? Bu zaten fiilen oluyor. Millet devletinin çoktandır önünde yürüyor ya işte bu tür bir küresel  vizyon da birçok sivil toplum kuruluşları tarafından insani yardım saikiyle gençlere veriliyor. Yapılacak olan bunun daha örgütlü, resmi ve kapsamlı şekilde yeniden yorumlanmasıdır.

Yapılacak belli: Gençlere dünyanın onları beklediği söylenecek. Gerçekten böyle  çünkü. Dünya, rahmetin, merhametin, adaletin ve şefkatin siyaseti ile herkesi kucaklamak üzere yola çıkanları bekliyor. Gençlere,  dünyanın neresinde olursa olsun gidip kendilerini, içinden çıktıkları toprakları ve hayat buldukları, kimliklerini oluşturan değerleri  anlatabilecekleri bir format –bir tür askerlik vazifesi gibi- tasarlanmalı ve onları kürenin her tarafına göndermeli. Gidip de döneni baş  üstünde taşımalı, rol model olarak geriden gelenlerin önüne koymalı.


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.